Atilla YAYLA
Olayı biliyorsunuz. TESK Cumhurbaşkanının seçim mitingi için Malatya’da bulunduğu günün akşamı bir iftar düzenledi. Şehir protokolünün davetli olduğu iftara İkinci Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel de katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı konuşmanın bir yerinde CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’yi eleştirdi. Salonda alkışlayanlar oldu. General Temel de yüzünde bir tebessümle alkışlamaya katıldı.
Bu görüntülerin medyaya yansıması üzerine M. İnce generale ağır eleştiriler yöneltti. Seçilirse Temel’i emekli edeceğini, hatta apoletlerini sökeceğini söyledi. CHP ‘den pek ses çıkmazken AK Parti İnce’nin bu sözlerine sert karşılıklar verdi. Temel’in 15 Temmuz kahramanlarından olduğunu ve başarılı Afrin (Zeytin Dalı) Harekâtı’nın komutanlığını yaptığını söyleyerek İnce’yi densizlikle, Temel’i aşağılamakla, hatta FETÖ ve PKK hesabına konuşmakla suçladı.
Bu olayı nasıl yorumlamak gerekir?
Her şeyden önce bir askerin bir siyasî kavgada, siyasetçilerin atışmasında alenî bir şekilde taraf olması kabul edilemez. Temel’in Erdoğan’ın sözlerine alkış tutması hiç şık olmadı. Askerler kendi siyasî görüşlerini kendilerine saklamak ve siyasette taraf olmamak zorunda. Bu bakımdan Temel hata yaptı. AK Parti çevrelerinin İnce’yi daha önceden CHP kanadı tarafından kullanılmış olanlara benzer argümanlarla eleştirmesi de yanlış oldu. Tersini düşünelim. Benzer bir toplantıda CHP adayı Erdoğan’ı eleştirse ve bir general bu sözleri aynı şekilde alkışlasaydı ne yapılırdı? Bu elbette doğru bulunmazdı. Bu yüzden olayın tevil edilebilir tarafı yok. Yanlış yanlıştır. AK Parti çevrelerinin bu olayı büyütmeden kendilerinden kaynaklanan bir yanlışlık olduğunu ve bir daha bu tür olayların tekrarlanması için gerekenin yapılacağını söylemesi çok daha yerinde olurdu. Bu hem Temel’i hem de bürokratik vesayete karşı müthiş bir mücadele vermiş-vermekte olan AK Parti’yi korur, zarar görmesini engellerdi.
Bu olayda belki de en masum kişi Temel’dir. Seçim atmosferi ve Erdoğan’ın tarzı iftara kaçınılmaz olarak siyasî bir boyut kazandıracaktı. Cumhurbaşkanının katıldığı bir iftarda Temel’in hazır bulunmaması olmazdı. Alkış tutmaması da başka türlü eleştiri konusu olurdu. Askerlerin bu tür iki taraflı olaylarda şaşkına dönmemesi için yapılması gereken şeylerden biri şehir protokollerinin gözden geçirilerek askerlerin protokolden tamamen çıkartılması veya siyasî amacı bulunan toplantılara hiç davet edilmemesi olabilir. AK Parti zamanında protokolde bazı düzeltmeler yapıldı ama gerektiği kadar ileri gidilmedi veya gidilemedi.
Bununla beraber, bu olaydan hareketle Cumhurbaşkanı-asker ilişkisini klasik bürokratik vesayetle kıyaslamak ve olayı bürokratik vesayetin tarihsel tezahürlerine benzetmek abartılı bir yaklaşım. Bürokratik vesayet askerlerin teadüfî ve tekil çıkışlarına değil sistematik bir yapılanmaya dayanmaktaydı. O zamanlar devlet iktidarı parçalanmış ve tüm kritik alanlar seçilmiş siyasilerden uzak tutularak askerlerin eline ve emrine bırakılmıştı. Ülkenin gerçek başbakanı GKB idi. Vesayetin kuvvetli bir ideolojik ayağı vardı: Kemalizm. Askerler bu vesayette yargı, üniversiteler ve medya ile ittifak hâlindeydi. Gerçek güç ordu generallerindeydi. Askerlerin siyasette en yakın ideolojik müttefiki CHP’ydi. Nitekim CHP zihniyeti her zaman darbelerin ve bürokratik vesayetin en büyük destekçisi oldu.
AK Parti zamanında CHP’nin alkış tuttuğu ve yararlanmaya çalıştığı bürokratik vesayete karşı amansız bir mücadele vermek zorunda kaldı. Vesayet odakları ellerinden geleni artlarına koymayarak AK Parti’yi yok etmeye çalıştı. Halkın ve demokrat aydınların desteğiyle vesayet barajları aşıldı. Bu esnada CHP vesayet odaklarıyla beraberdi. CHP’nin tavrı CHP ideolojisine de siciline de uygundu. Meselâ, 28 Şubat sürecinde Baykal siyasete müdahale ederek başbakan deviren ordunun tavrına orduyu bir menfaat grubu olarak ilân ve tescil etmek suretiyle destek çıktı. Hikâye uzun, bu yüzden Temel’in yanlış davranışına dayanarak vesayet düzenindekine benzer bir durumun ortaya çıktığını iddia etmek dayanaksız ve mantıksız.
Diğer taraftan AK Parti’nin hakkını da teslim etmek gerekir. Bu partinin bürokratik vesayeti geriletmesi sayesinde İnce gibi CHP’lilerin bu tür sözleri sarf etmesi mümkün hâle geldi. Daha önceki yıllarda generaller siyasilere –birinin merhum Erbakan’a yaptığı gibi- galiz küfürler ederler ama başlarına bir şey gelmeden yollarına giderlerdi. MGK toplantılarında askerler siyasileri hesaba çekerdi Hızını alamayan generaller siyasilere omuz atardı. O günlerde ne İnce’den ne de CHP kanadındaki diğer isimlerden bu sözlere ve tavırlara ilişkin bir kınama duyduk. Tam da tersine, muhtemelen, olan bitenden çok memnundular.
İnce’nin tavrı CHP’yi ne kadar temsil ediyor bilmem. Temennim tüm CHP’lilerin umarım önlerinde açılmakta olan bu yolda ilerleyerek askerin seçilmiş siyasilerin emrinde olduğu ve siyaset sahnesinde asla taraf olamayacağı fikrini içselleştirmeleri. AK Parti çevreleri de hem demokrasiye katkıda bulunmak hem de kendilerine haksızlık etmemek için askerlerin siyasette yer almasına bir uygunluk meselesi olarak değil bir ilke meselesi olarak yaklaşmalı. Yanlışa yanlış demekten ve gereğini yapmaktan geri durmamalı.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019