A.Turan ALKAN
Yıldız Sarayı'nın Cumhurbaşkanlığı'na tahsis edileceği haberini ciddiye almıyorum. Tahsisin gerçekleşmeyeceğinden değil; Sayın Erdoğan isterse değil Topkapı Sarayı'nı, bitişiğindeki Arkeoloji Müzesi ve Çinili Köşk ve Gülhane Parkı'yla birlikte emrine tahsis ettirebilir; emreder ve olur.
Ciddiye almayışım, gizlemeye gerek görmediği Türk-İslâm Kağanlığı veya padişahlık arzularının bana gülünç ve lüzumsuz görünmesinden; fakat seçmen kitlesinin bu ‘Yeni Osmanlılık' gösterisini, altın varaklı abartılı koltuk merakını ve Ankara Külliyesi'nde yaptırdığı kostümlü 16 Türk devleti tiyatrolarını ciddiye aldığından eminim. Benim dramım da burada başlıyor; halkımın hissiyatıyla hem-âhenk olmayı artık başaramıyorum. Onlar muktedirlerine bayılıyorlar. İcabında hukukun üstüne çıkmaktan çekinmeyen, ama milletine karşı şefkatli, muhabbetli ve yeri geldiğinde eski Türk Kaanları veya İslâm hükümdarları gibi otağının önüne dağ gibi düşman kellesi yığarak muhaliflerine dehşet, sevenlerine gönül ferahlığı veren tarihi liderlik modelinden hoşlanıyorlar. Bu noktada geri kafalı olduğumu itiraf ediyorum; bana göre hukuka saygılı, kurumları arasında ahengi gözetmek ve tarafsız arabuluculuk yapmaktan ötede gündelik siyasete girmeyen ve bayramdan bayrama görüntü veren bir cumhurbaşkanı yeter de artar bile.
Anlayabiliyorsunuz değil mi halkımdan ne kadar geriye düştüğümü!..
YILDIZ'IN YILDIZI PARLIYOR MU?
Böylece ‘Yalan söyleyen tarih utansın!' çizgisinde tarih tahsilini tamamlayan aziz ve muhterem muhafazakâr Müslüman kitlenin hâtırasında yaşattığı ‘Cennetmekân Sultan Abdülhamid Hân-ı sâni” imajı, Cumhuriyet'in 94. senesinde otantik mekânına, Yıldız'ına kavuşuyor demektir. Dolmabahçe Sarayı, Yıldız'ın müştemilatı, bir nevi kayıkhanesi mesâbesinde olduğundan onun da yakında Yıldız'a ilhakı beklenir. Barbaros bulvarı üzerindeki Hamidiye Camii şerifinin bundan böyle cuma selâmlıklarına sahne olması akla yakın görünüyorsa da, adı üstünde bütün ‘Selâtin' camilerinin sırayla ihyâsı da yakındır.
YENİ BİR ABDÜLHAMİD İSTER MİSİNİZ: OH BAYILIRIZ BİLE!
3M'nin, yani ‘Muhafazakâr-Milliyetçi-Müslüman' kitlenin tarihi eğilimlerine ve siyasi tercihlerine hürmet, demokrat centilmenliğin muktezâsındandır, lâkin 3M kitlesine ileride sıkıntı yaratabilecek bazı ayrıntıları hatırlatmak isterim. Rahmetli Abdülhamid Hân-ı sâni, kendi eliyle ilân ettiği Kanun-ı Esasi'yi otuz küsur sene rafa kaldırması bakımından fiilen bir müstebid idi, yani kibar bir dille otoriter; irâdesinin sorgulanmasından hiç hazzetmeyen, yakın çevresindeki sâdık paşalardan gayrısına itibar etmeyen, kadife eldiven içinde demir yumruk taşıyan bir padişahtı.
İstihbarat mevzularında hayli pimpirikli olduğu söylenir. Tamamen şahsına bağlı olarak çalışan hafiye teşkilatını ‘Arap İzzet Holo Paşa' diye mâruf sâdık bir bendesi yönetmekteydi. Başyaver ve serhafiyesi Fehim Paşa, Askeri mektepler Nâzırı Zeki Paşa, Zülüflü İsmail, Kabasakal Mehmet Paşa, Beşiktaş muhafızı 7-8 Hasan Paşa, Selim Melhame gibi Meşrutiyet inkılâbında İttihatçıların türlü hakaretleriyle mevkilerini kaybeden kişiler, vaktiyle Abdülhamid tarzı yönetimin saraya bağlı en güvenilir elemanlarıydı.
Dünle bugün arasındaki paralellikleri gördükçe insan sahiden hayret ediyor değil mi?
Neyse, devam edelim...
OKUYUN, SİZ DE HAYRET EDECEKSİNİZ
Abdülhamid-i Sâni'nin basın hürriyetinden hazzettiği de hiç söylenemez; bu devrin basın anlayışı ile özdeşleşmiş en önemli isim Baba Tahir diye bilinen medya patronuydu. “#Tarih” dergisinin “Geçmiş Zaman yandaşları” konulu son sayısında ‘Yandaş Gazeteciliğin Babası' serlevhasıyla hakkında hayli ayrıntılı iki makale kaleme alınan Baba Tahir, 8 yıl boyunca yayınlayıp yönettiği ‘Malumat' gazetesiyle Saray'ın en güvendiği sâdık basın patronu durumuna gelmeyi başarmıştı. Baba Tahir, Mâlumat'ın her sayısında padişahı abartılı sıfatlarla över, saraydan yüklü ödenekler koparmayı başarır, saraya jurnal göndermekte ihmâl göstermez ve gazetesini şantaj maksadıyla kullanmaktan çekinmez enteresan bir Bâbıâli karakteriydi. Abdülhamid'den aldığı nişanlarla yetinmeyerek, sevdiklerine de nişan verilmesi için aracılık yapmaktan çekinmeyen Baba Tahir, neticede işi sahte nişan ve berat bastırmaya kadar vardırarak kendi ipini çekti ve belâsını buldu. Saray, haddini aşıp ‘kağnı gölgesinde yakan' Baba Tahir'i yakaladığı gibi 15 yıllığına kürek cezasına çarptırıverdi.
Bir ara Heybeliada'da kumarhane açarak işlerini genişletmeye çalışan Tahir, 1908'de çıkan umumi af sayesinde yakayı kurtaracak ancak Türk basın tarihinin en pasaklı sayfalarının başına yerleşmeyi de başaracaktır.
İnsan Baba Tahir'in, önlenemez yükselişini, saray dalkavukluğunda gösterdiği müthiş atılımı ve kötü âkıbetini okuyunca ‘gerçekten hayret ediyor' ve ister istemez bugünlerde altın çağını yaşayan yandaş havuz medyasının büyükbabasıyla tarihin kuytu koridorlarından birinde ansızın burun buruna gelmenin şaşkınlığını yaşıyor.
...
Ne diyorduk? Şunu anlatmaya çalışıyorduk: Tarihi şahsiyetler kendi devri şartları içinde değerlendirilir. Yaptıkları her şey kusursuz ve mübah imiş gibi rol-model alınması ise yanlış olduğu kadar onlara haksızlıktır da. Devr-i Hamîdî geçeli beri ortalama hesap 120 sene geçtiği halde onun saltanat alâmetlerine ve davranışlarına heveslenmek, bir kısım 3M halkımızın hoşuna gitse de tehlikeli bir eğilimdir.
Padişahlık dünyanın en güzel rejimidir arkadaşlar; tabii padişah siz iseniz!
Cengiz Özkan, Hayâlmest ve yeni keşfim!
Meseleyi bilen okuyucular, ‘Oo hocam günaydın; Üsküdar'da sabah oldu' diye gülümseyeceklerdir, olsun. Birkaç aydan beri oğlumun tavsiyesiyle Spotify adında bir müzik platformunu (sitesi mi desem acaba?) kullanıyorum. Mutlaka benzerleri çoktur, onları bilmiyorum fakat Spotify'dan çok memnunum. İnternet yayınının olduğu her yerde istediğim müziği, keyfime göre listeleyerek yüksek kalitede dinleyebiliyorum.
Eskiden müzik meraklısı şahsi arşiv tutmak, plak, albüm, kaset, CD biriktirmek zorundaydı ve bu yolla ancak belirli sayıda esere ulaşmak mümkündü. Şimdi dünyanın bütün müziklerini, üstelik korsan yayınlara bulaşma riski olmaksızın yüksek ses kalitesiyle cebinizde gezdirebiliyorsunuz. Büyük imkân, büyük konfor.
Aziz hemşehrim Cengiz Özkan'ın ‘Hayâlmest' adlı çiçeği burnunda yeni albümünü işte bu programda dinledim ve istedim ki, sizler de bu güzel haberden hissedar olasınız.
Cengiz Özkan hakkında tarafsız olmam mümkün değil, hemşehrilik gayretini kastetmiyorum; zaten yıllar önce bir yerde tanışmış ve bir daha görüşmemiştik ama yaptığı müziği dikkatle takibe gayret ettim, sevdim. Cengiz Özkan benim için şöyle bir sanatçıdır: ‘Acaba bu türküyü Cengiz söylese nasıl yorumlardı?' Bu ölçüyü önemsiyorum çünkü ortalık yerde ‘ses sanatçısı' diye göründüğü halde “Şu eseri, bu sanatçıdan dinlemek kimbilir ne güzel olurdu?” dedirtmeyi başaramayan çok insan var.
Hayalmest, seçilen eserleriyle tam da müzik zevkime hitab eden bir albüm. Kıdemli fakat pek bilinmeyen eski eserlerden oluşuyor. Bana göre albümün en dikkate değer eseri, vaktiyle Abdullah Papur'un bestelediği ‘Sallana Sallana” isimli türkü. Her mısraya Türkçe başlayıp Kürtçe devam eden bu esere hâkim olan yoğun hüzün, bugünlerin ağır siyasi iklimini ve iki arada bir derede hiç olup giden barış sürecini hatırlattı bana. Kürtçe ibârelerdeki yanlışlıklardan sorumluluk kabul etmemek şartıyla bu güzel türkünün sözleri şöyle:
“Sallana sallana neçe ser ave (gitme suyun başına)
Yıkanmış esvabı raxe ber tave (kaldır güneşin önünden)
Bir öpücük isterem xeyra de u bave (anan baban hatırına)
Yabancı değilem pismame temme (kuzeninim)
Ne dur im ne nezim cirane temme (ne yakın ne uzağım, komşunum senin)”
Geçenlerde bir kanalda tanımadığım biri esaslı bir söz söyledi ve dedi ki; “Müzik dinlemek, insanlara karşısındakileri dinlemeyi öğrettiği için önemlidir”. Esaslı sözdü. Bu bakış açısıyla yeniden dinlendiğinde türküler, eski tadından çok farklı şeyler söyleyebiliyor insana.
Hayâlmest'i bir de böyle dinler misiniz?
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları













































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016