Ayşe HÜR-Taraf yazıları
Bugün kanlı bir ayaklanmaya sahne olan Libya, Osmanlı Devleti’ne 1559’da bağlandı ve Akdeniz’deki üç Garp Ocağı’ndan ikincisi (birincisi Cezayir’de, üçüncüsü Tunus’tadır) Trablusgarp’ta oluşturuldu. Trablusgarp bugünkü Libya’yı oluşturan üç bölgeden biriydi. Diğer bölgeler Bingazi ve Sirenayka idi. Bu üç bölge Trablusgarp Beylerbeyliği’ne bağlandı.
Kuloğulları ve Karamanlılar
Bölge uzun süre “Dayı” denen yerel beylerle yönetildi ama bölge çocuklarının gerektiğinde birbirlerine karşı Avrupalılarla işbirliği yaptığı fark edilince, bölgenin idaresi ve güvenliği için merkezden asker gönderildi. Ağırlıklı olarak Aydın, İzmir, Manisa, Muğla gibi Batı Anadolu’dan toplanan çoğu devşirme levendlerin ve yeniçerilerin evlenmeleri yasaktı. Ancak bu yasak zamanla delindi ve Türk-Arap-Bedevi karışımı Kuloğulları denen toplumsal kesim ortaya çıktı.
Bölgeyi 134 yıl yöneten Kuloğullarından Karamanlılar Hanedanı, 1830’da Fransa’nın Cezayir’i işgal etmesi sırasında güçsüzleşince, 1835’te Trablusgarp, Bingazi ve Sirenayka doğrudan İstanbul’a bağladı ancak, Guma ve Abdülcelil aşiretlerinin yerel bağımsızlığı devam etti, Ticani ve Vahabi hareketleri de İstanbul merkezli Hilafet’e uzak durdular.
Tanzimat Dönemi’nde devletin diğer bölgeleri gibi bu bölge de modernleşme hamlelerine sahne oldu. 1864’te vilayet olan Trablusgarp’ta belediye teşkilatı kuruldu, evlere borularla su getirildi, kuyular açıldı, posta-telgraf idaresi kuruldu, bir ziraat okulu ve 160 kadar ilkokul açıldı, ilk matbaa kuruldu ve Türkçe-Arapça Trablusgarp adlı gazete yayımlanmaya başladı, Trablus ve Bingazi limanlarının temelleri atıldı, dut ağaçları dikilerek ipekçilik geliştirilmeye çalışıldı.
İtalya’nın Arz-ı Mevud’u
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan Osmanlı Devleti yenik çıkınca, Akdeniz’deki Osmanlı nüfuz alanları Avrupalı güçlerin tasallutuna uğradı. Fransa, 1881’de Tunus’u, İngiltere 1882’de Mısır’ı işgal ederken, siyasi birliğini ancak 1871’de kuran İtalya da gözünü Trablusgarp’a dikmişti. Daha 1830’lu yıllarda İtalyan milliyetçiliğinin babası G. Mazzini, Trablusgarp ve Bingazi’yi “İtalyanların vaat edilmiş toprakları” (Arz-ı Mevud) olarak tarif etmişti.
Abdülhamid’in bölgeye özel ilgi göstermesi bu dönemde oldu. Trablusgarp’a Ahmet Rasim Paşa adlı yetkin ve çalışkan bir yönetici gönderildi. Abdülhamid yaverlerinden Sadık El Muayyed, 1886 ve 1895’te, yaklaşık 50 yıldır bölgede etkili olan Senusiyye Tarikatı’nın şeyhi Ahmed Senusi’yle işbirliği yolları aradı. (İlişki ancak 1908’den az önce kurulabildi fakat uzun soluklu oldu. Şeyh Senusi 1920’de Anadolu’ya geçti ve Milli Mücadele’ye katıldı.) Şazeliliğin bir kolu olan Medeniye Tarikatı’nın lideri Şeyh Muhammed Zafir, “danışman” olarak İstanbul’a çağrıldı. (Şeyh ve ailesi uzun süre Beşiktaş’taki Ertuğrul Tekkesi’nin harem dairesinde oturdu.) Bölgenin diğer önde gelenlerine unvanlar, nişanlar verildi, çocukları 1894’te İstanbul’da açılan Aşiret Mektebi’ne alındı.
Bedevi Hamidiye Alayları
Düzenli askerliğe alışkın olmayan Bedevilerden ve Kuloğullarından Hamidiye Alayları oluşturuldu, halka askerî eğitim verildi. Trablus’tan Selum’a kadarki sahil şeridinde silah depoları kuruldu. Gerçi bir ara fazla başına buyruk olan Kuloğullarının Hamidiye Alayları’na alınmasının yasaklanması veya resmî yazışmaların Türkçe yapılması gibi uygulamalar yüzünden yerel güçlerle merkezî güçler karşı karşıya geldilerse de Abdülhamid “ceza-ödül” taktikleriyle durumu kontrol altında tutmayı başardı. Ancak, uluslararası durum hızla İstanbul’un aleyhine değişiyordu.
Habeşistan’ı (bugün Etiyopya) sömürgeleştirmeye çalışırken,1896 yılında Etiyopyalılara yenilen İtalya gözünü Libya’ya diktiğinde, kıdemli emperyalistler Fransa ve Britanya, 1904’te El Cezire Konferansı’nda Trablusgarp’ı nevzuhur emperyalist İtalya’nın imtiyaz bölgesi olarak tanımıştı. Osmanlı Devleti’nin güçsüzlüğü sayesinde İtalya giderek bölgede ekonomik açıdan egemen olmaya başladı. Abdülhamid Avrupa ülkeleriyle zıtlaşmamak için İtalyanların “barışçı ekonomik sızma” harekâtına karşı çıkmadı, bunun yerine bölgede reformlar yaparak halkın gönlünü kazanmaya çalıştı. Vergi sisteminde düzenlemelere gidildi ve o güne dek vergiden muaf olan Kuloğullarının ayrıcalığı kaldırıldı. Trablus’ta Ziraat Bankası’nın şubesi açıldı ve çiftçilere kredi verildi. Yine Trablus’ta ticaret odası açıldı, köle ticareti yasaklandı.
İttihatçıların rehaveti
23 Temmuz 1908’de Meşrutiyet’in ikinci kez ilanından sonra ortaya çıkan kargaşadan yararlanan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu 5 Ekim 1908’de Bosna-Hersek’i ilhak etmiş, Osmanlı Devleti 2,5 milyon altın emlak bedeli karşılığında bu ilhakı sineye çekmiş, 1878’den beri özerk olan Bulgaristan bağımsızlığını ilan etmiş, Yunanistan, Girit’i ilhak etmek için tekrar harekete geçmişti. Bunlar İtalya’yı da cesaretlendirmişti.
Roma’daki Osmanlı Askerî Ataşesi’nden İtalyanların savaş hazırlıklarına başladığı haberleri gelmeye başladığında, 1909’daki 31 Mart Olayı’ndan beri iktidarı ellerine geçiren İttihatçılar İtalyanların Trablusgarp’ı işgal edeceklerine çok ihtimal vermediler çünkü çok masraflı olacak böyle bir harekâtı milli birliğini yeni kurmuş olan İtalya’nın kaldıramayacağını düşünüyorlardı. Sadrazam İbrahim Hakkı Paşa ise, devletler hukuku ilkelerine güveniyordu. O kadar ki, İtalyan gazetelerinde boy boy savaş haberleri çıktığı günlerde bile İstanbul’daki İtalyan Elçiliği’ndeki poker partilerine ara vermemişti.
29 Eylül 1911 günü İtalyan donanmasına ait iki gemi, Derne şehrini topa tutmuş, yöneticiler İstanbul’a akıl danışırken, Trablus’a karşı taarruza geçilmişti. Osmanlı birliklerinin büyük bir bölümü Yemen’deki bir isyanı bastırmakla görevlendirildiği için o sırada bölgede sadece beş bin kişilik bir kuvvet vardı. Trablusgarp’ın savaşçı valisi İbrahim Paşa ise birkaç ay evvel görevden alınmıştı. Başlangıçta 23 bin kişi olan ancak zaman içinde 100 bin kişiye kadar ulaşan İtalyan ordusunun havadan ve denizden yürüttüğü bombardıman başsız kalan halkı da askerleri de paniğe soktu. Halk iç bölgelere doğru kaçarken, askerler de kışlalara sığınmıştı. Tarihteki ilk hava bombardımanıydı bu. 20 ekime kadar Tobruk, Derne ve Bingazi peşpeşe İtalyanların eline geçti.
Enver ve Mustafa Kemal
1908’den sonra Devlet-i Aliyye’nin ikinci adamı olan Binbaşı Enver Bey, o sırada Berlin’de askerî ataşeydi. Trablusgarp’ın işgalini duyunca Berlin’den koşup gelmiş, takma adlarla pasaportlar çıkarılan Kıdemli Kolağası Mustafa Kemal (Atatürk) Bey ve Paris Askerî Ataşesi Binbaşı Fethi (Okyar) Bey ile Trablusgarp’a hareket etmişti. Seyahat sırasında Kurmay Binbaşılığa terfi eden Mustafa Kemal, Mısır’da hastalanmış, İskenderiye’de 15 gün kadar hastanede yattıktan sonra, Nuri (Conker) ve Fuat (Bulca) beylerle buluşup, Tobruk’taki Osmanlı karargâhına ulaşmıştı. Mustafa Kemal’in Trablusgarp’a ikinci gelişiydi bu. İlk olarak İttihat ve Terakki’nin Selanik Komitesi üyesi olarak 1 Ekim 1908’de gelmişti. Geliş nedeni, Meşrutiyet’in ilanından sonra birbiriyle çatışan grupları kontrol altına almak, yerel güçlerden milis kuvvetleri oluşturmaktı. Tahminen 2,5 ay sonra Bingazi üzerinden ayrılan Mustafa Kemal, 1909’daki İTC Kongresi’ne Bingazi veya Trablusgarp delegesi olarak katılmıştı.
Trablusgarp’taki birliğin başında Halepli Ethem Paşa bulunuyordu. Gönüllü zabitan içinde ilerde Mustafa Kemal’in yaveri olan Cevat Abbas (Gürer), İsmet (İnönü) Bey’in yaveri Atıf (Kamçıl), Teşkilat-ı Mahsusa’nın reislerinden Süleyman Askerî ve Kuşçubaşızade Eşref, Afyonkarahisarlı Ali (Çetinkaya), İttihatçıların tetikçisi Yakup Cemil, Doktor İbrahim Tali (Öngören), Enver Paşa’nın amcası Halil (Kut) ve kayınbiraderi Nuri (Killigil), Trablusgarplı Süleyman el-Baruni ile Türk adlı pasaportlar taşıyan beş de Alman subay vardı.
Tobruk ve Derne savaşları
Trablus’ta yerli Arapları teşkilatlandırarak (ki bazı kaynaklara göre, bunun için epey para saçılması gerekmişti) savunmaya katılmalarını sağlayan Enver Bey askerî birlikleri üç komutanlığı ayırdı: Trablus Komutanlığı’na Kurmay Albay Neşet Bey, Bingazi Komutanlığı’na Kurmay Binbaşı Enver Bey, Derne Komutanlığı’na Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal’i getirmişti. Mustafa Kemal, 8 Aralık 1911’de Trablusgarp’a geldi ve 22 aralıkta Tobruk Savaşı’nı kazandı. 16/17 Ocak 1912 günü Derne Taarruzu’nda gözünden yaralandı. Bir ay hastanede tedavi gördükten sonra, 6 Mart 1912’de Derne Komutanı oldu ve Derne’de başarılı savunma muharebeleri yaptı.
Bu yenilgiler üzerine Trablusgarp ve Bingazi işgalinin pahalıya patlayacağını anlayan İtalyanlar Almanya aracılığıyla İstanbul’u barış için sıkıştırmaya başladılar. İstanbul’dan bir cevap gelmeyince, 30 Mart 1912’de 42 gemiden oluşan bir İtalyan donanması, Toronto Limanı’ndan hareket etti. Amaç Çanakkale Boğazı’nı geçerek İstanbul’u tehdit etmekti. Ancak Osmanlı Devleti Boğaz’a mayın döşeyince, İtalyan donanması yönünü değiştirdi ve 24 Nisan 1912’de Rodos ve Ege Denizi’ndeki On İki Ada’yı işgal etti. (İrili ufaklı 20’den fazla adadan oluşan On İki Ada’ya adını, ada sayısından değil, adaların 12 kişilik meclislere dayanan yönetim şeklinden almıştı.)
Uşi Antlaşması ile elveda
8 Ekim 1912’de Birinci Balkan Savaşı patlak verdiğinde Osmanlı Devleti’nin yapacağı pek bir şey kalmamıştı.18 Ekim 1912 günü, Büyük Devletlerin arabuluculuğunda İtalya ile Osmanlı Devleti arasında Uşi (Ouchy) Antlaşması imzalandı. Buna göre, Osmanlı Devleti, Trablus ve Bingazi’yi; İtalyanlar da Rodos ve Ege Adaları’nı tahliye edeceklerdi. (İtalya Oniki Ada’yı ancak 1947’de Yunanistan’a terk etti.) Osmanlı Padişahı “Naib’üs-Sultan” unvanıyla Trablusgarp’ta bir temsilci bırakacak, hutbeler padişah adına okunacaktı ancak Düyun-u Umumiye’ye, Trablus ve Bingazi’den vergi aktarılmaya devam edilecekti. Bu miktar senede iki milyon İtalyan Lireti’nden, 900 Osmanlı Altını’ndan aşağı olmayacaktı. Buna karşılık, Kapitülasyonlar konusunda İtalya Osmanlı Devleti’ne yardım edecekti. Bu antlaşma, Trablusgarp’ta savaşan subaylara ve yerel halka açıklanmamış, iki devlet arasında mütareke (ateşkes) yapıldığı söylenmişti.
Ancak İtalya 5 Kasım 1911’de Trablusgarp ve Bingazi’yi topraklarına kattığını dünyaya ilan etti. Böylece, Osmanlı Devleti Afrika’daki son toprağını da kaybetmiş oldu. Aynı günlerde Balkan orduları Çatalca’ya dayanmış, Trablusgarp ve Bingazi’deki Osmanlı subaylarının bir bölümü İstanbul’u savunmak üzere geri çağrılmış, bir bölümü de başka bölgelere kaydırılmıştı. Binbaşı Enver, 25 Kasım 1912 tarihli günlüğüne şunları yazmıştı: “Nihayet! Karar verildi. O halde İstanbul’a dönmek, orada yarbay olarak tekrar görev yapmak için çok sevdiğim Krallığım Sirenayka’yı ve gerçekten bağımsız bir görevi terk ediyorum (...) Düşmanlarım bu kararımı kendilerine göre yorumlayacak ve benim şeref ve haysiyetime leke sürmek için fırsatı ganimet bilecekler. Bence hava hoş. Ben vatanın çıkarları nerede gerektiriyorsa, orada göreve devam edeceğim...”
Vazife aşkıyla yanan Enver Bey, çok değil yedi sene sonra Birinci Dünya Savaşı’nı da yenik kapattıktan sonra, nihai yenilgisini tadacağı Orta Asya steplerine doğru yola çıkacaktı.
-
Fizan’ı nasıl bilirsiniz
II. Abdülhamid Dönemi’nde (1876-1909) Trablusgarp Vilayeti, siyasi muhaliflerin, Arnavut, Rum, Bulgar komitacılarının, başarısız yöneticilerin, muhalif tarikat şeyhlerinin, eşkıyaların ve daha nice istenmeyen insanın gönderildiği bir sürgün yeriydi. Aslında bölgeye gönüllü olarak gelenler de bir çeşit sürgün psikolojisi içinde yaşardı.
Siyasi sürgünlerin bir kısmı daha Trablusgarp’a varamadan, kimi karaya ayak bastığında, kimi zindandaki ilk aylarında, kimi kaçarken son nefesini verdi. Kimi kaçmayı başardı, sonra bölgeye gönüllü olarak geri döndü, kimi affedilip başka bölgelere atandı, kimi 20 yıl affedilmeyi bekledi.
Cami Baykut’un kaleminden
Sürgünler için en korkunç yer Fizan’dı, çünkü Fizan’dan kaçmak adeta imkânsızdı. Öyle ki, bazı sürgünler deniz kenarındaki Trablusgarp’ta veya Bingazi’de kalabilmek için can düşmanları Abdülhamid’in şerefine “Çok yaşa” diye bağırmaktan kaçınmazlardı. Fizan, Büyük Sahra’nın Libya ile bağlandığı 900 bin kilometrekarelik bölgeydi. Fizan’ın merkezi olan Murzuk Kasabası, Trablusgarp’a, 900, Bingazi’ye 1.500 kilometre uzaktı.
Yarı sürgün olarak gönderildiği Gat ve Fizan’da kaymakamlık yaptığı yıllarda, bölgenin sosyo-kültürel dokusundan jeolojik dokusuna, ikliminden siyasasına kadar her konuda olağanüstü zenginlikte gözlemlerini kaleme alan Cami Baykut’a göre 19. yüzyılda 30 kilometrekare başına bir kişinin düştüğü Fizan’a ulaşmak için deve sırtında 45 gün yolculuk yapmak gerekirdi. Akreplerin, çıyanların, zehirli yılanların kol gezdiği çölde geceleri ısı sıfırın altına düşer, gündüzleri 50 dereceye çıkardı. Su bulmanın imkânsız olduğu Fizan yolunda Bedeviler biraz deve sütü ve bir avuç hurmayla karınlarını doyururlardı.
Ünlü sürgünler
Fizan sürgünlerinden en ünlüsü Askerî Tıbbiye öğrencisi iken 1889’da İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni kuran dört kişiden biri olan Abdullah Cevdet’ti. 1895’te Abdülhamid’e muhalefet suçundan tutuklanarak Trablusgarp’a gönderilen Abdullah Cevdet, Abdülhamid’in yufka yüreği sayesinde, kısa bir hapislikten sonra Trablus Merkez Hastanesi’nde göz hekimliği yapmış, hastane yakınlarındaki evinde diğer sürgünlere hürriyetçi şiirlerini okumuştu. Ancak Fizan’a gönderileceğini haber alınca, 1897 yazında bir maltız kayığı ile Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp’taki varlığının sembolü olan köhne Muzaffer korvetinin gözünün içine baka baka önce Tunus’a, oradan da Avrupa’ya kaçmıştı.
Trablusgarp sürgünleri arasında, Yıldız Sarayı’nda mabeyn kâtibi olarak çalışırken, Çerkes tarihini yazmaya kalkan Hacı Mustafa Raşit Bey, Abdülhamid’e darbe teşebbüsünde bulunan Hacı Ahmet Efendi, padişaha karşı hareketlerin odağı olduğu iddia edilen Kocamustafapaşa’daki Bedevi Tekkesi Şeyhi Naili Efendi gibi dinî şahsiyetler de vardı.
Yani, Trablusgarp’ta İslam birliği için Senusilerle, Medeniyelerle ilişki kurmak için canla başla çalışan Halife Padişah, yanı başındaki İslamcılarla pekiyi geçinemiyordu.
Şeref Yolcuları
Trablus sürgünleri arasında Trablusgarp’a Şeref vapuruyla geldikleri için başlangıçta “Şeref Yolcuları”, bir süre sonra “Şeref Kurbanları”, kurtuluşlarından sonra da “Şeref Kahramanları” diye anılan grup ise hakkında en çok bilgi sahibi olduğumuz sürgünler. Babası Sadullah Koloğlu, 1947-1948 arasında Libya Başbakanı olan tarihçi Orhan Koloğlu’na göre (ki ailenin soyadı Kuloğullarından geliyor) çoğunluğu Tıbbiye Mektebi öğrencisi olan 77 kişi, 28 Ağustos 1897’de Şeref vapuruna bindirilmiş, ambara doğru yürürken güverte üstünü dolduran sırmalı nişanlı subaylara “Yuha!” diye bağırmışlardı. Çoğu padişaha bağlı memur ailelerinin çocuklarının çektiği bu “Yuha” saltanatın sona ermekte olduğunun bir işaretiydi.
Yol boyunca Abdülhamid’in sadık bendesi Erzincanlı Miralay Mustafa Bey, sürgünleri davalarından vazgeçirmek için uğraşmış, pişman olanların padişaha telgraf çekerek aflarını istemeleri teşvik edilmişti. Bu ve benzeri olaylar yüzünden sürgünler affedilecekleri umudunu içlerinde taşımışlardı. Ancak bu sefer padişah kararlı çıkmış, yolculuk Trablus’ta bitmişti. Padişahın kararına göre 77 kişiden sekizi Trablus’ta kalacak, 69’u Fizan’a gönderilecekken, sonunda çölün kanunu padişahın iradesini galebe çalmış, sürgünleri götürecek develer temin edilemediği için Şeref Kurbanları Trablusgarp’ta kalmışlardı.
Şeref Kahramanları dönüyor
Şeref Yolcuları dokuz aylık baskı ve beyin yıkama faaliyetinden sonra 21 Haziran 1898 günü valinin huzurunda “Bundan böyle padişaha sadakatle hizmet edeceklerine, fesatlarla meşgul olmayacaklarına, herhangi bir şekilde firar ederek Avrupa’da kötü yayınlar ile uğraşanlara katılmayacaklarına Vallah ve Billah” yemin ettiler ve “Padişahım çok yaşa” diye bağırdılar. Rivayete göre bazıları “Padişahım baş aşağı!” diye bağırmıştı. Sürgünlere eski rütbeleri verildi, asker olanlar orduda, mülkiyeliler vilayette, tıbbiyeliler hastanelerde çalışmaya başladılar. İttihat ve Terakki’nin 7. Gizli Şubesi oluşturuldu. 1898’de İttihatçı yayınlar Menfa ve Hatıra basılmaya başladı.
Şeref Yolcuları’nın Trablusgarp’a adım atmalarından 11 yıl sonra aynı nesilden İttihatçı subaylar Makedonya dağlarında çektikleri “Yuha!” sonucu Abdülhamid’e ikinci kez Meşrutiyet’i ilan ettirdiklerinde, Trablusgarp’takilerin çilesi bitti. 198 Jöntürk, 9 Ağustos 1908 sabahı, Fransız Milli Marşı Marseillaise ve değişik Türk marşları eşliğinde İstanbul’a doğru yola çıktılar. Çok değil üç yıl sonra, onları uğurlayanlar da benzer bir yolculuğa çıkacaktı.
Özet Kaynakça: Orhan Koloğlu, Fizan Korkusundan Libya Mücahitliğine, Truva Yayınları,2008; a.g.y, “Mustafa Kemal’in 1908 Ekim-Kasım’ında Trablus ve Bingazi Gezisi”, Türk Kültürü, S. 343, 1991, s. 674-684; Celal Tevfik Karasapan, Libya, Trablusgarb, Bingazi ve Fizan, İnkilap Kitabevi, 1960; Cami Baykut, Son Osmanlı Afrikası’nda Hayat, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2009.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.05.2012
22.04.2012
15.04.2012
8.04.2012
1.04.2012
25.03.2012
18.03.2012
11.03.2012
4.03.2012
26.02.2012