Cengiz AKTAR
Geçen Pazar 6 Mayıs 1916’nın 102. yıldönümüydü.
Osmanlının son ve en kanlı döneminin Enver ve Talat ile birlikte kadir-i mutlak paşası, Suriye Valisi Cemal’in önde gelen Osmanlı Arabı kanaat önderlerini Beyrut ve Şam’da meydanlarda sallandırmasının yıldönümü.
Lübnan ve Suriye’de “Şüheda Günü” olarak anılan ve Arap hafızasına derin bir yara olarak kazınan idamların yıldönümü.
O diyarlarda lakabı el-Suffah yani kan dökücü olan Paşa, cereyan etmekte olan Cihan Harbi’ndeki düşman ülke Fransa’nın diplomatlarıyla irtibatta olduklarını kanıtlayan belgelerin ele geçirilmesiyle 33 Arap aydınından yakalayabildiği 23’ünü Lübnan’ın Âliye kasabasında Divan-ı Harbe çıkartır. Hepsi idama mahkûm edilir.
Aralarında Meclis-i Mebusan’ın Arap üyeleri, gazeteciler, edipler ve bir de Hıristiyan din adamı vardır. İdama mahkûm olanların hükmü, bugün her ikisi de “Şüheda Meydanı” olarak bilinen Şam’ın Marce, Beyrut’un da Burc meydanlarında infaz edilir.
Asılanlar ile haklarında gıyabî idam cezası verilenlerin aileleri yani binlerce Osmanlı Arabı Anadolu’da sürgüne yollanırlar.
***
19. yüzyıl başında Frenklerin işgâl edip müstemleke hâline getirdiği Mağrib dışında kalan Arap ülkelerinin bağımsızlık ve ulus-devletleşme süreçleri Osmanlının sonuna kadar sürer.
Kavalalı Mehmet Ali Paşa idaresindeki Mısır’ın emsal oluşturduğu irili ufaklı ayaklanmalar sayısızdır. Arap milliyetçileri bu dönemde özellikle İngiliz ve Fransızlardan destek alırlar. Türk resmî tarihine “arkadan bıçaklama” olarak yazılan faaliyetleri Arap dünyasında kimse reddetmez. Hilâfet kılıcı ve ümmet masalıyla uyuşturan Osmanlı emperyalizminden kurtulmak için halifeye ihanet edilmiştir, evet.
Ortadoğu petrollerinin keşfi bu gidişatı hızlandırır ve 6 Mayıs idamlarından 13 gün sonra 19 Mayıs 1916’da Sykes-Picot Antlaşması olarak bilinen ve Osmanlının son elde kalan Arap vilâyetlerinin Fransızlarla İngilizler arasında paylaşıldığı meşhur akit imzalanır.
1923 sonrasında Mustafa Kemal ve arkadaşları Cumhuriyet’in Arap ve Fars dünyalarıyla ilişkisini resmen kesip atar. Çok derin anlamlar ifade eden hilafetin kaldırılması, Arap alfabesinden Latin alfabesine geçiş ve okullarda Arapça ve Farsçanın yasaklanması ile Türkiye sırtını açıkça Müslüman komşularına döner. “Ortadoğu’ya bulaşmama” Hariciyenin düsturlarından biri olur.
Onyıllar sonra AKP’nin Arap dünyasıyla özel bir ilişki kurma gayreti içine girdiğini biliyoruz. 2006’da Hamas yöneticisi Khaled Meşal’in Ankara’ya sürpriz ziyareti herhalde bu dönemin milâdıydı.
Buraya sığmayacak kadar çok çaba sarf edildiydi. Sayısız ikili ziyaret ve işbirliği anlaşmasına ilâveten finans işbirliği, Müslüman Kardeşlerle irtibat, Filistin Davasını sahiplenmek, Arap Ligi ve İslâm Konferansı Teşkilâtında görünürlük (Ekmeleddin İhsanoğlu’nun genel sekreterliği), anlaşmazlıklarda arabuluculuk girişimleri, vizesiz seyahat, TİKA yardımları, başkentlerde Yunus Emre Enstitüleri, Cemaat okulları…
AKP dört kol çengi Arap dünyasına “el attıydı”.
Bu nevzuhur teveccüh yeni dost ülkelerde nasıl karşılık buldu, konuyla ilgili kapsamlı araştırma illâki vardır ya da yapılmaktadır. Özellikle maddî desteğe ihtiyacı olan ülkelerde iyi karşılanmıştır muhakkak. Ne var ki 2011’deki Arap Uyanışı sonrasında ilgi Sünnî İslâm’a indirgenip teveccüh Müslüman Kardeşlerle sınırlanınca “Arap politikasının” çapı da belli oldu.
Bir lahza farklı bir pencereden bakacak olursak, AB-Türkiye üyelik müzakerelerine başlama kararının alındığı 3 Ekim 2005 günü Brüksel’de en kalabalık gazeteci grubunun Arap ülkelerinden olduğu bilinir. O gün Arap dünyasının ilgisi, kendileriyle özdeşleştirebildikleri bir Müslüman ülkenin günün birinde AB üyesi olma ihtimali karşısında duydukları heyecan ve kıvançta somutlaşmıştı.
Bugünkü gibi, ülkesine ve yerine göre emperyalist, çıkarcı, üstenci, hasmane ya da küstah bir üslupla cereyan eden ilişkilerin aksine olumlu bir dinamikti bu. Yerinde yeller esiyor. 3 Ekim 2005’in üzerinden asırlar geçti sanki.
Bugün Ankara rejimi Arap ülkelerinin içişlerine karışmaya meyilli, Suriye’de işgâlci güç, Irak’ta hoş gelmemiş bir yabancı güç. Abartılmış askerî gücü ve güdük askerî sanayisiyle söz sahibi olmaya çalışan, işgal ettiği Suriye toprağında eline yüzüne bulaştırmak üzere olan, iddia ve ihtirası çapını çok aşan bir ülke.
Suriye ve Irakta kelle alan bilumum katil ve talancının hâmiliği, işgal ettiği toprakta şer’iat kanunu uygulatıcısı, uluslararası planda tecrit olmuş Ömer el-Beşir gibi diktatörlerin dostluğu, diğer yanda Katar, Somali ve Sudan ile paralı askerî işbirliği dışında Arap coğrafyasına sunabileceği bir şey yok. Ve bugün Türkiye artık bir Ortadoğu ülkesi, her bakımdan… Üstelik müflis Ortadoğu politikasının Batıyla olan eski stratejik ilişkilere verdiği kalıcı zarar da cabası.
Hatırlarım, AB ile ilişkinin iyi gittiği günlerde görev yaptığım TESEV’i George Soros heyetiyle ziyaret etmişti. Bizler müstakbel AB üyesi Türkiye’nin Ortadoğu açısından önemine dair öngörülerde bulunurken hazret sözü almış ve “sizin en güçlü kurumunuz ordu bunu ihraç etmeye çalışın” deyivermişti. Esen soğuk rüzgârları iyi hatırlarım. Haksız değilmiş…
Bu fiyaskonun nedenleri üzerine çalışılacak illâki. İki ipucu yine de.
Evvelâ, “sevgi” “dostluk” “abilik” “din kardeşliği” gibi lakırdıların dış ilişkilerde belirleyiciliği olmaz.
İkincisi, bu tutarsız faraziyelere ilâveten altyapınız da zayıfsa sonunuz bugünkü gibi olur. AKP Arap dünyasına ilgi göstermeye başladığı dönemde bir televizyon programında hariciyenin ve akademinin Arap dünyası bilgisi ve birikimini sorguladığımda şimdilerde rejime biat etmiş bir akademisyen arkadaşın bunların, etkili olmak için gerekmediğini iddia ettiğini hatırlarım.
Lafa “selamünaleykÜm” diyerek giren, yanlış telaffuz ettiği selamlamadan sonra İngilizceye geçiveren Ankaralı zevatın sokakta mahrem anlamına da gelebilen “hurma” arayan ümmi müteahhitten farkı yoktur esasen.
İkisi de Arap dünyasının derdi, tasası, tarihi, istikbali, şiiri, tabiatından bihaberdir çünki o dünyayı hakir görür.
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020