Elif ÇAKIR
Bir ülkede gerçek anlamda “özgürlüklerin” var olup olmadığı nasıl anlaşılır?
Zihinlerden “özgürlüklerden” hesap sorulabilir olma ihtimalinin kalktığı ve zihinlerde bir saniye bile böylesi korkunun olmadığı gün o ülke gerçek anlamda hürriyete kavuşmuş demektir.
Yani, demokrasi rayına oturmuş demektir.
Bunun olması için de sadece yasa hazırlamak, kanun yapmak, mevzuat değiştirmek yetmez.
Demokrasi sadece yasalarla gelmez. Kanunların demokratik olması elbette önemlidir. Ancak yasalardan antidemokratik uygulamaları çıkartmak, mevzuatları temizlemek yetmez.
Yapılan kanunların geleceğine de güven duymamız gerekir. Geçici mahiyet taşıyıp taşımadığından emin olmamız gerekir.
Kalıcı yasalarla birlikte köklü zihin değişikliğinin de olması gerekir.
Köklü zihin değişikliği, yani toplumun her katmanının demokrasi, eşitlik, birlikte yaşama konusunda dönüştürülmesi.
Bugün Türkiye’de yaşayan bazı kesimler hala ciddi korkular, ciddi travmalar yaşıyorsa tam da bu sebep dolayısıyladır: Gelecek kaygısı.
14 yıllık AK Parti hükümetleri döneminde yeterli olmasa dahi ‘kısmen’ kazanılmış hakların, yasal zemine kavuşturulmuş olsa dahi, yönetim değişikliği ile birlikte kaybı ve geriye dönüş korkusu!
Bu ciddi bir korkudur.
Sonuçta dünyanın bir yerinde faşizmin duvarı yıkılırken, bir yerinde gün gelip yeni duvar örmek isteyenler çıkabiliyor. Bakınız Berlin Duvarı. Bakınız Trump’ın Meksika sınırına örmek istediği duvar!
Bunlar pekala mümkün!
Türkiye’de bugün kazanılmış hakların, yasal zemine kavuşmuş olsa dahi yarın başka bir yönetimle birlikte kaybedilmeyeceğinin garantisi nedir?
Yok...
Ki tek parti yönetiminin, antidemokratik uygulamaların mirasını taşıyan CHP bugün hala ağız dolusu ‘kazanılmış haklardan geriye dönüş olmayacağının” garantisini verememektedir.
Beklemeye alınan Kürt meselesine yaklaşımının ne olacağını bilmiyoruz.
***
AK Parti’nin sorunu ise son 14 yıldır özellikle demokratikleşme konusunda devrim niteliğinde adımlar atmasına rağmen bir şekilde toplumsal mutabakatı sağlayamaması ve toplumsal gerilimin önüne geçememesidir.
Bu travmatik durum ise hepimizin yaşayacağı ülkenin inşasına güvenin giderek azalmasına sebebiyet vermektedir. Oysa AK Parti’nin yaptığı devrim niteliğindeki reformlar, demokratikleşme konusunda attığı adımlar tam tersi bir inancın yerleşmesine imkan tanımalıydı.
Bu sosyolojinin üzerinde ciddi bir şekilde durmamız, düşünmemiz gerekiyor sanırım.
TBMM’nin iki büyük partisi, birisi iktidar partisi, AK Parti, diğeri ana muhalefet partisi CHP açısından da temsil ettikleri toplum açısından da durum budur.
Bir taraf özgürlükler konusunda hala güven vermiyor.
AK Parti ise hanesi artılarla dolu olmasına bunu (AK Parti’yi temsil eden, ya da AK Parti’nin politikaları üzerinde söz sahibi olduğunu iddia eden bazı yetkili isimlerin kullandığı çatışmacı, ötekileştirici dil nedeniyle) kendi lehine çeviremiyor. ‘Hep birlikte yaşanabilecek bir ülkenin inşası’ söylemi güzeldi ancak devam ettirilemedi.
Ya da Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Özlem Zengin’in ‘Evet oyu veren de hayır oyu veren de vatanını seviyor’ söylemi de kuşatıcıydı.
Kaldı ki ülkenin yönetim sistemi değişikliğinin halk oylamasına sunulacağı şu günlerde bu tarz kuşatıcı söylemlere daha çok ihtiyaç var. Kutuplaştırmayı artıracak söylemlerden kaçınılması gerekiyor.
Dahası...
Bakınız CHP’nin şu günlerde pozitif yaklaşımı nedeniyle bir bahar havası esse de, toplamda sürekli birbirleriyle kavga ediyorlar. Bunu biliyoruz, yani toplumsal gerilime bir de partiler arası bir gerilimi ekleyelim.
Dışarıdan bakılınca ‘bu halka’ yani bize yazık değil mi? Yazık.
Bu durumdaki halk nasıl sağlıklı davranabilir? Bu halk en güzel anayasaya sahip olsa, en güzel yasalara sahip olsa, toplumda huzur sağlanabilir mi?
Bir siyasi partinin yönetime gelmesiyle kazanılan özgürlüklerin, başka bir siyasi partinin yönetime gelmesiyle kaybedileceğine inanılan bir ülke burası!
Ben tam da, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyaset yaptığı parti rozetinin dışına çıkabilmeyi başarıp da, herkesi kuşatmaya çalışan bir dil kullanabilmesine dahası bunu sadece fiiliyatta bırakmayıp icraata dökebilmesine seviniyorum.
Çünkü bu ülkeye demokrasinin ancak o zaman geleceğini biliyorum.
Tam da bu sebeplerden dolayı, “samimi değilsin” diyerek parmak sallamak yerine, “geçmiş suçlarını saymak” yerine CHP “iyi bir şey yaptığında” takdir etmemiz gerektiğine inanıyorum.
Çünkü bu ülkede AK Parti’de yıllarca toplumun bir kesimi tarafından ‘niyet okumasına’ tabi tutuldu.
Ve bu sorunlu yaklaşım ülkeye kaybettirmekten başka bir şeye yaramadı.
Sonuçta demokrasi dediğimiz şey, özgürlükler dediğimiz şey bir anda gelmiyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.11.2025
19.11.2025
11.11.2025
5.11.2025
17.10.2025
8.10.2025
7.10.2025
4.10.2025
30.09.2025
24.09.2025