Fehim TAŞTEKİN
SU-24’ün düşürülmesi Putin’in elinde koza dönüşmüştü. Ankara ilişkileri rayına oturtmak için Suriye’de Ruslarla işbirliği yapmak durumunda kaldı. İL-20 doğrudan İsrail füzesiyle vurulmadığı için durum farklı. Yine de Rusya’ya İsrail’in önüne bir çizgi çekme fırsatı veriyor. Belki Ruslar İsrail’in davranışlarında değişiklik olup olmayacağına da bakacak, duruma göre adım atacak.
Suriye yönetiminin birçok cephede kontrolü geri aldığı son 2 yılda İsrail hayli korsanlık yaptı. İran ve Hizbullah’ın varlığını öne sürüp Suriye’nin stratejik tesislerini defalarca vurdu. Kendi kaynakları 200’ü aşkın hedefe 800’ü aşkın füze ve roket saldırısından söz ediliyor. Bahane İran ve Hizbullah olunca saldırganlık uluslararası alanda ‘dokunulmazlık’ kazanıyor.
Saldırganlıktaki bu rahatlığı hem Suriye’yi çarmıhta tutan dehşet dengesine hem de Rusya’nın hoşgörüsü ve tahammülüne borçlu. Rusya bugüne kadar kendi üslerindeki gelişmiş füze savunma sistemlerini İsrail jetleri ve füzelerine karşı çalıştırmadığı gibi Şam’ın S-300 talebini de karşılamadı. Basit bir nedenle: 30 Eylül 2015’te doğrudan müdahil olduğu Suriye krizini kendi bataklığına dönüştürmeden çözmek, bunu yaparken yol kazalarını sineye çekmek ve vekâlet savaşının ana destekçilerini mümkün olduğunca kışkırtmamak. Bu çerçevede savaşın genel seyrini etkilememesi şartıyla İsrail’in saldırılarına göz yumdu.
Yazın başında Dera, Kuneytra ve Süveyde’yi kapsayan güney cephesini temizlerken ABD ve İsrail’in operasyonun önünden çekilmesini temin için bir başka taktiksel yaklaşım sergilendi. Mademki İsrail ve ABD, Suriye’de temel sorunu İran ve Hizbullah’a indirgedi, o halde biz de onların korkularına oynayalım denildi. İran bağlantılı milis güçlerinin güney sınırlarından uzak duracağı ve operasyona katılmayacağı güvencesiyle Rusya güneydeki harekâtın önünü açtı. Rusya izlediği stratejiyle İsrail açısından bir nevi garantör ülke ya da düşmanlar arasında aracı konumuna geldi. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun son dönemlerde en fazla kapısını çaldığı yerin Kremlin Sarayı olması boşuna değil.
Türkiye ile Rusya arasındaki İdlib mutabakatına öfkeli bir yanıt gibi de duran son saldırının hedefinde Şam ve Hama’nın yası sıra Tel Aviv’e 400 km ötedeki Lazkiye vardı. Bahane aynı: İran. Fakat İsrail bu kez 14 Rus askerinin bulunduğu İL-20 uçağının Suriye savunma sistemi tarafından düşürülmesine sebep oldu.
Öfkesini belli eden ama Suriye operasyonunun komplikasyonlarını artırmama adına alttan alan Rusya bu olayı özetle şöyle bağladı:
İL-20 uçağı, sorumsuz, provakatif ve düşmanca davranan İsrail’e ait 4 adet F-16 jetinin Rus uçağını kalkan yapması neticesinde Suriye hava savunma sistemi tarafından vuruldu.
Ruslara göre İsrail, olaydan sadece bir dakika önce Suriye’de belli hedefleri vuracaklarına dair özel hattan Rus tarafına bilgi verdi. O vakitten sonra İL-20’nin tehlikeli bölgeden çıkma şansı yoktu. Böylece İsrail, Rusya ile tehlikeli yakınlaşmaların önlenmesi mutabakatını ihlal etmiş oldu. Üstelik dört F-16 inişe geçip 5 kilometre irtifada olan İL-20’yi kendilerine siper yaptı. İsrail jetleri Rus uçağına yakınlaşıp tek çizgi oluşturdu, Suriye’nin S-200 savunma sistemi ateş açtığında da hızla dağılarak hareket kabiliyeti sınırlı olan İL-20’yi hedef yaptı.
***
Rusya lideri Vladimir Putin için hazmı çok zor bir durum ama ‘kendini tut’ diyen mevcut dehşet dengesine kulak vermek durumunda. Ayrıca İsrail, uluslararası hakim düzende İsrail’den ibaret değil. Oraya dokunulduğunda sancıları başka bir sürü yerden nüksediyor. ABD’den farklı olarak Rusya’nın Ortadoğu’daki ilişkileri tek düze olmasa da İsrail’i idare eden bir boyuta sahip. O yüzden tercih hep gerilimleri emme yönünde.
Peki, son olay tamamen karşılıksız mı kalacak? Ya da en azından bunun Suriye sahnesinde etkileri olmayacak mı?
Sert açıklamalara rağmen Rusya, 2015’te sınırda SU-24 uçağını düşüren Türkiye’ye yaptığı türden bir yanıt vermeyeceğini peşinen ortaya koydu. Yani diplomatik ya da ekonomik yaptırım olmayacak. Bununla birlikte İsrail’i Suriye’de ‘dokunulmaz’ kılan statükonun korunmayabileceğinin işaretleri verildi.
Durum Türkiye ile kıyaslayan bir soru üzerine Putin “O zaman Türk avcı uçağı bizim uçağımızı kasten düşürmüştü. Burada ise daha ziyade bir dizi trajik olay zinciri var, zira İsrail uçağı bizim uçağımızı vurmadı” dedi. İsrail’i rahatlatan bu açıklama, arkasından gelen şu sözlerle dengesini buluyor:
“Suriye’deki askeri personelimizin, askeri tesislerimizin güvenliğinin sağlanması için tamamlayıcı tedbirler olacak. Bunlar herkesin derhal fark edeceği adımlar olacak.”
Savunma Bakanı Sergey Şoygu biraz daha sert adam pozisyonundaydı. İsrailli muadili Avigdor Lieberman’la görüştükten sonra “Rus uçağının düşmesinin sorumluluğu tamamen İsrail’e aittir. İsrail’i daha önce birçok kez Rus güçleri için tehlike teşkil edebilecek saldırılar gerçekleştirmemesi konusunda uyarmıştık… Bugün İsrail Savunma Bakanı’nı bu tür eylemleri yanıtsız bırakmayacağımız konusunda bilgilendirdim” dedi.
Savunma Bakanlığı’nın “İsrail’in bu düşmanca davranışına uygun ölçülerde karşılık verme hakkına sahibiz” açıklaması da İsrail’i dizginlemeye matuf bir ön uyarı olarak bir kenara not edilebilir.
***
Bundan sonra neler beklenebilir? Rusya’nın kendi teknik kapasitesini artırmanın ötesinde İsrail’e karşı olası tedbirleri ne olabilir?
Geçmiş sicilini dikkate alıp “İsrail yine bildiğini okur” diye düşünenler çoğunlukta. Kanaatimce İsrail daha tedbirli davranacak ve özellikle Rus güçleriyle kesişmekten kaçınacak. Fakat İran ve Hizbullah’ı gerekçe göstererek saldırı fırsatlarını da kaçırmayacak. Çünkü İsrail’in korkuları, Suriye’nin mutlak çöküşten sıyrılmasının yol açtığı hayalkırıklığının çok ötesine geçmiş durumda. 2013’te Suriye’deki savaşa katıldığından beri tecrübesi ve donanımını artıran Hizbullah, İsrail’in uykusunu kaçırıyor. İsrail istihbaratına göre Lübnan’ın altyapısının harabeye çevrildiği 2006 savaşındaki duruma kıyasla Hizbullah’ın güç kapasitesi üç katına çıktı. Ayrıca Suriye’deki savaş, bölgede Hizbullah’ın çizgisinde yerel milislerin doğmasına yol açtı. İsraillilerin işgal ettikleri Golan’la ilgili hop oturup hop kalkmasının bir nedeni de bu. Öte yanda “Hizbullahi çizgi” Haşd el Şaabi ile Irak’ta, Ensarullah ile Yemen’de güçlendi. İran da İsrail’i huzursuz etmek için elinden geleni ardına koymuyor. ABD ve İsrail’i restleşme ortamında İran’ın 2017’de Kirmanşah’tan fırlattığı orta menzilli 6 balistik füzeyle Deyr el Zor’da IŞİD’i hedef alması, 8 Eylül’de de kısa menzilli 5 füzeyle Erbil’e bağlı Koye’de üslenen İran Kürdistan Demokrat Partisi’nin karargâhını vurması aynı zamanda kapasite ya da caydırıcılık gösterisi olarak da okunabilir. (Bu yazının kapsamını aşan uzun bir tartışma konusu.)
Rus cenahında Suriye’nin elinde 1960’lardan kalma S-200’ler değil de S-300’ler olsaydı bu kaza yaşanmazdı diyenler de var. İsrail ve dostlarını kışkırtmamak için Şam’a teslim edilmeyen S-300’ler için behemehâl yeşil ışık yakılmayabilir. Fakat Moskova, Suriye’yi bu sistemle donatma seçeneğiyle İsrail’in pervasızlığını bir nebze frenleyebilir. S-300 başından beri İsrail için kâbus. Beri tarafta Rusya, İsrail’e yanıt verme konusunda kısmen dizginlediği sahadaki dostlarına da şunu yapma, bunu yapma demekten vazgeçebilir. Yani Moskova, İsrail’e yardım ettiği konularda artık kılını kıpırdatmayabilir. Güvenlik refleksleriyle ‘paranormal’ bir devlet için bu da az bir şey değil.
Ezcümle SU-24’ün düşürülmesi Putin’in elinde koza dönüşmüştü. Ankara ilişkileri rayına oturtmak için Suriye’de Ruslarla işbirliği yapmak durumunda kaldı. İL-20 doğrudan İsrail füzesiyle vurulmadığı için durum farklı. Yine de Rusya’ya İsrail’in önüne bir çizgi çekme fırsatı veriyor. Belki Ruslar İsrail’in davranışlarında değişiklik olup olmayacağına da bakacak, duruma göre adım atacak. Ya da Suriye’deki oyunu nihayete erdirinceye kadar sineye çekecek. Casus eskisi Putin’i kestirmek kolay değil.
Yazarlar
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025