Fehim TAŞTEKİN
SU-24’ün düşürülmesi Putin’in elinde koza dönüşmüştü. Ankara ilişkileri rayına oturtmak için Suriye’de Ruslarla işbirliği yapmak durumunda kaldı. İL-20 doğrudan İsrail füzesiyle vurulmadığı için durum farklı. Yine de Rusya’ya İsrail’in önüne bir çizgi çekme fırsatı veriyor. Belki Ruslar İsrail’in davranışlarında değişiklik olup olmayacağına da bakacak, duruma göre adım atacak.
Suriye yönetiminin birçok cephede kontrolü geri aldığı son 2 yılda İsrail hayli korsanlık yaptı. İran ve Hizbullah’ın varlığını öne sürüp Suriye’nin stratejik tesislerini defalarca vurdu. Kendi kaynakları 200’ü aşkın hedefe 800’ü aşkın füze ve roket saldırısından söz ediliyor. Bahane İran ve Hizbullah olunca saldırganlık uluslararası alanda ‘dokunulmazlık’ kazanıyor.
Saldırganlıktaki bu rahatlığı hem Suriye’yi çarmıhta tutan dehşet dengesine hem de Rusya’nın hoşgörüsü ve tahammülüne borçlu. Rusya bugüne kadar kendi üslerindeki gelişmiş füze savunma sistemlerini İsrail jetleri ve füzelerine karşı çalıştırmadığı gibi Şam’ın S-300 talebini de karşılamadı. Basit bir nedenle: 30 Eylül 2015’te doğrudan müdahil olduğu Suriye krizini kendi bataklığına dönüştürmeden çözmek, bunu yaparken yol kazalarını sineye çekmek ve vekâlet savaşının ana destekçilerini mümkün olduğunca kışkırtmamak. Bu çerçevede savaşın genel seyrini etkilememesi şartıyla İsrail’in saldırılarına göz yumdu.
Yazın başında Dera, Kuneytra ve Süveyde’yi kapsayan güney cephesini temizlerken ABD ve İsrail’in operasyonun önünden çekilmesini temin için bir başka taktiksel yaklaşım sergilendi. Mademki İsrail ve ABD, Suriye’de temel sorunu İran ve Hizbullah’a indirgedi, o halde biz de onların korkularına oynayalım denildi. İran bağlantılı milis güçlerinin güney sınırlarından uzak duracağı ve operasyona katılmayacağı güvencesiyle Rusya güneydeki harekâtın önünü açtı. Rusya izlediği stratejiyle İsrail açısından bir nevi garantör ülke ya da düşmanlar arasında aracı konumuna geldi. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun son dönemlerde en fazla kapısını çaldığı yerin Kremlin Sarayı olması boşuna değil.
Türkiye ile Rusya arasındaki İdlib mutabakatına öfkeli bir yanıt gibi de duran son saldırının hedefinde Şam ve Hama’nın yası sıra Tel Aviv’e 400 km ötedeki Lazkiye vardı. Bahane aynı: İran. Fakat İsrail bu kez 14 Rus askerinin bulunduğu İL-20 uçağının Suriye savunma sistemi tarafından düşürülmesine sebep oldu.
Öfkesini belli eden ama Suriye operasyonunun komplikasyonlarını artırmama adına alttan alan Rusya bu olayı özetle şöyle bağladı:
İL-20 uçağı, sorumsuz, provakatif ve düşmanca davranan İsrail’e ait 4 adet F-16 jetinin Rus uçağını kalkan yapması neticesinde Suriye hava savunma sistemi tarafından vuruldu.
Ruslara göre İsrail, olaydan sadece bir dakika önce Suriye’de belli hedefleri vuracaklarına dair özel hattan Rus tarafına bilgi verdi. O vakitten sonra İL-20’nin tehlikeli bölgeden çıkma şansı yoktu. Böylece İsrail, Rusya ile tehlikeli yakınlaşmaların önlenmesi mutabakatını ihlal etmiş oldu. Üstelik dört F-16 inişe geçip 5 kilometre irtifada olan İL-20’yi kendilerine siper yaptı. İsrail jetleri Rus uçağına yakınlaşıp tek çizgi oluşturdu, Suriye’nin S-200 savunma sistemi ateş açtığında da hızla dağılarak hareket kabiliyeti sınırlı olan İL-20’yi hedef yaptı.
***
Rusya lideri Vladimir Putin için hazmı çok zor bir durum ama ‘kendini tut’ diyen mevcut dehşet dengesine kulak vermek durumunda. Ayrıca İsrail, uluslararası hakim düzende İsrail’den ibaret değil. Oraya dokunulduğunda sancıları başka bir sürü yerden nüksediyor. ABD’den farklı olarak Rusya’nın Ortadoğu’daki ilişkileri tek düze olmasa da İsrail’i idare eden bir boyuta sahip. O yüzden tercih hep gerilimleri emme yönünde.
Peki, son olay tamamen karşılıksız mı kalacak? Ya da en azından bunun Suriye sahnesinde etkileri olmayacak mı?
Sert açıklamalara rağmen Rusya, 2015’te sınırda SU-24 uçağını düşüren Türkiye’ye yaptığı türden bir yanıt vermeyeceğini peşinen ortaya koydu. Yani diplomatik ya da ekonomik yaptırım olmayacak. Bununla birlikte İsrail’i Suriye’de ‘dokunulmaz’ kılan statükonun korunmayabileceğinin işaretleri verildi.
Durum Türkiye ile kıyaslayan bir soru üzerine Putin “O zaman Türk avcı uçağı bizim uçağımızı kasten düşürmüştü. Burada ise daha ziyade bir dizi trajik olay zinciri var, zira İsrail uçağı bizim uçağımızı vurmadı” dedi. İsrail’i rahatlatan bu açıklama, arkasından gelen şu sözlerle dengesini buluyor:
“Suriye’deki askeri personelimizin, askeri tesislerimizin güvenliğinin sağlanması için tamamlayıcı tedbirler olacak. Bunlar herkesin derhal fark edeceği adımlar olacak.”
Savunma Bakanı Sergey Şoygu biraz daha sert adam pozisyonundaydı. İsrailli muadili Avigdor Lieberman’la görüştükten sonra “Rus uçağının düşmesinin sorumluluğu tamamen İsrail’e aittir. İsrail’i daha önce birçok kez Rus güçleri için tehlike teşkil edebilecek saldırılar gerçekleştirmemesi konusunda uyarmıştık… Bugün İsrail Savunma Bakanı’nı bu tür eylemleri yanıtsız bırakmayacağımız konusunda bilgilendirdim” dedi.
Savunma Bakanlığı’nın “İsrail’in bu düşmanca davranışına uygun ölçülerde karşılık verme hakkına sahibiz” açıklaması da İsrail’i dizginlemeye matuf bir ön uyarı olarak bir kenara not edilebilir.
***
Bundan sonra neler beklenebilir? Rusya’nın kendi teknik kapasitesini artırmanın ötesinde İsrail’e karşı olası tedbirleri ne olabilir?
Geçmiş sicilini dikkate alıp “İsrail yine bildiğini okur” diye düşünenler çoğunlukta. Kanaatimce İsrail daha tedbirli davranacak ve özellikle Rus güçleriyle kesişmekten kaçınacak. Fakat İran ve Hizbullah’ı gerekçe göstererek saldırı fırsatlarını da kaçırmayacak. Çünkü İsrail’in korkuları, Suriye’nin mutlak çöküşten sıyrılmasının yol açtığı hayalkırıklığının çok ötesine geçmiş durumda. 2013’te Suriye’deki savaşa katıldığından beri tecrübesi ve donanımını artıran Hizbullah, İsrail’in uykusunu kaçırıyor. İsrail istihbaratına göre Lübnan’ın altyapısının harabeye çevrildiği 2006 savaşındaki duruma kıyasla Hizbullah’ın güç kapasitesi üç katına çıktı. Ayrıca Suriye’deki savaş, bölgede Hizbullah’ın çizgisinde yerel milislerin doğmasına yol açtı. İsraillilerin işgal ettikleri Golan’la ilgili hop oturup hop kalkmasının bir nedeni de bu. Öte yanda “Hizbullahi çizgi” Haşd el Şaabi ile Irak’ta, Ensarullah ile Yemen’de güçlendi. İran da İsrail’i huzursuz etmek için elinden geleni ardına koymuyor. ABD ve İsrail’i restleşme ortamında İran’ın 2017’de Kirmanşah’tan fırlattığı orta menzilli 6 balistik füzeyle Deyr el Zor’da IŞİD’i hedef alması, 8 Eylül’de de kısa menzilli 5 füzeyle Erbil’e bağlı Koye’de üslenen İran Kürdistan Demokrat Partisi’nin karargâhını vurması aynı zamanda kapasite ya da caydırıcılık gösterisi olarak da okunabilir. (Bu yazının kapsamını aşan uzun bir tartışma konusu.)
Rus cenahında Suriye’nin elinde 1960’lardan kalma S-200’ler değil de S-300’ler olsaydı bu kaza yaşanmazdı diyenler de var. İsrail ve dostlarını kışkırtmamak için Şam’a teslim edilmeyen S-300’ler için behemehâl yeşil ışık yakılmayabilir. Fakat Moskova, Suriye’yi bu sistemle donatma seçeneğiyle İsrail’in pervasızlığını bir nebze frenleyebilir. S-300 başından beri İsrail için kâbus. Beri tarafta Rusya, İsrail’e yanıt verme konusunda kısmen dizginlediği sahadaki dostlarına da şunu yapma, bunu yapma demekten vazgeçebilir. Yani Moskova, İsrail’e yardım ettiği konularda artık kılını kıpırdatmayabilir. Güvenlik refleksleriyle ‘paranormal’ bir devlet için bu da az bir şey değil.
Ezcümle SU-24’ün düşürülmesi Putin’in elinde koza dönüşmüştü. Ankara ilişkileri rayına oturtmak için Suriye’de Ruslarla işbirliği yapmak durumunda kaldı. İL-20 doğrudan İsrail füzesiyle vurulmadığı için durum farklı. Yine de Rusya’ya İsrail’in önüne bir çizgi çekme fırsatı veriyor. Belki Ruslar İsrail’in davranışlarında değişiklik olup olmayacağına da bakacak, duruma göre adım atacak. Ya da Suriye’deki oyunu nihayete erdirinceye kadar sineye çekecek. Casus eskisi Putin’i kestirmek kolay değil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025