Fehmi KORU
Belli konularda kendimizi tartışmaya fazla açık bırakmadığımız durumlara eskiden ‘peşin fikirlilik’ denilirdi, aynı durum için artık ‘önyargılı olmak’ kalıbı kullanılıyor.
‘Takıntılı olmak’ da denilebilir.
Erken seçim konusunda ben biraz takıntılıyım.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarını dinleyip hükümetin ve tek tek bakanların icraatlarına baktığımda, seçimin iddia edildiği gibi 2023 haziran ayında değil, zamanından önce yapılacağına dair kanaatimin güçlendiğini görüyorum.
Aile destek programının haziran (2022) ayında başlayacağı, bu yılın temmuz ayında maaş ve ücretlere yapılacak zamlarla dar gelirlilerin alım gücünün iyileştirileceği Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dün açıklandı.
Hemen o iyileştirmelerin ardından -eylül veya ekim aylarından birinde- seçim düşünüldüğü kanaatim pekişti.
Dedim ya, peşin fikirliyim, önyargım var ve seçim tarihinin erkene alınacağı konusuna takıntılıyım.
Takıntılı olmamın pek çok sebebi var da birini hepsinden çok önemsiyorum: Seçim tarihi erkene alınmazsa anayasanın açık hükmüne göre Tayyip Erdoğan seçmen karşısına cumhurbaşkanı adayı olarak çıkamıyor…
Anayasal engeli aşmak zor.
Bir an için seçimin gelecek yılın haziran ayında veya bu yılın eylül veya ekim aylarından birinde değil de iki hafta sonra yapılacağını düşünelim.
Sonuçta haftalar günleri, aylar haftaları izliyor ve her geçen günle erken veya zamanında seçime biraz daha yaklaşıyoruz. Seçim gününün siyasetin tarafları açısından şimdi karşı karşıya olunan şartlardan çok farklı olacağını düşünmemiz için de herhangi bir sebep yok.
Ha bugün olmuş, ha birkaç ay sonra, ha gelecek yıl.
Peki iki hafta sonra sandık başına gidecek olsak sandıktan nasıl bir sonuç çıkabilir?
Cumhurbaşkanı hangi ittifakın adayı seçilir, Meclis’te çoğunluğu hangi ittifakın milletvekilleri oluşturur?
Anketler bu konuda kesin bir sonuç bildirmiyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde sonucu “Kime oy vereceğimi adayı görünce kararlaştıracağım” diyenler belirleyecek gibi. Tayyip Erdoğan’a iki kez oy vermiş ve her iki seçimde onu ilk turda yüzde 50’nin üzerinde bir oyla cumhurbaşkanı seçmiş seçmen kitlesi ‘Millet İttifakı’ veya ‘6’lı masa’ olarak anılan oluşumun aday göstereceği herhangi birine oy verme kesin kararlılığında değil. Tersine, aynı seçmen grubu, beğenmediği bir isim aday olarak önüne getirildiğinde eski tercihine geri dönebileceğini belli ediyor.
Cumhurbaşkanı adayı o grup tarafından beğenildiği takdirde, onu aday gösteren ittifak Meclis’te de çoğunluğa ulaşabilir.
İşin özeti şu: Bugün veya yarın yapılması fark etmez, seçimin sonucu ittifaklar açısından çantada keklik değil.
Oysa her iki ittifak da sanki kendi adaylarının seçimden cumhurbaşkanı olarak çıkması kesinmiş gibi bir davranış sergiliyor.
Millet İttifakı da Cumhur İttifakı da…
Bu tavırları aday belirlemede etkili olursa, taraflardan biri, yanılgısını seçim yenilgisiyle ödeyecek.
Konuyu şimdi gündeme getirişim seçim tarihinin erkene alınacağı önyargım sebebiyle olsa da, son günlerde Millet İttifakı paylaşanları ile destekçilerinin sergiledikleri tavırlarda dışa vuran takıntıların iyice kendini belli etmesinin de bu yazıyı yazmamda etkisi var.
İki tarafın medyası seçimde üstünlüğü diğer tarafın alması için ellerinden geleni yapacağa benziyor.
Kendi haline bırakılsaydı, Cumhur İttifakı’nı destekleyen gazeteler ile haber kanallarının yayınları Millet İttifakı’nın sandıktan önde çıkmasını sağlayabilirdi. Tek sesli bir yapı var o medyada ve iktidarın her yaptığını, atılan her adımı doğru da olsa yanlış da olsa savundukları için, bilinçli seçmen nezdinde güvenilirliklerini yitirmiş durumdalar.
Seçim sonucunu etkileyebilecek bilinçteki seçmen iktidar yanlısı medyaya yansıyanları dinleyip okudukça karşı tarafa daha fazla meyleder hale gelebilir.
Yukarıdaki cümlenin fiilini “Gelebilirdi” olarak değiştiriyorum.
Artık Millet İttifakı’nın büyük ortağı CHP’yi ve politikalarını destekleyen gazeteler ve haber kanalları da var ve onlar da karşı ittifakın medyasından farkları olmadığını fena halde belli etmeye başladılar.
Örnek arayanlara, İstanbul büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz gezisini izlemeleri için davet ettiği gazetecilere o medyada verilen tepkiler yeterince açıklayıcı bir örnek.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun en son ‘helalleşme’ sözcüğü ile yaptığı çıkışla oluşturduğu sempati taarruzunu neredeyse sıfırlamayı başardı CHP medyası…
O medyanın tek sesli yapısında yer alanların Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ ile hedeflediğini içlerine sindiremedikleri belliydi de, kendi dar görüşleri dışındaki eğilimlere hoşgörüsüz olduklarını herkese göstermek İmamoğlu’na verdikleri tepkiye nasip oldu.
‘Rövanşist’ de deniliyor, ancak daha anlaşılır sözcük ‘intikamcı’…
‘İntikamcı’ yaklaşımın CHP örgütü içerisinde önemli konumlarda uzantıları bulunduğu da son gelişmeyle ortaya çıktı.
Böyle bir ortamın akla düşürdüğü sonuç şu: CHP lideri ne yaparsa yapsın, ‘6’lı masa’ ne kadar halisane çaba gösterirse göstersin, seçim kapıya dayandığında, ‘intikamcı’ anlayışın hakim olduğu CHP’li medyanın etkisi altında belirlenecek cumhurbaşkanı adayı ve milletvekili aday listeleri, AK Parti’ye oy verme konusunda ikircikli seçmen grubunu tatmin etmeyebilecek.
İktidar açısından muazzam olumsuz şartlarda gidilecek bir seçimde bile, Millet İttifakı’nı kendi dar sınırları içerisinde boğmaya hazır görünenlerin taşkınlığı yüzünden, sandığa yansıyacak seçmen iradesi, iktidar değişikliği beklentisini 2053’e erteletebilir.
Kalıplarını aşmaya hazırlanan bir CHP’liye –Ekrem İmamoğlu’na- bile tahammülü olmayanların ittifak içerisindeki diğer partilerin lider, yönetici kadroları ve tabanlarına bakışlarını tahmin etmek hiç zor değil.
Aslında daha önceleri bu konuda herhangi bir önyargım yoktu, yani peşin fikirli değildim, fakat şimdilerde takıntılı hale geldiğim bile söylenebilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025