Gülay GÖKTÜRK
Muhalefetin adayı henüz ortada olmadığına göre, şimdilik Cumhurbaşkanlığı seçimini AK Parti adayı üzerinden konuşmak durumunda kalıyoruz. Tabii sadece bu değil; en şanslı adayın iktidar cenahından çıkacak aday olacağını bilmenin de payı var tartışmaların bu noktada yoğunlaşmasında.
Yerel seçim sonuçlarının Erdoğan'a Cumhurbaşkanlığı için gayet iyi bir işaret verdiği açık. BDP'yle Cumhurbaşkanlığı için seçim ittifakı yapması, böylece birinci turda seçilmeyi garantilemesi de güçlü bir ihtimal.
Dolayısıyla, şu anda soru işaretlerinin asıl yoğunlaştığı alan başbakanlık koltuğu gibi görünüyor.
Seçim tarihleri arasındaki uyumsuzluğu halletmek için mutlaka bir formül bulunabilir ve eğer istenirse Gül'ün belki biraz gecikmeli olarak başbakanlık koltuğuna oturması işten bile değil. Ayrıca Gül'ün başbakanlığının AK Parti teşkilatı tarafından gayet sıcak karşılanacağını söyleyebiliriz. Özellikle AK Parti içinde son bir yılın aşırı gergin ortamından rahatsızlık duyan bir kesimin, Gül'ün sakin tutumunun, dengeci ve birleştirici üslubunun şu anda tam da AK Parti'nin ihtiyacı olan şey olduğunu düşündüğü de malum.
Son olarak, Erdoğan'ın da Gül'ün şahsıyla ilgili hiçbir endişesi olmadığını; onun partiye ve "davaya" sadakati, siyaset tecrübesi, güvenilirliği açısından tam güven içinde olduğunu da biliyoruz.
Ama yine de bilmediğimiz bir şey var: Erdoğan'ın partisini ve hükümeti Gül'e emanet etmeyi isteyip istemeyeceğini bilmiyoruz. Bu, biraz önce de söylediğim gibi Gül'ün kişiliği ve özellikleriyle ilgili bir mesele değil: Erdoğan'ın nasıl bir cumhurbaşkanı olmak istediğiyle ilgili...
Gül'den emanetçi olmaz
Eğer Erdoğan'ın kafasında Çankaya'da oturup hem partiyi hem hükümeti uzaktan idare etmek varsa, Gül'ün başbakan olmasını istemez, çünkü Gül'den emanetçi başbakan olmayacağını bilir. Zaten Gül de böyle bir role razı olmaz. O zaman Erdoğan'ın ardında bıraktığı koltuk için bu role hazır, düşük profilli birini bulması gerekir. Bu koşullarda büyük ihtimalle genel seçimlerden sonra uygun bulduğu ilk fırsatta başkanlık sistemiyle ilgili bir Anayasa değişikliğini referanduma götürmek ve davulu da tokmağı da eline almak isteyecektir. Ama o da bilir ki, emanetçi formülüyle idare edilen bir hükümet ve partiyle 2023 hedeflerine varılamaz. Hatta mevcut durum da korunamaz. Bu formül AK Parti'nin yavaş yavaş inişe geçmesi formülüdür. Bu yüzden de eğer Başbakan bu formülü seçerse, bilin ki genel seçimlerden sonra uygun bulduğu ilk fırsatta başkanlık sistemiyle ilgili bir Anayasa değişikliğini referanduma götürme niyetiyle seçmiştir. En kısa zamanda başkan olmak ve davulu da tokmağı da eline almak isteyecektir.
İkinci ihtimal
İkinci ihtimal, Erdoğan'ın artık aktif siyasetin içinde olmamayı göze alarak; elbette partisinin manevi lideri, akıl hocası, akil insanı olmaya devam ederek, Cumhurbaşkanlığı makamının bugünkü yetkilerini sonuna kadar kullanarak cumhurbaşkanı olmayı içine sindirmesidir. Bu durumda, Erdoğan, Gül gibi güvenebileceği güçlü bir liderin, partinin ve hükümetin başında olmasını isteyecektir. Sadece o da değil; böyle bir formülle toplumda yaşanan aşırı kutuplaşmanın giderilmesini arzu eden, "tek adam" tablosundan rahatsızlık duyan herkes memnun olabilir. Bu, yapay olmayan, gerginliklere gebe olmayan, sağlam bir formüldür.
Ama eğer Erdoğan, yukarıda çizdiğim sınırlar içinde bir cumhurbaşkanlığına hazır değilse, o zaman yapay formüllere sapmak ya da başkanlık sistemini yeniden zorlamak yerine başbakanlık koltuğunda kalmaya devam etmesi daha doğru olur.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015