Güldalı COŞKUN
Bir süre gündemden uzak kalmak, insanın ruh sağlığına iyi geliyor. Yoğun haber akışı, eylemler, söylemler ve siyasi kutuplaşmalar, hem enerjimizi tüketiyor hem de hayatı ıskalamamıza neden oluyor. Kısa bir tatilden sonra, önemli bir tarihi dönemeçte yaşamış olmanın yorgunluğu, yoğunluğu ve enteresanlığıyla beraber bıraktığımız yerden devam ediyoruz.
Ne var ki, birkaç güzel gün ve tatil izlenimlerimden bahsedeceğim daha keyifli bir yazı düşünürken; yine acı, kan ve gözyaşı bırakmıyor yakamızı. Vezneciler'de bomba yüklü bir aracın patlatılmasıyla yaşanan kayıplar ve hemen ertesinde Midyat'da yapılan diğer terör eylemiyle, yine canımızı yaktılar. Genç, hamile kadın polis, yeni evli delikanlı, işine giden karı-koca üniversite çalışanları ve diğer sivil insanlar, bu insanlık dışı patlamalarda yaşamlarını yitirdiler. Ayrıca çok sayıda yaralı da var.
Terör eylemlerini vicdansızca yapan örgüt, acaba hangi talep uğruna bu yola başvuruyor! Hangi konuda konuşulamayan veya dile getirilemeyen ne var ki, terör ile gözdağı vererek amaçlarına ulaşmaya çalışıyorlar! Bir engel olmadığı gibi aslında bir talepleri de yok. Birden DAEŞ, DHKP-C, PKK ve daha çok harfli birçok örgüt, ortak bir amaçta buluştu ve birbirlerinin işine yarayan eylemler yaparak ülkeye zarar veriyorlar. Ortak amaç ise, Erdoğan ve AK Parti'nin gitmesi. Sanırım bu tarihe geçecek bir talep olacak. Hele de PKK ve türevlerinin Erdoğan hakkındaki “ülkeye ve demokrasiye zarar veriyor, bu yüzden gitmeli” ifadeleri, siyasi tarihe geçecek en tuhaf ifadeler olacaktır. Sen, kadınları çocukları öldür, insanları evlerinden et, ülkeyi bir iç savaşa sürüklemeye çalış, sonra kalk Erdoğan zarar veriyor de. İlginç, gerçekten ilginç!
Aslında haklılar; “Erdoğan zarar veriyor” kısmında. Fark şu ki, ülkeye değil onlara zarar veriyor, maskeleri bir bir düşüyor, ortada ne Kürt halkının talepleri var ne de daha güzel bir dünya arzusu. Kendilerinin mafyalaşmış ve ciddi rant oluşturmuş düzenlerinin bozulmasından bu korkuları. Gerisi, masal. Böyle bir örgüt, piyangodan çıkmış gibi emperyal güçler için. Yüz yıldır çizdikleri yapay haritalarla, hem halklar arasında anlaşmazlıkları körükleyip hem de böylece enerji ihtiyaçlarını giderdiler. Şimdi Türkiye liderliğinde bir karşı duruş var ve bundan duyulan rahatsızlıkla, tüm terör örgütlerini destekleyerek, içerde ve dışarda siyasetçisinden medyasına kadar akıl almaz bir kampanya sürdürüyorlar. İlk kez tüm bunlara karşı hem halkın ciddi desteğini alan, hem de akıllı davranarak başta alternatif medyasını oluşturup, darbe olasılıklarını ortadan kaldıran bir hareket ve lideri var. İşte karın ağrıları bundan.
Türkiye'nin coğrafyasındaki lider konumu ve tarihi bağlarının gücüyle yeniden bir bilinç uyandırması, Batı'nın bir asırlık emeklerinin heba olması demektir. İçe kapanık, silik ve güçsüz bir ülkenin çevresinde istedikleri gibi at oynatırlardı. Ne darbelerden rahatsızlık duyulur ne de demokrasi eksikliğinden. Sorun yoktu, başımız önlerinde eğildiği sürece. Bu madalyonun bir tarafı. Bir de yönetenlere, aydınlara ve halka çok iş düşen diğer tarafı var.
Öncelikle, kendi eksiklerimiz doğru tespit edilip tamamlandığında ve kaşınılacak mecralar ortadan kaldırıldığında, işimiz daha da kolaylaşır. Aksi halde, kültürel ve etnik çeşitlilik zenginlik olacakken sorunun kaynağı olur. Ayrıca sadece çelme takanları suçlamakla, müzmin muhalefetin AK Parti karşısındakine benzer durumuna düşülür. Elbette söylemek kolay ancak içinde bulunduğumuz dönemin zorluğu ve tarihi değeri de buradan kaynaklanıyor. Yine artan taleplerin oranı, yapılabilirlik kapasitesi ve güçlü liderlikle de doğru orantılı olduğu açık. Hem bu kadar kızılan hem de en çok şeyin talep edildiği, üstelik bir “diktatörden” istendiği paradoksunun da arka planında şüphesiz gizli bir hayranlık ve güven unsuru olmalı diye düşünmüyor değilim.
Son 10 küsur yılda demokratikleşmede önemli mesafe alındı. Kimsenin gelinen noktayı küçümsemeye ve hiçleştirmeye hakkı yok. Bugün ülkede konuşulamayan neredeyse hiçbir konu kalmadı. Hatta istismara varan, akla ziyan bir pervasızlık ve neredeyse“terörüme dokunma” denilecek bir ortamdayız!
Her şeye rağmen; ekonomide güzel bir büyüme oranı ve cari açıkta da rakamlar beklenenin altında geliyor. Kavga ve gürültüden, birçok konudaki gelişmeleri artı ya da eksileriyle konuşup tartışamıyoruz. Asıl olması gereken gündem ekonomiyken, bu gümbürtüde kaynayıp gitmesine aldırış etmeyin. Kim ne derse desin, tüm unsurlar için birinci öncelik ekonomidir. Bütün kavgaların arkasında da ekonomi ilk nedendir. Maşaların bundan haberi olmaz doğal olarak. Onlara daha ulvi nedenler(!) anlatılır.
Terörü besleyen, ona destek olan ve ifade özgürlüğünün arkasına saklanarak, terörden yana tavır alan obsesif Erdoğan düşmanlarının tedavisi mümkün mü bilemiyorum ama bu derece etikten yoksun bir güruh daha başka yerde yoktur.
Vezneciler, Midyat ve diğer eylemlerde yaşamını yitirenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı ve bu alçakça yapılmış saldırılarda yaralananlara da acil şifalar dilerim.
Sabır ve metanetle...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.06.2018
3.02.2018
27.05.2018
21.05.2018
14.05.2018
29.04.2018
23.04.2018
15.04.2018
9.02.2018
2.02.2018