Hadi ULUENGİN
ÇETNİK ablukası altındaki Saraybosna yolundayız. Gazete için değil ahlaki değerler adına gidiyorum.
Serum, antibiyotik, ilaç falan götürüyoruz. Deryada bir damla ama belki yine de yaraya merhem sürer.
Fakat bilhassa “Esir Kent”in insanlarıyla dayanışma haykırmak istiyoruz. Onları unutmadık!
Biraz tavsadıysa da savaş hâlâ sürüyor. “Keklikçi” mermisinin aman verdiği yok!
Postu pisipisine İgmar Dağı’nda bırakmak ihtimali de var ki, geceyi Travnik Kasabası’nda bekleyeceğiz.
***
TRAVNİK’te lokantaya girdik. Bizler Türkçe konuşunca iki genç peydahlandı. Onlar da Türk’müş.
Üzerlerinde üniforma, bellerinde palaska, boyunlarında muska var ve yaş olarak ben diyeyim yirmiyi, siz deyin taş çatlasa yirminin ilk küsuratını sürüyorlar. Sünnet sakalları terlemişti ama daha gürleşmemişti.
Aşikâr, her ikisi de “mücahit” denen kategoriye dâhildi ve buradaki “Cihad”a katılıyorlardı.
Sadece ilâç ve dayanışma için geldiğimizi öğrenince küçümser ve müstehzi bir eda takındılar.
Belli ki bizleri komünistlerin “burjuva yol arkadaşlarını” algıladıkları gibi algılıyorlardı.
Naifliklerinden istifade edilecek fakat günü geldiğinde “icabına bakılacak” laik demokrat kesime giriyorduk ki, Boşnak telaffuzla “Alla’manet”, onlar “gaza”ya, bizler Saraybosna’ya gitmek üzere ayrıldık.
Sonra hem “Esir Şehir”de, hem de diğer Bosna yolculuklarımda aynı tür militanlara rastladığım oldu.
***
ZAHİR tahmin ettiniz, yukarıdaki anekdotu sınırdaki mülteci kamplarında barınan ve Hatay ahalisinin tepkisini çektiği iddia edilen “sakallı mücahitler” vukuatından dolayı anlattım.
Önce şunu vurgulayalım: Eğer gerçekten bir asayiş sorunu mevcutsa bunu derhal çözümlemek hariç, Baas’ın 5. Kolu durumundaki “ulusalcı” kesim tarafından yönetilen koroya hiç mi hiç tınmamak gerekiyor!
Biraz dikkatli bakmak yeter. Vaveylaya öncülük edenler daha ilk andan itibaren mezhebî dayanışma ve (veya) Şam rejimi yandaşlığıyla hareket etmiş olan kişi, kurum ve organlardan oluşuyor.
O “mücahitler” ise tabii ki melek değiller! Üstelik sundukları imaj “yobaz” öcüsüyle bütünleşiyor.
Dolayısıyla kâh Hatay’daki bir olayda pireyi deve yaparak, kâh da “Özgür Suriye Ordusu”nun bir şiddet eylemini şişirerek dezenformasyon tırmandırmak bugün dünkünden çok daha kolay bir ortam buluyor.
Ancak bunları belirtmem “İslamcı enternasyonal”i hafife aldığım ve geri plandaki ruhiyattan endişelenmediğim anlamına gelmiyor ki, zaten Travnik’deki sahneyi de bunun için hikâye ettim.
***
“ENTERNASYONAL” kelimesini kasten kullandım. Çünkü komünistlerin 3. Enternasyonal’ini hatırlatan biçimde ve onun gibi “profesyonel devrimci” kadro veya gönüllülerini, yani burada“iman mücahitlerini” dört bir yana ulaştıran bir “İslamcı akım” olduğunu hanidir biliyor ve görüyoruz.
Nüvesi SSCB’nin Afganistan’ı işgal etmesiyle birlikte ve Riyad-Washington desteğiyle oluştu.
Ancak bir müddet sonra ok yaydan, cin de şişeden çıktı. İlkin nesnel olarak Batı’ya hizmet eden o“mücahitler” olayların dinamiğinde giderek zıddına dönüştüler ve anti-Batıcılığın simgesi hâline geldiler.
Nitekim zahiri benzerliğe rağmen “İslami Enternasyonal”i 3. Enternasyonal’den ayıran temel özellik de buradan kaynaklanıyor. Birincisi, Moskova’nın yönettiği ikincisi gibi merkezî bir otoriteye itaat etmiyor.
Hepsi aynı matristen türemesine rağmen ve “El Kaide” dâhil, dünkü Bosna’dan bugünkü Suriye’ye Müslümanlık adına kolektif yahut bireysel savaşa soyunanları çok başlılık, hatta başsızlık belirliyor.
***
FAKAT buna karşılık Travnik’teki iki Türk “fedai”nin tıpkı komünist militanlar gibi bizi “naif yol arkadaşı” olarak küçümsemesi sıradan bir örnektir, “halet-i ruhiye” denen şeyi aynı tür fanatizm tayin ediyor.
İdealizmle de bütünleşen ve zihni parametrede türdeş olan “mutlak inanç” dürtüsü öne geçiyor.
Üstelik materyalist felsefenin vaat edemeyeceği “şehitlik mertebesi” yahut “cennet kapısı” gibi metafizik değerler de devreye giriyor. Eh, buradan itibaren de bağnazlık tabii ki en üst kerteye varıyor.
Ve işte bunlardan dolayıdır ki, en az o “sakallı mücahitler” kadar dehşet bir Esad’ın Türkiye avukatları yukarıdaki manzaranın yarattığı haklı endişeyi “gıdıklayarak” (!) öcü dezenformasyonuyla korkutabiliyor.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015