Hakan AKSAY
Selahattin Demirtaş'a ve HDP'ye çok kızıyorum
31.05.2015
2275
Evet, Selahattin Demirtaş'a ve HDP'ye çok kızıyorum.
Aslında gizli bir kızgınlık bu.
Tek taraflı bir mesele.
Benimle ilgili yani.
Kişiliğimle, geçmişimle, alışkanlıklarımla, hatta komplekslerimle ilgili.
Kendime kızıyorum aslında.
Ama can tatlı.
Kendime karşı kızgınlığımı başka birilerine yansıtıp hafiflemem gerek.
Ben de işte bu yüzden Selahattin Demirtaş'a ve HDP'ye kızıyorum.
* * *
Canımı sıkan şey, uzun yıllar sonra yüreğimde garip bir heyecan hissetmem.
Seçimler yaklaşırken hop oturup hop kalkmam.
İzlediğim ve okuduğum siyasi haberlere bazen aşırı duygusal tepkiler göstermem.
Oysa ben böyle biri değildim.
Hele bir gazeteci olarak soğukkanlılık ve objektiflik özelliklerimi hep korumaya çalışırdım.
Son zamanlarda nasıl olduysa değişiverdim.
İçimde giderek güçlenmesine engel olamadığım bir aidiyet duygusu ortaya çıktı.
Bazen açıkça itiraf etmeye çekinsem de, kendimi bu seçimlerde HDP'yi destekleyen milyonların bir parçası olarak hissediyorum.
Bu bana - kabullenmekte biraz zorlandığım - hoş bir coşku duygusu verse de, geçmişte olduğu kadar soğukkanlı olamadığım için anlaşılmaz bir huzursuzluk hissediyorum.
* * *
Bakıyorum, bazı gazeteci arkadaşlarımız ne kadar da soğukkanlı.
Kimileri "seçimler gelip geçer; 7 Haziran'dan sonra da hayat aynen devam eder" derken ne kadar da zeki ve mantıklı görünüyorlar.
Keşke ben de bu tür 'felsefi" anlatımlar kullanabilseydim.
Ama...
Galiba bu sefer kazın ayağı pek öyle değil.
Bu sefer "göstere göstere" geliyor.
7 Haziran'ın bir kâbusa dönüşme ihtimali var.
Sonuç kötü olursa muhtemelen açık bir diktatörlük kurulacak.
Tutuklamalar, yasaklamalar, parti ve gazete kapatmalar başlayacak.
Ve kan dökülecek.
Sokakta gösteri yapana "legal" polis kurşunu sıkılmasıyla ilgili yasal düzenlemeler yapıldı bile zaten.
Kürtler mutlaka provoke edilecek, iç savaş hortlatılmaya çalışılacak.
Belki Ortadoğu'nın savaş ve terör ateşine atılacağız.
Adım adım bastırıyor karanlık.
Ne var ki ben sakin olmalıyım, objektif ve soğukkanlı...
* * *
Elbette panik yapmayalım.
Her gecenin sabahı var, güneş mutlak doğar vs.
Ama doğana kadar geçecek yıllarda Türkiye çok fazla kayıplar verecek, can kayıpları, enerji, umut ve moral yıkımları; maddi zararları ve ekonominin yiyeceği ağır darbeleri saymıyorum.
Ve yıllar, hatta on yıllar öncesine döneceğiz belki de.
Topu topu bir hafta uzağımızdaki 7 Haziran, işte böyle bir sınır olabilir.
Ama tabii "hayat devam eder", eder tabii de...
Böyle bir ortamda, tarafsız, kayıtsız kalmak...
"Profesyonel" olmak...
Üstelik birileri var gücüyle buna karşı mücadele ederken...
Kızıyorum yine.
Soğukkanlı olamadığım için kızıyorum.
* * *
Oysa nasıl da soğukkanlılar bazı iktidar karşıtları.
Aptal da değiller.
Ama geçmişin yükünün altından kalkamıyorlar.
Önyargılar, nefret ve kin kaplamış ortalığı.
İç savaş yıllarının bize armağanı bunlar.
Seçimlerin aritmetiğini onlar da görüyor.
HDP barajı aşamazsa neler olabileceğini biliyorlar.
Aldırmıyor, hatta karşı çıkıyor, dahası yüzde 1 bile alması kuşkulu bazı partileri ortaya atıp "illa birisi yüzde 10'u geçecekse o değil bu olsun" diyorlar.
Sanki iş, yüzde 10 üzerinden zar atmaya döndü.
Sanki HDP'nin yüzde 8-9'unun garantisi yok ve iş sadece yüzde 1-2'ye kalmamış gibi...
Ama "asla" diyorlar...
"AKP ile anlaşmıştır" diyorlar.
Kaç kez haykırdılar, daha ne yapsın adamlar!
Yine sakinliğimi yitiriyorum...
Oysa mesleğimi sukûnetle yapmam gerek.
Bütün bunların nedeni olan Selahattin Demirtaş'a ve HDP'ye kızıyorum.
* * *
Sakin sakin düşünürken aniden bir bakıyorum ki...
On yıllar sonra Türkiye'de "sol" adına ortaya çıkan partilerin seçmenlerinin yüzde 40'lık oy potansiyelinden bahsediliyor.
Nasıl heyecanlanmazsın!
Yok yok, yine de sakin olmak lazım.
Ben de öyle olmaya çalışıyorum.
Ama bakıyorum, HDP'ye durmadan yükleniyorlar.
Bombalar, saldırılar, tabela indirmeler, vali ve kaymakam destekli "haddini bildirmeler", "bölgeden sürmeler"...
Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, polisler, herkes atakta...
TRT, yandaş medya, paralı askerler...
Yalanlar, iftiralar...
Ben tabii ki kendimi adaletsizliğe uğrayanın ve zayıf olanın yanında hissediyorum.
O kim?
Elbette HDP...
Hay Allah!..
Neyse...
Sakin olmalıyım, objektif davranmalıyım.
* * *
İzledikçe iğrendiğim adamlar, söylemler, fırça atmalar, bağırıp çağırmalar...
Yolsuzluklar, katliamlar, başka bilumum suçlar...
Saraylar, uçaklar, Mercedesler...
Paraya para dememeler...
Bakıyorum "bizim çocuklar"a...
Devletten para aldıkları yok.
Mercedes'i falan da rüyalarında görecek kadar yoksul ve mütevazılar.
Ama zekâları yerinde.
Cesurlar.
Şakacılar.
Kalıpları ve önyargıları kolayca deviriyorlar.
Türkü bile söylüyorlar.
Gülüşleri de sırıtma değil, sahte değil, normal gülüş işte, sıcak, içten, dostça...
İnsan gibi insan bunlar.
E ben nasıl sakin olayım?
* * *
Ah, kızıyorum, evet, kızıyorum.
Kendime... değil tabii; can tatlı, kendime kızar mıyım!..
Selahattin Demirtaş'a ve HDP'ye kızıyorum.
Ve kızmaya da devam edeceğim sanırım.
Daha epeyce bir süre...
Bu kızgınlığımdan yakın zamanda nasıl kurtulacağımı bilemiyorum.
Ama "çok yakın olmayan bir gelecek"le ilgili bir fikrim var.
Hele önce şu yüzde 10 barajını geçsinler.
Ve sıkı bir muhalefet örneği sergileyip - olağan şartlarda - 2019 seçimlerine çok iyi hazırlansınlar.
Kazara bir de o seçimlerde iktidara gelirlerse...
Ben bilirim onlara yapacağımı.
Korksunlar benden o zaman...
Hem HDP...
Hem Selahattin Demirtaş...
@AksayHakan
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025