Hasan Bülent KAHRAMAN
AK Parti kongresindeki merak ve heyecan Başbakan'ın yapacağı konuşmanın içeriğine yönelikti. Doğaldı bu; çünkü beklentiler hayli yükseltilmişti ve ortayamanifesto niteliği taşıyan bir konuşmanın çıkacağı umuluyordu. Oysa konuşma daha ziyade son on yılın hesabını vermekle geçti.
Böyle bir konuşma tercihinde bulunulmasının nedeni bence çok önemli bir nedenden kaynaklanıyor.
O da şu...
Bu kongre Erdoğan'ın AK Parti yöneticiliğinde bulunduğu son kongreydi. Başbakan AK Parti bünyesinde artık Genel Başkan olarak görev almayacağını bir kere daha açıkladı. Belli ki, bu durum kendi içinde bazı tedirginlikler meydana getirmiş. Başbakan hesap vererek ve içinde yaşanan politik sorunları kapsayan konuşmasıyla bundan sonrasında da siyasetle içli dışlı olacağını, siyasetin merkezinde, odağında bulunmaktan vazgeçmeyeceğini belirtti. Konuşmanın son bölümü bu bakımdan önemliydi. Ayrıca "aramıza nifak, fesat sokamazlar" diyerek Başbakan'ın bundan sonrasını nasıl tasarladığı açık biçimde anlaşılıyordu.
Yeniden konuşmaya dönersek birincisi şu yukarıda değindiğimCumhurbaşkanlığı meselesi olmak üzere üç önemli konudan söz edilebilir.
İlki, uzun ve duygusal giriş bölümünde Başbakan siyaset olarak kendisinin ve partisinin temel referanslarını çok açık biçimde ifade etti.
Buna göre Türkiye'nin ezeli derdi olan Nâzım Hikmet-Necip Fazıl ayrımı ortadan kaldırılıyor. Aynı şekilde Erdoğan'a göre AK Parti, DP-Anap-Erbakan çizgisinden geliyor. Bu meyanda açıkça Demirel'i dışladı Erdoğan. Bu dışlamanın nedeni başka bir noktaya bakınca anlaşılıyor. Erdoğan "bundan sonra darbeye teşebbüs edenler yargıda hesabını verir" diyerek hem Balyoz davası sonuçlarının tereddüdünü üstünden atmış olduğunu hem de Demirel'i neden kendi geçmişi içinde saymadığını belirtiyordu.
Konuşmanın diğer önemli unsuru terör konusunun çözümüydü. Erdoğan CHP'ye açık bir davetiye çıkardı. Bunu önemsemek şart. Çünkü Oslo süreci anlaşılan yeniden devreye giriyor. Öcalan adı bir kere daha öne çıktı. BDP'nin dokunulmazlıkları eşikte duruyor. Böyle bir dönemde CHP'ye yöneltilen, çözümü birlikte gerçekleştirmek çağrısı yabana atılmayacak bir önem taşıyor.
Hele CHP'nin bu konudaki yalpalamaları ona büsbütün zarar vermeye başlamışken.
Bunların dışında konuşmanın dikkat çeken yanı antisemitizmle İslamofobi arasındaki ilişkiydi. Erdoğan Batı'ya kesin bir çağrıda bulunarak ve haklı olarak bu iki olgunun birlikte mütalaa edilmesini istedi. Gerçekten de bir nefret ve insanlık suçu sayılması gereken İslamofobinin dikkate alınmadığı ama antisemitizmin öne çıktığı bir konjonktür başlı başına bir olgudur.
Erdoğan'ın konuşmasını öteleyecek biçimde kongrenin düğümü de bence bu noktada atılıyordu.
Kongre hiç su götürmez şekilde OD politikalarının ve dış politikaların damgasını taşıyordu. Her şeyden önce Filistinadı geçtiğinde salon en az Erdoğan'ı desteklediği ölçüde coşku gösteriyordu. Aynı şekilde İsrail de bir o kadar tepki topluyordu. Öte tarafta Mısır Cumhurbaşkanı'nın, Meşal'in ve nihayet Barzani'nin hem kongreye katılması hem konuşma yapması içinden geçtiğimiz dönemin şifrelerini çözmek bakımından önemli göstergeler.
Gene de kongrenin Türk siyaseti bakımından önemli yanı bizzat Erdoğan'ın ve yönetici kadronun önemli bir bölümünün mevcut konumlarını bırakacak olması. Gerçekten üstünde durulması gereken bir hamle bu. Hem "Hedef 2023" demek hem de böyle bir girişimde bulunmak Türk siyasetinin yapısal bir dönüşüm geçirmesi bakımından önemli. Böylece gerçek manada pragmatik ve iç bürokrasisini aşan bir parti modeli ortaya çıkıyor.
Önümüzdeki iki buçuk yılda yaşanacak üç büyük seçime bakalım bu hamleler AK Parti'yi nasıl hazırlayacak.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları














































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2025
18.08.2025
17.07.2025
20.06.2025
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025