Hasan Bülent KAHRAMAN
Bazen demokrasi için de "yaşama biçimi" gibi tanımlar yapılır. Bir şeyler anlatsa da bunlar meseleyi özüyle tanımlamaya yetmeyen yaklaşımlardır. Benzeri bir durumcumhuriyet (republic) kavramı için geçerlidir. Cumhuriyeti bir ideoloji olarak görenler var, bir devrimcilik olarak nitelendirenler var, bir sistem olarak değerlendirenler var.
Bizdeki cumhuriyet tartışmalarının önemli bir bölümü bu belirsizlikten kaynaklanıyor. Körün fili tarif etmesi gibi bir yaklaşım hâkim olunca, cumhuriyet yerine göre itilip kakılan, yerine göre kutsanan, tabulaştırılıp, fetişleştirilip, dokunulmazlaştırılan bir "şeye" dönüştürülüyor.
En zor olandan başlayayım irdelemeye. Cumhuriyet elbette bir ideoloji olabilir. Ama ideoloji olan cumhuriyet değildir. Diğer bazı ideolojilere karşı savunulan "cumhuriyetçilik"tir (republicanism) ideoloji olan. Bizim için büyük ölçüde Fransız deneyiminden türemiş bir durumdur. Ama öncesi de vardır. Her şeyin başlangıcı kabul edilen Platon kendince bir cumhuriyet tanımlamıştır.
Bizdeki cumhuriyet geleneği bu gerçeği kabul etmeye yanaşmaz. Haklıdır. Kendi bakımından Türkiye Cumhuriyeti gerçekten de devrimci hamleyle doğmuştur.Halifeyi önce seçen Meclis ardından Hilafeti kaldırmıştır. Padişahlığı lağvetmiştir. Bunlar hem dönemin şartları içinde hem de dokuları itibariyle devrimci sayılmayacak girişimler değildir. Ama cumhuriyet kendisini daima halk yönetimiolarak ifade etmiştir. En yüksek derecedeki hassasiyeti de bu noktada düğümlenir. Cumhuriyet halk yönetimi, halkın kendisini yönetmesi, halk iradesinin iktidar olması gibi yöntemsel tanımlarla bütünleşir. Bunlar az çok cumhuriyetin asli, kurucu unsurudur. Ama bunların yer aldığı bir rejim mutlaka cumhuriyet olmak, hiç değilse bizdeki gibi bir cumhuriyet olmak zorunda değildir.
Nedeni şu: eğer düğüm noktasını halk ve onun tercihi, iradesi meydana getiriyorsa, gerçekte bu demokrasi demektir. Bir sistemde Padişah veya Kral başta olabilir. Ama o ülke gene de halk iradesiyle yönetilebilir. Buna da zaten Anayasal (Meşruti) Monarşi deniyor. Veya Rönesans döneminde Floransa bir cumhuriyetti. Herhalde oradaki cumhuriyeti bugünkü modelle karşılaştıracak halde de değiliz. Veya bir dönemin "Halk Cumhuriyeti" modeli de değil aranan.
Bütün bunlar gerçekse iş gelip gerçekten demokrasi bağlamında düğümleniyor. Eğer cumhuriyeti kuran öge temeldehalk oyu/ kamuoyu ise bunun tam manasıyla tecelli ettiği yönetim demokrasidir. Cumhuriyet onun içinde bir modeldir. Doğrudur, belkemiğini bütün yöneticilerin seçilmiş olması meydana getirir. Ama gerçek bir demokrasinin ve seçimin olmadığı koşullarda da yöneticilerin seçildiğini bilmeyen yok.
Tekrarlayayım; cumhuriyet metottur, cumhuriyetçilik ideoloji. Hele bazı düşünürlerin "çoğunluk diktası" olur diye demokrasiye karşı cumhuriyeti savunduğu anımsanırsa hem cumhuriyetçiliğin tam manasıyla ne olduğu anlaşılır hem de benim söylediklerim en güçlü kanıtını bulur.
Gerisi politikadır!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024