Hasan Bülent KAHRAMAN
İş, fıkrada olduğu gibi, üç nalla bir ata değil de, Erdoğan'ın adaylığı bakımından sadece bir nala kaldı. Üç nal ve at tamam. Bu durumda biz de Erdoğan sonrasını düşünmeye devam edelim. Çünkü o da atın süvarisiyle ilgili. Bu tartışma da ancak Ak Parti üstünden yapılabilir.
On iki yılı Türkiye, son bir yılın hengâmesine rağmen çok iyi geçirmiştir. Ortadaöncesiyle mukayese edilemeyecek bir Türkiye var. Her şeyin temel ve çekirdeği olan ekonominin bu dönemde gösterdiği gelişme bile tek başına dönemi belirlemeye yeter. İkincisi, istikrardır. Tek partinin yönetim rahatlığı Türkiye'ye çok şey kazandırmıştır ve çalkantılarla dolu 1970'ler ve 90'lar hatırlayanlar için şimdi bir karabasandır. Üç, Türkiye bu dönemde değişmiştir.Değişim demokrasi demektir. Başörtüsü ayıbının ortadan kalkmasından asker- sivil ilişkilerine kadar değişiklikler, diğerleri bir yana, önemli kazanımlardır. Keşke bugün tartıştığımız diğer kısıtlamalar da olmasaydı. Ama bütün olarak dönemin bu yöndeki gelişimi besbelli.
Bütün bu kavramlarla birlikte Ak Parti Türkiye'yi derinlemesine dönüştürdü. Bu o kadar etkileyici bir dönüşüm ki, neticede CHP bile "muhafazakâr, milliyetçi, mukaddesatçı" bir çizgiye geldi. Toplumsal yabancılaşmaların aşılması, çatlakların giderilmesi anlamına geliyor bu.
Bu tür bazı kavramları savununca Ak Parti'nin "güncel ilericiliği" mesela CHP'nin "tarihsel ilericiliğini" aştı ve hatta büktü. Bu bir saptama ve çok önemli bir durumun saptanması. Belli konuları belli dönemlerde savununca bir kurum veya bir kişi "ilerici" pozisyonunu tutuyor, karşısındaki kim ve ne olursa olsun. Ve tam tersine diğer kurum veya kişinin muhafazakâr olarak nitelendirilmesini nesnel olarak zorunlu kılıyor.
Ak Parti açısından bütün mesele bu noktada düğümleniyor. Bundan sonra da aynı çizgiyi sürdürecek mi? Ak Parti'nin ilerici bir konumda kalması ve o yönde işler yapması bugüne kadar konjonktüreldi."Güncel ilericilik" dediğim şeyin bir başka tanımı da budur: "konjonktürel ilericilik." Bu derecede hâkim ve önemli bir siyasal kurumun bundan sonrasını da aynı çizgide sürdürebilmesi ancak mevcut ve çok geniş "durumu", bütün cepheleriyle birlikte kavrayan entelektüel bir bakış açısına, değerlendirmeye ve pratiğe bağlıdır. Yani makro demokratik değişimin şimdi mikro demokratik değişimle iç içe geçmesi gerekiyor.
Ak Parti'nin son dönemde yaşadığı toplumsal sıkıntıların altında da bu gerçek yatıyor. Her şeyin çok karanlık olduğu bir dönemde biraz ışık tutan önemlidir. Ama her yerin epey aydınlandığı bir dönemde aydınlatıcı ve yol gösterici olmak zordur. Bu iki durum arasındaki fark Ak Parti'nin geleceğidir. Türkiye'nin de geleceğidir. Hele hele dış politikanın bu derecede karmaşık bir hal aldığı bu ortamda sözünü ettiğim entelektüel yaklaşıma daha da fazla ihtiyaç doğuyor.
Parti bu durumu hayalle uğraşarak ve birtakım toplumsal zorlamalarda bulunarak aşamaz. Bunu ancak Erdoğan sonrasında güçlü bir yönetim oluşturarak çözebilir. İsmiyle, kişiliğiyle ilk andan itibaren toplumda da, dünyada da güvence oluşturacak bir isim bu gelişmeyi sağlayabilir. Abdullah Gül bu bakımdan, partiden gelen çağrıların da haklı olarak saptadığı gibi, son derecede önemli bir kişidir. CB sonrasında yapmak istemeyebileceği Başbakanlık içinmutlaka ikna edilmesi gerekir. Türkiye son bir yıllık çırpıntılardan sonra geçiş dönemini bu sükûnet ve güvence içinde gerçekleştirmelidir. Bu şarttır.
Shakespeare'in Üçüncü Richard'ı savaş meydanında "bir ata krallığım" diye bağırıyordu. O at Ak Parti'dir ve süvarisi akıl almayacak derecede önemli olacaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024