Hasan Bülent KAHRAMAN
CHP’nin son kurultayı daha öncekilere nazaran çok hızlı bir biçimde tamamlandı. Bu hız aslında kurultayın anlamına dönük bir göstergeydi. Seçimden, daha doğrusu birbiri ardınca yapılan 30 Mart veCumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonra, Muharrem İnce ortaya çıkmış ve Genel BaşkanKılıçdaroğlu’nu başarısızlıkla suçlamıştı. Bu CHP ve benzeri partilerde sıklıkla görülen, adeta doğal ve belli bir demokrasi anlayışını, parti içi tartışmayı yansıtması bakımından da güzel bir tepkiydi.
İnce’nin bu çıkışı iki önemli temele yaslanıyordu. Bunların ilki partinin sağa kaymasıyla ilgiliydi. İnce bir de partinin demokratik bir yapıdan uzaklaşıp, diktatoryal bir eğilim içine girdiğini söylüyordu.
Kılıçdaroğlu, muhtemelen İnce’nin bu eleştirilerinden, bilhassa ilk eleştirisinden önemli ölçüde etkilenmişti. Çünkü İnce, partinin sağa kaymasını CHP’nin bir türlü başarılı olamamasının nedeni olarak vurguluyordu. Gerçekten de CHP, son yerel seçimlerde eski bir MHP’liyi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde parti tabanının kabullenmekte zorluk çektiği ve CHP ile ilişkisi hiç olmamış bir adayı ortaya çıkarmış, ondan önce de ulusalcı kanatlarla işbirliği içine girmişti. Yani, CHP’nin sağcılaştığı somut bir iddiaydı.
Kılıçdaroğlu gerek bu iddianın somutluğundan, gerekse öne sürülen iddianın tabanda karşılık bulacağını düşündüğünden hemen bir kurultay kararı aldı. İnce’nin git gide mayalanan bu yaklaşımının zamanla güçleneceğini ve kendisini alt edeceğini varsayıyordu.
Kurultay İnce’yi iddiasında, Kılıçdaroğlu’nu da muhakeme ve taktiğinde haklı çıkardı. 415 oy alan, bunu 15 günlük bir kampanya ile sağlayan İnce, daha uzun bir hazırlıkla kurultaya gelseydi, anlaşılıyor ki, Kılıçdaroğlu’nu bugünkünden daha fazla zorlayacaktı. 415 oy küçümsenmek ne kelime, son derecede önemli bir hacimdir ve Kılıçdaroğlu şimdi ensesinde bu gölgeyle, tepesinde bu kılıçla dolaşmaktadır. 2015 seçimlerinden alınacak kötü bir sonucun Kılıçdaroğlu’nu yerinden edeceği, olağan ve demokratik koşullarda, neredeyse kaçınılmazdır.
Kurultay konuşmasına bakınca, Kılıçdaroğlu’nun sağcılaşmak suçlamasından etkilendiği anlaşılıyordu. Sağcılaşmadığını, gayet ideoloji dışı bir takım gerekçelerle göstermeye çalıştı genel başkan. Bunların arasında, Dersimli olduğunu söylemesi, Deniz Gezmişlerin mezarını ziyaret ettiğini hatırlatması vardı. Bununla birlikte, mesela İnce’nin en önemli iki savının somut öznesi olan İhsanoğlu konusuna, tek bir kelimeyle değinmedi.
CHP'de sağcılığın kökenleri
Bütün bunlardan sonra daha geniş bir analiz yapılabilir. O da şudur: CHP’nin sağ bir parti olması sadece son zamanların ve seçimlerin konusu değil, kökleri çok daha eskiye giden bir olgudur. Çünkü, bir parti sadece sağ kökenli adaylarla bütünleştiği, onlara yer verdiği için sağcılaşmaz. İdeolojisindeki ve pratiğindeki tercihleri nedeniyle sağda yer alır. Bu gerçek CHP için 1990’ların başından beri gerçektir. CHP, o yıllarda sürdürülen ve açıkça Türkiye’deki demokratikleşme dinamikleri olarak adlandırılabilecek bütün uygulamalara karşı çıkmıştır. Kürt konusunda olsun, başörtüsü konusunda olsun CHP o dönemde sistemin, kökleri 1930’lara kadar geri giden ulus devletçi, homojen toplum ve radikal ve negatif laiklik anlayışına yaslanan bir tavır içinde kalmıştır.
Bu kapsamlı bir tartışmadır. Aslına bakılırsa tartışma Altı Ok'a ve Kemalizme kadar geriletilebilir. Özünde ilerici, dinamik ve devrimci bir çekirdek barındıran Kemalizmin, 1930’lardaki bürokratizasyonu CHP’nin daha sonraki dönemlerinde ve daha sonraki kadroları tarafından benimsenmiştir. 1970’lerdeki CHP atılımı bu kısır döngüyü kırmak içindi. Fakat 1992’de yeniden açılmasından sonra CHP o geçmişi unutarak bu defa 28 Şubat’ı ve 27 Nisan’ı destekleyen bir parti oldu. O arada toplumda meydana gelen yeni sosyolojileri, toplumsal dönüşümü, yeni demokratik talepleri, anlamak bir tarafa, dikkate dahi almadı.
Bu anlayış şimdi Muharrem İnce tarafından eleştirilen sağcılaşmanın kaynağı olarak saptanabilir. Daha açık söylemek gerekirse, CHP’nin Altı Ok, 1930’lardaki tarihi ve militer kökenli bir devlet modeli ve anlayışıyla bütünleşmesidir onu sağa çeken. Bunun 1990’lardaki tanımı ulusalcılıktır. Türkiye’de ulusal bir sol inşa etme çabası veya ulusalcılığın (basit ulusçuluk manası ötesinde) sol bir ideoloji olarak değerlendirilmesi esasen Batı manasında bir gerçek sosyal demokrasinin oluşmamasının da ana nedenidir. Gerçek sosyal demokrasinin bu anlayışla ilişkisi elbette yoktur. Fakat CHP böyle bir görüşü dışa itmektedir.
Söz konusu ulusalcı ve Altı Okçu yaklaşım o derecede CHP ile bütünleşmiştir ki, Kılıçdaroğlu’nu sağa kaymakla suçlayan Muharrem İnce de son kertede o kanadın temsilcileriyle bu kurultayda kendisini özdeşletirmiştir. Bunu CHP’nin bir ‘çocukluk hastalığı’ olarak görmek yetmez. Ulusalcılık dışında bir sol tercihe yönelmemek Türk solunun kronik hastalığıdır. Unutmamak gerekir ki, 1970’lerde daha sol bir model arayan ve Altı Ok'u yenilemek için yola çıkıp, başarılı olan Bülent Ecevit de 1990’larda gene ulusalcı bir ideoloji inşa etme çabasına girmişti.
Kurultayda ideoloji ve program tartışılmadı
Son kurultay ideolojik bir tartışma başlatmadı. Ne ideoloji, ne program ne de yöntem bakımından bir tartışma açıldı kurultayda. Çok genel terimler üstünden ve hayli popülist bir söylemle kurultay tamamlandı. Kurultayın bu özelliğiyle sahip olduğu iki çarpıcı sonuçtan söz açılabilir.
Birincisi, belirttiğimiz gibi, ulusalcılığın ve geleneksel solun ilişkisi bu kurultayda da bütün kanatlarda devam etmiştir. İki kanat da daha radikal bir sol ideolojiye yahut modele geçme çabası göstermemiştir. Tersine bu vurgu yeterli bir sol tutum ve tavır olarak görülmüştür. İkincisi, pratik düzeyde göze çarpan hususlardır. Onların başında da tabanın her şeye rağmen daha sağdan gelen kişilere direnmesidir. Fakat dikkat edilirse bu direnme daha ziyade dinsel anlamdaki sağa karşıdır. Bu CHP’nin laikçi genetiğiyle olan bağını gösteren önemli bir husustur.
CHP böyle bir sonuçla önümüzdeki dönemde birkaç sıkıntı yaşayabilir. Bunların başında Haziran 2015’te gidilecek seçimlerde parti kadrolarının şimdi görülen bölünme ve çatışma nedeniyle yeterince mobilize edilmemesi gelecektir. Bu kısıtlamanın aşılması çok zordur ve bir seçim yenilgisi daha söz konusu olacaksa bu, söz konusu kimlik ve kadro bunalımı nedeniyle yaşanacaktır. İkincisi, CHP’nin mevcut ulusalcı sol anlayışından uzaklaşmaması nedeniyle yeni sosyolojiler ve yeni demokratikleşme taleplerinin sahibi olan kesimlerle ilişkisi gene kısıtlı kalacaktır. Özellikle Kürtlerin CHP ile mesafesi devam edecektir. Bugün Güneydoğu Anadolu’da namevcut bir CHP söz konusudur. 2015 Haziranına kadar geçecek dokuz ayda bu ilişkinin kurulması çok zordur. Aynı şekilde berrak bir sollaşma söz konusu olmadığı, aksine sağlaşma iddiası kendi geçerliliğini koruduğu için CHP’nin şimdi AK Parti tabanındaki kitlelerden oy alması da çok zor görünüyor.
Sonuç olarak CHP’nin önemi işleyen ve yüzde 25 civarında oy alan bir parti olmasındadır. Fakat CHP’nin ideolojisi itibariyle Türkiye’nin beklentilerini karşılayan bir parti olduğunu söylemek zor. Fakat Türkiye’nin demokratikleşme ve diğer sosyal talepleri karşılama bakımından gerçek bir sosyal demokrat partiye ihtiyacı olduğu muhakkaktır. Kurultay bu yönde bir cevap ve umut doğurmamıştır.
http://www.aljazeera.com.tr/gorus/chpyi-saga-ceken-alti-oktur
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024