Hasan Bülent KAHRAMAN
Almanya'yla aramızda halının altına süpürülemeyecek bir ihtilaf çıktı. Aslında bu ihtilafa menşe olan hadiseler hep karşımızdaydı. İki taraf da onları görmezden, bilmezden gelip yoluna devam ediyordu. Çünkü iki tarafın da birbirinden menfaati vardı.
Huzursuzluğu kimse istemez. Bu hakikattir. İnsanlar gibi uluslar da birbiriyle anlayış ve kabulilişkisi içinde yaşamak ister. Her ne kadar dış politika kuramının bir temel ölçüsü 'dost-düşman' devlet kavramı üstüne otursa da bütün bu uluslararası örgütlenmelerin maksadı dostluk bağlarını güçlendirmektir. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası dış politika anlayışı bu mantığa yaslanır.
Bu kurumlardan en önemlisi bana göre BM değildir. Önemlidir elbette. Ama dünya kadar da iç sorunu, çıkmazı, çelişkisi vardır. Önemli kurum AB'dir. İkinci savaş gibi bir büyük beladan geçip, 'Kömür ve Çelik Birliği'nden bugünkü AB'ye gelmek az buz iş değildir.
Ne var ki, AB şimdi BM'den daha ciddi sorunlara sahip. Daha ileri gidip söyleyeyim. Eğer gündelik ama ciddi yani işin teorik ve entelektüel yanına eğilen Batı basınına bakarsanız artık bir AB yoktur. İngiltere'nin Birliği terk etmesi, Akdeniz ülkelerinin (ah bu Akdeniz ülkeleri ah...) yaşadığı ekonomik bunalım ve iflaslar, Avro kullanmayan ülkeler derken AB derin birbunalımdan geçiyor. Bu köşede o bunalımı özellikle Brexit döneminde çok irdeledik.
Almanya bu şartlarda Avrupa'nın sahibi gibidir. İngiltere'nin Brexit'inde 'Avrupa dışı bir Avrupalı devlet ve 'ada devleti'' (tanım Churchill'indir) olmak kadar Almanya'nın gücüne karşı bir pozisyon oluşturma çabası da mevcuttur. Tabii, Fransa büyük bir devlettir, ekonomisi fena değildir. Ama gırtlağına kadar ciddi sorunlara sahiptir. Geriye gerçekten de başlı başına bir güç odağı olan İngiltere ve Almanya kalıyor.
Bu Almanya şimdi adım adım tırmanan bir kriz içinde Türkiye'nin Gümrük Birliği sürecine devam etmeyeceğini bildiriyor. 'Türkiye ile Gümrük Birliği'nin genişletilmesini hayata geçirmeyeceğiz ve sadece paranın tam olarak nereye gittiğini bildiğimiz alanlarda katılım öncesi mali yardım yapacağız' diyor Merkel. Ciddi bir adım bu.
Bu türden bir çıkış sonrasında ne olur? Seçim dönemleri aşılınca ilişkiler yumuşar. Türkiye-Almanya arasında, tekrar edeyim, hayati derecede önemli ekonomik ve sosyal bağlar mevcut. Bunların bir çırpıda silinmesi zor.
Daha önemli noktalar da söz konusu. Birincisi, şunu bilelim, Almanya'nın Kürt ve PKK konusunda öteden beri Türkiye'yi taciz eden ciddi bir 'duyarlılığı' var. Sağır sultan da duydu. Bu hassas bir zemin. İkincisi ve asıl can alıcısı, AB-Türkiye ilişkileri.
Buradaki strateji bellidir. Türkiye altmış yıldır kapıda bekletilen bir ülke. Daha fazla böyle devam edemez. Elbette Türkiye onurlu bir ülke olarak buna bir tedbir almak zorundadır. Ama bu tutum AB ile olan bağların kesilip atılması anlamına gelmez. Tersine o hamle Türkiye'den kurtulmak isteyen (bu kesindir) AB'nin ekmeğine yağ sürmek olur.
Kaldı ki, AB ile bağlarını tümden koparmış bir Türkiye'nin bu durumda çıkarı ne olacak? İngiltere'nin Brexit'i, şimdi yavaş yavaş Fransa'da dile getirilen Franxit aynı şey değildir. Onlar 'Avrupa'nın içindeyken dışında' kalmak istiyor. Türkiye bugüne değin AB'nin bütün kurum ve süreçlerinde olup AB'nin dışına çıkacaksa o başlı başına bir macera demektir.
Kaldı ki, İlber Ortaylı hocamız da geçen günkü yazısında Mohaç'la birlikte 'Türkiye aslında Avrupa tarihinin de, coğrafyasının da ortasına oturdu' diyordu.
Bence Türkiye hâlâ orada oturuyor ve orada kalmalı...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları

















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2025
18.08.2025
17.07.2025
20.06.2025
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025