Hilâl KAPLAN
Yeni Şafak'ın manşet haberiyle ülkenin gündemine düşen görüşmenin ardından yapılan yorumlar birbirini izledi. Cumhurbaşkanı Gül'ün BDP'li üç milletvekiliyle Çankaya Köşkü'nde yaptığı görüşmeden bahsediyorum. İçlerinde BDP'li milletvekillerin de olduğu, açlık grevindeki tutukluların durumunu istişare için talep edilen toplantıda, ister istemez söz PKK sorununa ve Kürt meselesinde gelinen son aşamaya da gelmiş. Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla, Cumhurbaşkanı Gül bu hususta, makamı gereği aktif bir aktör gibi değil ama yol gösterici bağlamda konuşmuş. Örneğin PKK'lılarla sarmaş dolaş olan BDP'liler hakkında hiçbir demokraside terörün meşrulaştırılmasına göz yumulamayacağını belirterek uyarıda bulunmuş. Eğer bir çözüm iradesi ortaya konacaksa bile bunun BDP'nin söz ve eylemlerinin oluşmasına sebep olduğu atmosferle oldukça ilgisi olduğuna dikkat çekerek eklemiş: 'İklimin düzelmesine katkıda bulunursanız, süratle çözülür.'
Bu toplantıdan bir süre önce de Ak Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal ile bir araya gelen BDP'li milletvekilleri, PKK'lılarla kucaklaştığı için dokunulmazlığının kaldırılması ihtimali olan milletvekilleri hakkında konuşmak için Başbakan'ın meclisteki odasında bir araya gelmişler. Bu toplantı sonrası Mahir Ünal'ın 'Bir BDP'li vekilin dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili girişimde bulunulmasını doğru bulmuyoruz' açıklamasını da müsbet bir değerlendirme olarak not edelim
Belli bir kesimin hâlâ 'Ankaralılaştığını' savunduğu Başbakan'ın, cesur bir lidere yakışır şekilde, bir süredir dile getirdiği 'devletin operasyon yapmaya meraklı olmadığı' ve 'gerektiği takdirde tekrar Öcalan'la görüşülebileceği' yönündeki demeçlerinin yarattığı havayı destekler nitelikteki bu görüşmeler oldukça önemlidir. Eğer dilenseydi basından gizlenmesi mümkün olan bu buluşmaların kamuoyuna duyurulmasında karar kılınmasının isabetli olduğu kanaatindeyim. Aynı şekilde BDP'lilerin de karşılıklı güveni sarsmayacak şekilde, görüşmeler ortaya çıkana kadar basına açıklama yapmamış olması da önemlidir.
Mevcut durumda, aciliyeti olan ilk başlık, ülke çapında 53 cezaevinde sürmekte olan ve 400'den fazla tutukluyla hükümlünün içinde yer aldığı açlık grevidir. Taleplerin hemen karşılanmasından ziyade, insani ve hassas bir tutumla meseleye yaklaşılması bile olumlu netice alınmasını sağlayabilir. Bugün 40. günü dolmuş olan grevin, tutuklularda kalıcı hasara yol açmadan, bir an önce ele alınması ve gerekli girişimlerin başlatılması gerekmektedir. Zira, Türk Tabipler Odası'nın açıklamasında, tıbbi anlamda kritik süree çoktan girildiği uyarısı yer alıyor.
Peki, tüm bu gelişmelerden müzakere masasının yeniden kurulacağı sonucunu çıkartabilir miyiz? Sanmıyorum. Zira Öcalan'ın örgüt üzerindeki hakimiyeti sorgulanmaya değer bir başlık olarak yerini korumaya devam ediyor. 'Savaşan biziz, bizimle görüşülsün' diyen PKK liderleri, muhataplık soununun çetrefilleşmesini sağlıyor. Ayrıca PKK'nın Esed'le dolaylı işbirliği sürerken, bu hususta pozisyonunu koruyan bir örgütün aksi istikamette manevra yapması mümkün müdür? Öcalan'ın buna teşvik etmeye gücü ve hatta isteği var mıdır? Bunların hepsi cevaba muhtaç sorulardır. Ayrıca ilk Oslo deneyiminden ağzı yanan hükümet de yoğurdu üfleyerek yemeyi tercih edecektir. Zira ikinci bir başarısızlık tüm taraflar için telafisi zor, vahim sonuçlara gebedir. BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken'in 'Kürt sorununa ilişkin gelinen durum hakkında Ak Parti'nin ne düşündüğünü merak ettiklerini' ama toplantı sonrasında yaptığı 'Farklı bir şeyin olmadığını gördük; değişen bir şey yok' açıklaması da bunu doğrulamaktadır.
Dolayısıyla, görebildiğim kadarıyla, şu anda havuza dalmadan evvel, ayak parmaklarını suda dolaştırmak tercih edilmektedir. Yine de, bu kadarı bile başlangıç ihtimalini barındıması sebebiyle kayda değerdir. Barışa ve huzura olan ihtiyaç sebebiyle birkaç görüşmeye bu kadar derin anlam yüklenmesi de sanırım bundandır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019