Hilâl KAPLAN
Katıldığı bir canlı yayında, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç şu açıklamada bulundu:
'Yeni yetmelerin kendilerine bir şeyler evham ederek, mevhum bazı değerler üzerinden, 'aslında öyle olması gerek, aslında böyle olması gerekir' diye hesaplar vermesi bizim aramızda yıllardan beri bozulmayan kardeşliği zedeleyebilir.'
Arınç'ın öfkelendiği bir eleştiri veya hakaret değildi. 'Yeniyetme' sıfatından anlaşılacağı üzere, yaşı kendilerine nispetle genç olan Ak Partili bazı isimlerin 'aslında öyle olması gerekir' diye –belli ki Arınç'ın hoşuna gitmeyen- önerilerde bulunmasıydı.
Bu açıklama beni yaklaşık 15 yıl öncesine, Fazilet Partisi'nin 2000 yılında gerçekleşen ve Ak Parti'nin doğuşunun işaretlerini veren kongresine götürdü. O kongre, bugün 'yenilikçi-gelenekçi' ayrışması olarak adlandırılan fikrî bölünmenin en somut tezahürüydü.
Merhum Necmettin Erbakan ve R. Tayyip Erdoğan, 28 Şubat yargısı sebebiyle siyasî yasaklı olduğu için, onların yerine Recai Kutan ve Abdullah Gül genel başkanlık için yarışıyordu. Bülent Arınç ise, 'yenilikçi'lerin yanı başındaki en yaşlı ve tecrübeli kişi olarak yerini almıştı. Kongredeki konuşması, belki de bu yüzden Gül'ünkinden bile daha etkileyiciydi.
1967 yılında, daha Hukuk Fakültesi öğrencisiyken, Erbakan'ın Odalar Birliği mücadelesinde kendisine destek verdiğini, polis gücüyle atılmak istendiğinde, kapısında duran 10 gençten biri olduğunu anlatan Arınç, kendisi gibi bedeller ödemiş bir 'âkil adam', yenilikçi 'genç'lere destek oluyorsa, bunun Erbakan'ın yolundan ayrılmakla bir ilgisi olmadığına delegeleri iknaya çalışıyordu. Bir nevi 'Ak saçlılar olarak, gençlere yol verelim' çağrısında bulunuyordu. Ayrıca yine kongre konuşmasında, 'tamtamcı gençlik yetiştirmek için değil, milli gençlik yetiştirmek için yola çıktıklarını' hatırlatıyordu.
Bugün Ak Parti, Erdoğan'ın liderliğinde, bahsedilen millî gençliğin yetiştirilmesine uğraşıyor. Hatta Erdoğan, açık açık dindar nesillerin yetişmesine olan ihtiyaçtan bahsediyor, halkı bu yönde teşvik ediyor. İşte o nesillerin önünü açacak olan da, siyasete taze kan pompalayacak olan da bu bakış açısıdır.
Ak Parti,Türkiye'yi en az 2023'e dek yönetmeye talip hegemonik bir iktidar partisi. Ve bir on yıl daha ülkeyi aynı kadroların olduğu yerden kıpırdamadan yönetmesi mümkün değil. Erdoğan, bu tehlikeyi önceden gördüğü için üç dönem kuralını işletmekte kararlı. Aksi takdirde gerçekleşecek gerileme ve rehavetin, 70 kişinin bir dönemliğine vekil olmamasından daha kötü neticeleri olacağını düşünüyor ki haklı... Ak Parti mevcut kadrolarıyla bir 'doyum noktası'na ulaştı. Şimdi suyun bulanmaması için bir devir daim, bir yenilenme gerekli.
Hemen her ideolojik söylemde ama özellikle totaliter olanlarında, 'gelecek, gençlere emanet' edilir. Bunun, gençleri işlevsiz kılan iki yanı vardır. İlki, gençler, gelecek adında bir 'olmayan-zaman'a havale edilerek, 'şimdi'den el çektirilirler. İkincisi ise, gençlerin şu anda eyleyen-söyleyen özneler olmaktan çok, bir emaneti koruyup kollayan bekçilere indirgenmesidir.
Millî Görüş'ün içinden çıkan ilk 'genç'lerin yanında yer alarak bu söyleme en zor zamanda karşı çıkan Bülent Arınç'a, bugün partinin genç kadrolarına, hoşuna gitmeyen öneri ve tesbitleri sebebiyle 'yeniyetme' demek yerine onları anlamaya çalışması, varsa yanlışları onlara eşiti olarak yaklaşıp nezih bir dille düzeltmeye çalışması daha çok yakışır diye düşünüyorum. Bugün Ak Parti'nin Arınç'ın 2000 senesindeki yol açıcılığına ihtiyacı var. Aksi takdirde partinin yaş ortalaması 70'e dayanan Saadet Partisi'nin Başkanlık Divanı'ndan bir farkı kalmayacak.
Fazilet kongresinde kendisine 'genç' olduğu için eleştiri getirenlere Gül'ün söylediği gibi:
'Neremiz genç artık? İlle de 70 yaşına geldikten sonra, heyecanımız pörsüdükten sonra mı olalım?'
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019