Kadri GÜRSEL
Türkiye ve ABD, Soğuk Savaş’ın iki müttefikiydi.Aralarında tanımlanmış ortak çıkarlar söz konusuydu.
Türkiye o zamanlar Batı sisteminin parçasıydı. Bundan dolayı iki ülke arasında bazı ortak değerlerin varlığından bile bahsedilebilirdi.
40 yıl süren Soğuk Savaş 90’ların başında Batı İttifakı’nın Sovyetler Birliği’ne karşı zaferiyle sonuçlandı. Soğuk Savaş’ı izleyen üçüncü on yılın sonuna yaklaşırken, Türk-Amerikan ilişkileri hakkında artık şu tespiti kesinliğe yakın bir biçimde yapabiliriz:
Türk-Amerikan ilişkileri Soğuk Savaş’ı izleyen düzensizliğe ayak uyduramamıştır; ilişkilerin üzerinde durduğu kaide güncelleştirilememiştir.
Soğuk Savaş sonrasında ikili ilişkilerin yeni bir stratejik ortaklık temelinde tanımlanması şart değildi. Lakin belirli prensipler çerçevesinde bir düzene oturtulması gerekirdi.
En basit biçimde açıklamaya çalışacağım:
Soğuk Savaş’ın iki müttefiki arasında ortak çıkar kalmayınca ne olur?
Farklılaşan ve hatta karşıtlaşan çıkarlar arasında çatışma başlar.
Soğuk Savaş’ın iki müttefiki arasında ortak değer kalmazsa ne olur?
Değerler çatışması yaşanabilir.
İlişkilerin ittifak durumundan çatışma sathına sürüklenmiş olması bir başarısızlıktır.
Ve özellikle Ankara için daha büyük bir başarısızlıktır bu.
İki eski müttefikin ekonomik, askeri, diplomatik ve kurumsal kapasitelerinin çapını birbiriyle kıyaslayın. Bir de bu iki aktörün zamanında birbirlerine nasıl ve ne dereceye kadar nüfuz edebilmiş olduklarını karşılaştırın. Fevkalade asimetrik bir tablo karşınıza çıkar.
Ortaklığın yerini çatışmaya bıraktığı bir anda zayıf olanın, güçlü olana karşı oyununu çok daha hassas, akıllı ve öngörülü biçimde oynaması gerekir. Ya da gerekirdi...
Günümüz Türkiye’sinin ABD’ye karşı kendine özgü ekonomik ve askeri bağışıklıkları var mıydı, bölgedeki diğer aktörlerle dengeleyici, alternatif ittifaklar geliştirmesi mümkün müydü, yumruklar sıkılmadan önce bütün bu sorulara pozitif cevaplar verilebiliyor olması gerekirdi.
Bakınız, bugün bir bütün olarak Türk medyasının verip vermediği kriz haberlerinin hepsi, bir eski ittifak ilişkisinin çatırdayarak çökerken çıkardığı gümbürtüden ibarettir.
Büyük tedirginlik yaratan Sarraf hadisesi...
Fethullah Gülen’in her şeye rağmen ABD’de rahatça ikamet edebilmesi...
Tutuklanan Amerikan konsolosluk görevlileri...
Karşılıklı vize yasakları...
ABD’nin PYD’yi silahlandırması...
Rusya’dan S-400 alımı...
Ve bazı Türk bankalarına milyarlarca dolar ceza kesileceği yolundaki haberler...
Bu gümbürtüler, ikili ilişkilerde yaşanan derin krizin semptomlarıdır yalnızca. Dolayısıyla, bu semptomlardan bazıları ortadan kaldırıldığı takdirde, sırf buna bakarak ilişkilerin nihayet sağlıklı ve sürdürülebilir bir zemine oturtulduğu zannına kapılmamak lazımdır.
Lakin Türkiye’nin ABD’yle meselesinin özü tam da bu hususun eksikliğiyle ilgilidir: İlişkilerin sağlam bir kaide üzerinde yeniden tanımlanması ve bu yolla çatışmanın önlenmesi.
Bu iş, ortak çıkarları ve bunları uzun vadeye taşımaya yardımcı olacak değerleri birlikte tespit etmekten geçer.
Bunu başarmak ise bugünkü şartlarda mümkün görünmüyor.
Nedenlerin başında, Soğuk Savaş yıllarında iki ülkeyi birbirine bağlayan güvenlik önceliklerinin şimdi net biçimde ayrışmış olması geliyor.
Hikâyesi uzun, arka planı karmaşık ama değişimin bir örneği olarak yeterince çarpıcı: 1999’da PKK’nin liderini Türkiye’ye teslim etmiş olan ABD’yi, 2014’ten başlayarak PKK’nin Suriye’deki uzantısı PYD’yi iyice silahlandırmış ve eğitmiş bir ABD olarak bulduk karşımızda.
Bugün İran, Suriye, Rusya ve Körfez bölgesi söz konusu olduğunda da Türkiye ve ABD’nin çıkarları değişen oranlarda uyuşmazlık ve çatışma içindedir.
Çatışmanın psikolojik boyutu da var. Ankara’daki iktidarın 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında ABD’yi görmesi ve ABD’nin de Ankara’daki bu algının hiç değişmeyecek olduğunu bilmesi, ilişkileri nihayetsiz zehirleyen, esaslı bir güvensizlik faktörüdür.
İki eski müttefikin birbirine güven duyması mevcut halde mümkün değildir. Bu da ilişkilerin düzelmesini önler, çatışmayı derinleştirir.
Dahası, ülkede Saray ve medyası tarafından sürekli biçimde pompalanan Amerikan karşıtlığı toplumda o kadar yüksek seviyelere çıkmıştır ki sonunda bu durum Washington’ın elini serbest bırakan bir hal aldı. ABD, zaten kaybedildiğini düşündüğü Türkiye halkını, vize yaptırımı kararını alırken hesaba katmadı.
Dış politikanın kanunudur: Başarısızlıktan sorumlu olan aktörlerin yerini yenileri almadıkça ikili ilişkilerde yitirilen güveni yeniden tesis etmek imkânsızdır.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları



























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2020
5.03.2020
26.02.2020
20.02.2020
17.02.2020
4.02.2020
19.01.2020
9.01.2020
6.01.2020
3.01.2020