Kurtuluş TAYİZ
Cemaat’in Emniyet ve Yargı üzerinden geliştirdiği darbeye ciddi bir medya desteği sunuluyor.
Başbakan ve aile üyeleri dahil hükümet üyelerine kelepçe vurulmaya çalışılırken, medya da darbecilere tempo tutuyor.
Bu darbeci koro, Başbakan’ın meydanlara çıkıp darbecileri halka şikayet etmesini “tehlikeli” bir girişim olarak değerlendiriyor.
Ve Başbakan’a şöyle öğüt veriyorlar:
“Sayın Başbakan, gerginliği artırıyorsunuz!”
“Sayın Başbakan meydanlarda halka konuşarak toplumsal gerilimi tırmandırıyorsunuz!”
“Sayın Başbakan, siz konuştuğunuz için ekonomik kriz çıkıyor, istikrar sarsılıyor, ülke zarar görüyor; susun artık!”
“Sayın Başbakan çok öfkeli konuşuyorsunuz, devletin bütün kurumlarıyla kavga ediyorsunuz, bu üslubunuzdan vazgeçin!”
“Sayın Başbakan kendinizi kontrol edin, mümkünse birkaç gün evinizden çıkmayın, meydanlarda konuşmayın!”
“Sayın Başbakan artık çok geç olmadan istifa edin!”
Koro halinde söyledikleri bu şarkıların söz ve müziğinin darbecilere ait olduğunu biliyoruz.
Bu şarkıları zaten yıllardır milletçe dinliyoruz.
Tabii bugüne kadar alıştıkları politikacı tipi, darbelerin ayak sesini duyar duymaz şapkasını alıp kaçan türden olduğundan, bırakıp kaçmadığı için suçu “haklı” olarak Başbakan’da buluyorlar.
Milletin iradesini temsil eden Başbakan’ın darbeci çetelerle “uzlaşma” arama yerine halka gitmesini garip karşılıyorlar.
Bugüne kadar başbakanları hep devletin arka odalarında ağırladıkları için Erdoğan’ın meydanlara çıkmasını “kibirli” buluyorlar.
Başbakan kendisini seçen halka gitmeyecek de ya kime gidecekti?
Cemaat’in büyük ağabeylerine mi?
Yargıda, Emniyet’te kümelenen darbecilerin ağa babalarına mı?
Yoksa derin devlete mi gitmeliydi Erdoğan?
Halkın seçtiği, göreve getirdiği başbakanlar, bu gibi olağanüstü durumlarda genelde iradesini asker-sivil bürokrata teslim eder, kendi canını kurtarmaya çalışırdı.
Siyasi gelenek böyle diye Erdoğan da böyle mi yapmalıydı?
Hesap makamı millet mi, yoksa darbeciler mi?
Başbakanlık makamı halka karşı mı yoksa devlet içindeki devlete karşı mı sorumlu?
“Erdoğan’ın kibri” diye şikayet ettikleri tutum, aslında millet iradesi!
Milletin kararlı duruşunu “Erdoğan’ın kibri” sanıyorlar.
Atanmışların, bürokratların sahipliğindeki devletin, milletin iradesine geçmesini kibirden kaynaklı bir sorun olarak görüyorlar.
Demokrasiyle uzaktan yakından alakaları olmadığı için de Erdoğan’ın devletin ayağına gidip teslim olma yerine yetkinin kaynağı olan meydanlara çıkmasını “kibre” yoruyorlar.
Kuşkusuz darbeci koro bunu aptallığından ya da cahilliğinden yapmıyor.
Bazıları darbecilerin doğrudan uzantısı.
Bazıları darbecilerin ihale ortağı.
Bazıları korku ve telaşla seslendiriyor bu şarkıları.
Bazıları da eski hesaplarını darbe ortamında görmeye çalışıyor.
Ama hepsi milletin seçimle getirdiğinin darbeyle götürülmesi noktasında birleşiyor.
Bunu başaramadıkları için üstelik yine hükümeti suçluyorlar.
Deviremedikleri Erdoğan’ı “kibirli” ilan ediyorlar.
Ne yapsaydı?
Demirel gibi bırakıp gitse miydi?
Ecevit gibi geri mi kaçsaydı?
Erbakan gibi sessiz sedasız çekilse miydi?
Yoksa Menderes gibi boynunu darbecilere mi uzatsaydı?
Haklısınız! Erdoğan boynunu darbecilerin yağlı urganına uzatmadığı için kibirli.
Evet, halkın içinden gelen sıradan birinin, Kasımpaşalı Erdoğan’ın darbecilere boyun eğmeyecek kadar cesur ve siyasi operasyonları boşa çıkarabilecek kadar akıllı, işbilir olması da artık çok fazla!
Erdoğan’ın bileklerine kelepçe vurma hırsının arkasında işte bu halk çocuğunun “had bilmezliği” yatıyor.
Başbakan Erdoğan meydanlarda, halkla birlikte darbeye/darbecilere karşı direniyor. Halk, bunu kendi iradesine sahip çıkma olarak algılıyor, değerlendiriyor. Demokrasiyle uzaktan yakından alakası olmayanların bu tabloyu anlamasını elbette beklemiyoruz. Ama korkmayın; seçim sandığı, demokrasi öcü değil, kimseyi ısırmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019