Kurtuluş TAYİZ
Muhalefet partilerinin liderlerine bakılırsa Türkiye’de Köşk’e çıkamayacak tek isim Başbakan Erdoğan. Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli, 30 Mart’ta yüzde 45 oy alan, Türkiye’nin bütün bölgelerinde belediye başkanlığı kazanan, ülke haritasını bir uçtan diğer uca kadar sarıya boyayan bir liderin cumhurbaşkanı olamayacağını iddia ediyorlar. AK Parti’nin yarısı kadar bile temsil niteliği taşımayan kendi partilerinin ise cumhurbaşkanının kim olacağına karar verecek noktada olduğunu düşünüyorlar. Olağan karşılanan bu görüş, aslında düpedüz muhalefete hâkim olan zorba bir zihniyeti yansıtıyor. Oysa Erdoğan’ı Köşk’e çıkarmamak için muhalefetin önünde tek yol var; o da Erdoğan’ın karşısına ortak adayla çıkıp yarışmak ve Erdoğan’ı sandıkta mağlup etmek! Erdoğan’a ya da başka bir isme Çankaya yolunu sandık dışı dayatmalarla veya oyunlarla kapatmak mümkün değil, buna kimsenin hakkı da yok. Seçim yarışından galip çıkmanın dışındaki seçenekler demokrasi dışı yollara sapma anlamına gelir ki, toplum buna izin vermez. Türkiye, vesayet eşiğini 30 Mart’ta aştı. Baskı ve dayatmayla, komplo ve entrikayla siyaseti dizayn etme dönemi kapandı.
Tekrar soruya dönersek; Köşk’e kim çıkamaz? Kurallar içinde düşünüldüğünde 81 ilin beş veya on tanesinde varlık gösteren hiçbir parti lideri Çankaya Köşkü’ne çıkabilecek niteliklere sahip değil. Çünkü geniş bir kesimi temsil etmekten hayli uzaklar. Buna göre düşünüldüğünde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, meşru hakkını kullanarak cumhurbaşkanlığına ancak aday olabilir. 30 Mart’taki sandık sonuçlarına göre Türkiye’nin bütününde varlık gösteremeyen bir partinin cumhurbaşkanlığına göstereceği adayın seçilme ihtimali imkânsız. MHP lideri Bahçeli için de geçerli bu; sandıktan kendisine çıkan destek çok sınırlı. Fakat bu iki parti cumhurbaşkanlığı seçimi için ortak bir aday gösterirse Erdoğan’la yarışabilir. Bana kalırsa, ancak sadece yarışabilir! Bu ortaklığa rağmen Erdoğan karşısında seçimi kazanma şansı mucize olur. Bunun nedeni tarihin rüzgârını karşılarına almaları. Erdoğan’ın karşısında eskiyi temsil edenlerin başarı şansı yok.
Seçim sandığına güven duymayan muhalefet maalesef hâlâ tezgâh peşinde; Abdullah Gül’ü, Erdoğan’a rakip olarak çıkarmayı ve AK Parti’yi bölmeyi istiyorlar. Cumhurbaşkanı Gül’ün, Erdoğan’a rakip çıkması mümkün mü? Uzun süredir, bunun üzerinde çalıştıkları sır değil. Fakat bunun boş bir hayal olduğunu düşünüyorum, zira Abdullah Gül, 2007’de kendisini “kardeşim Abdullah” diyerek cumhurbaşkanlığına aday gösteren ismi ve partiyi karşısına almaz, alamaz. Bu konudaki fikir ayrılıklarını kendi aralarında görüşerek halledeceklerine, AK Parti’nin bir çözüm formülü üretebileceğine inanıyorum.
Nihayetinde Köşk’e kimin çıkacağına halk karar verecek. Muhalefet, Erdoğan’ı Köşk’e çıkarmamak için oyunun kurallarını yine ihlal ederse kaybeder. Paralel devlete güveniyorlarsa yanılırlar, zira paralellerin artık kendilerine bile hayırları yok. 30 Mart’ta kesin bir yenilgi aldılar. Erdoğan’ın dünkü grup toplantısındaki şu sözleri çok önemliydi: “30 Mart, 27 Mayıs'ta başlayan silahların gölgesinde siyasetin artık son bulduğu tarihtir. 30 Mart, vesayet defterinin dürüldüğü tarihtir. 30 Mart, kibir abidelerinin yıkıldığı tarihtir. 30 Mart bir mürebbiye edasıyla, kibirle, kendini beğenmişlikle parmaklarını millete karşı sallayan, milleti temsil etme küstahlığına girişen imtiyazlı çevrelerin ebediyen kaybettiği bir tarihtir.”
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine daha çok zaman var; muhalefetin kendisine yapabileceği en büyük iyilik şimdiden dersine çalışmaya başlaması olur daha çok.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019