Mehmet ALTAN

Mehmet ALTAN
Mehmet ALTAN
Tüm Yazıları
HEYBE NİĞDE'DE, TURP NEREDE?
23.01.2016
2091

 Niğde’nin Ulukışla ilçesinde 20 Mart 2014’te polis memuru Adem Çoban ve Astsubay Adil Kozanoğlu’nu şehit edip, gasp ettikleri kamyonun şoförü Turan Yaşar’ı öldüren ve 18 kişiyi yaralayan IŞİD’li teröristlerin yargılandığı davanın önceki gün yapılan beşinci duruşmasını çok merak ediyordum.


Sanıklar tutuklu oldukları Ankara’dan bir türlü Niğde’ye getirilemiyorlardı. 

İfadeler SEGBİS vasıtasıyla alınmaya çalışılıyor ama başarılı olmuyordu… Sanıklar net seçilemiyor, ayrıca konuşmuyorlardı. 

Rivayetler almış yürümüştü… 

Bir asker, bir polis ve bir sivil öldürmüş olmalarına rağmen Musul Konsolosluğu baskını sonrasında yapılan takasta bu sanıkların IŞİD’e verildikleri söyleniyordu. 

Duruşmalar geniş aralıklarla erteleniyor, hâkimler değişiyordu… 

*** 

Çarşamba günü duruşma yapıldı. 

Konuyla ilgili tüm haberleri en ince ayrıntılarına kadar okudum, dava tutanağını da gördüm. 

Hepsinin ortak noktası IŞİD’in Niğde saldırısı sanıklarının yüzünün beşinci duruşmada ilk kez görünmüş olmasıydı. 

Beşinci duruşmada sanıkların yüzleri ilk kez görülüyor ve haberin özünü bu oluşturuyordu… Ancak gene konuşmamışlardı. 

7 Ekim’deki son duruşmayı yöneten Mahkeme Başkanı Onur Yerdelen’in duruşmayı 20 Ocak 2016’ya erteleyip karara bağlayacağını söylemesine rağmen mahkeme heyeti, saldırıda yaralanan mağdurların organ kaybı olup olmadığı yönündeki raporların beklenmesi için duruşmayı bu kez de 17 Mart’a erteledi. 


Davanın heybesi bu… 

*** 

Ama davanın bir de ortalarda olmayan koca bir turpu var… 

Ona, 6 Haziran 2014 tarihli duruşma haberlerinde rastladım ama sonra kimsenin çıtı çıkmadı, konuyla ilgili fikri takip yapılmadı… 

Bu davada IŞİD’e yardım etmekten suçlanan tutuksuz Türk uyruklu 5 kişi var. İki de firari bulunuyor.

6 Haziran 2014’deki duruşmada, ‘yardım etmekle suçlanan’ bir sanığın avukatı olan Tugay Bek, firari sanık Heysem Topalca’nın MİT ve jandarma istihbaratta çalıştığının birçok gazetelerde yer aldığını kaydedip, bu hususun her iki kuruma sorulmasını istiyor. 

Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, Heysem Topalca’nın jandarma ya da MİT ile bir ilgisinin bulunup bulunmadığının dosya üzerinde değerlendirmesinin yapılmasına karar veriyor. 

Sonra nedense bu konunun üzerinde pek durulmuyor. 

*** 

Bu garip ve yadırgatıcı sessizliğin nedenini bilgisayara ‘Heysem Topalca’ yazınca anladım. 

Sadece 29 Aralık 2015 tarihli Radikal Gazetesi’nde “Reyhanlı-Niğde-Sarin Gazı: Kim Bu Heysem Topalca”başlıklı haber-analizden bir bölüm alayım, gerisini merak ederseniz siz araştırırsınız: 

“Tüm bu olaylarla ilgili soruşturmalar sürerken Heysem Topalca’nın adı hiç gündeme gelmedi. Ta ki Niğde’deki saldırıya dair davada saldırganlardan birinin kullandığı telefon kendi üzerine kayıtlı olduğu için yargılanan sanık Mehmet Aşkar’ın ifadesine kadar… 

Sınırdan yasadışı yollarla Suriye’ye nasıl silah sevk edildiğini anlatan Aşkar, MİT’e çalıştığını söyleyen Heysem Topalca ile birlikte Yayladağı sınırında silah taşırken yakalandıklarını ama birkaç telefon görüşmesinden sonra bırakıldıklarını ve teslimatı gerçekleştirdiklerini söyler. Topalca da Niğde’deki saldırganları Suriye’ye geçiren kişi olarak da bu davanın zanlıları arasındadır.” 


*** 

Bu Niğde’deki IŞİD davası bir garip… 

Şimdi ortadan kaybolan soruların cevabını bulmak için bir sonraki duruşma günü 17 Mart’ı bekleyeceğiz.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar