Evet kampanyasının kolay geçmeyeceği belli..

İktidar zorlanıyor.. Niye derseniz..

Dün söyledikleriyle bugün söyledikleri, yarın söyledikleri çelişecek de ondan..

Şu.. Evet oyu istemek için zaman zaman kendilerini inkar etmek zorunda kalıyorlar..

İki alanda konuşurken bocalıyorlar..

Birincisi;  icraatları..

İkincisi;  zihniyet değişimi..

***

Birincisinden başlayayım..

15 yıldır yaptıklarıyla övünen iktidar prangamızı sökün diye oy istiyor.. 

Peş peşe sıralıyor..

19 bin kilometre yeni yol yaptık, 6 bin 100 kilometresini bölünmüş yaptık,  29 havaalanı inşa ettik, TOKİ eliyle 755 bin konut, 881 hastane, 19 bin 763 okul, inşa ettik, Osmangazi Köprüsü’nü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaptık, Marmaray’la Avrasya Tüneli’yle iki kıtayı bir kez daha birleştirdik, Ankara-İstanbul, Ankara-Konya arasında hızlı tren yaptık, Ilgaz tünelini açtık, Milli geliri 4’e katladık, IMF’ye borcu sıfırladık..

Sonra halka dönüp; elimizi  ayağımızı tutan vesayet rejimini kırmalıyız diye oy istiyor..

Çelişkili bi durum..

 ***

İkincisine geçelim..

 İktidarın iddiası şu..

Yeni Türkiye’yi kurduk.. Eski Türkiye anlayışını yerle bir ettik.. Zihniyet devrimi yaptık..

Bununla da övünüyor..

Sonra çıkıyor; eski Türkiye dedikleri Türkiye’den örnek vererek oy istiyor..

Devlet o devlet değilse..

Siyaset anlayışı o siyaset anlayışı değilse..

Zihniyet o zihniyet değilse..

Halk eski Türkiye’ye son noktayı koymuşsa..

O günlerden örnekler vermenin ne anlamı var.. O günler geride kalmadı mı?

Bu da çelişkili bi durum.. 

Sistemin emniyet subabları var...

Seçmeni endişeye, korkuya telaşa düşüren iki olay var..

BİR: Hükümetin kurulamaması..

İKİ: Askerin darbe yapması..

Koalisyon demiyorum.. Gerçi koalisyon öcü gibi gösteriliyor ama bence sağlam temellerle

kurulan koalisyonlar daha 

faydalıdır..

Örnek mi?

Merkel 2005 yılından beri Almanya’yı koalisyonla yönetiyor..

Almanya’nın durumu ortada.. Merkel de dünyanın en güçlü üç liderinden birisi..

***

Neyse konumuz bu değil..

Başlıkta bugünkü sistemin emniyet subabları var dedik ya onu açıklayalım..

7 Haziran seçimlerinde sandıktan tek parti iktidarı çıkmadı..

Partiler görüştü veya görüşüyormuş gibi yaptı sonunda anlaşamadı.. Ne oldu?

45 gün sonra seçim kararı alındı.. 1 Kasım’da seçim yenilendi..

Emniyet subablarından biri buydu..

Hükümet çıkmazsa seçim tekrarlanır..

Türkiye bunu ilk kez yaşadı..

Seçmen iktidar olmaya en yakın partiye yüklendi..

AKP’nin oyu yüzde  40.9’dan yüzde 49.5’e çıktı..

Ülke iktidarsız kalmadı..

***

Hükümetsiz kalmamak kadar darbede bir ülke için felakettir..

En son 15 Temmuz da yaşadık.. Halk 12 Eylül 1980 sabahı gibi davranmadı..

Askerin önüne dikildi..

Ne yapıyorsun dön kışlana  diye bağırdı..

Gördük ki bu ülkede arık darbe yapmak  imkansız..

Cumhurbaşkanı her fırsatta anlatıyor.. tankları, helikopterleri ,F-16’ları dinlemediler. Ölümü göze aldılar, darbeyi engellediler  diyor ya..

Doğru..

Artık darbe olmaz!..

***

Eee.. Hal buysa..

Bu sistem darbe üretiyor, bu sistem ülkeyi hükümetsiz bırakıyor diyebilir miyiz?

Halk gereğini yapıyor..

Hem seviyorlar hem katlediyorlar

Osmanlı deyince bazı kesimler için akan sular duruyor..

Osmanlı hayranlıklarını her fırsatta ifade ediyorlar..

Ama Osmanlı’ya sahip çıkıyorlar mı?

Yoo.. Örnek İstanbul..

Tarihi yarım adanın siluetini beş paralık ettiler.. Nerden bakarsan bak hal feci..

***

-  Zeytinburnu’na gökdelen diktiler; Sultanahmet minareleri arasından devasa kuleler görünüyor..

-  Haliç’e  acayip, zevksiz, biçimsiz metro köprüsü yaptılar.. Tarihi yarımada sessizce ağladı..

-  Şimdi de Kabataş’a

martı şeklinde liman yapıyorlar.. Prof. İlber Ortaylı  isyan ediyor; tarihi adanın silueti bir kez daha yok oluyor..

***

Hem seviyorlar..

Hem toz kondurmuyorlar..

Hem göklere çıkıyorlar

Ama..

Hem de katlediyorlar demem bundan..