Eski Zaman gazetesi muhabiri Büşra Erdal FETÖ’nün medya yapılanması davasında ifade verdi.. İfadesinde, özetle, ‘10-15 yılım cemaatte geçti. Fethullah Gülen’le tanışmayı çok istedim. Sonunda bu fırsatı buldum. Pensilvanya’ya gittim. Gülen’le tanıştırdılar’ demiş..

Ve devam etmiş.. Bu açıklamadan sonra söyledikleri çok önemli.. Gülen ‘Bir sorun var mı?’ demiş.. Büşra Erdal da var deyip sormuş: ‘Ergenekon ve Balyoz davalarının arkasında sizin olduğunuzu söylüyorlar. ‘Keser döner, sap döner, intikam alınacak diyorlar. Bu işin arkasında mısınız?’ Gülen yanıt veriyor: İşin arkasında değiliz. Demokrasi var. Bir daha darbe dönemleri gelmez.
                                                      ***
Takiyenin böylesi görülmedi!. Yalanın böylesi duyulmadı!. Sadece bu iki dava değil, bu tür davaların savcıları, hâkimleri FETÖ’cü çıktı..  Ağababaları kaçtı.. Bir alt seviyede olanlar kaçamadı; hapisteler.. Yargılanıyorlar..
                                                    ***
Fethullah’ın ikinci yalanı da şu.. ‘Bir daha darbeler dönemi gelmez’ dediği günlerde orduyu ele geçirmek için her türlü tezgâhı, tuzağı kuruyorlar, kumpasın daniskasını yapıyorlardı..

Anlaştığımız tek  konu; Suriyeliler

İz İletişim, Bilgi Üniversitesi için ‘Türkiye’de Kutuplaşmanın Boyutları’ konulu bir araştırma yaptırmış.. Dikkatle inceledim; Suriyelilerin durumu dışında anlaştığımız tek konu yok gibi.. Parti taraftarları arasından uçurum derinleşmiş..
Hoşgörü kelimesi rafa kalkmış..
                                                  ***
Gelelim misafirimiz dediğimiz Suriyelilere..
AKP’lilerin yüzde 83.2’si.. MHP’lilerin yüzde 88’i.. CHP’lilerin yüzde 92.2’si.. HDP’lilerin yüzde 75’i evlerine gönderilmeliler demiş..
Demek ki; memleketin önemli sorunlarından biri de 5 yıldır ‘misafir ettiğimiz’ 3.5 milyon Suriyeliymiş!.
                                                 ***
Araştırmada dikkatimi çeken bir başlık daha var.. OHAL’i sormuşlar.. OHAL uygulamaları hakkındaki bir tartışmaya katılır mısınız?
Yüzde 64 ev ortamında katılırım demiş..
Yüzde 57 arkadaşlarımla bir yemekte katılırım demiş..
Yüzde 45 mahalle ortamında katılırım demiş..
Yüzde 25 Facebook ve Twitter ortamında katılabileceğini söylemiş..
                                                ***
Bu sonucu nasıl okuyalım..  Tehlikenin çanları olarak mı? Susan topluma yolculuğun ilk adımı olarak mı? Nasıl? 

Gitti Orhan Kemal geldi çayhane

Yukarı doğru tırmanırken Cihangir’e gelince karşına dört tabela çıkar..
Dört önemli kültür merkezini gösterir..
Düz yürürsen Çukurcuma/Türvak Müzesi/Masumiyet Müzesi’ne gidersin..
Sağa dönersen Orhan Kemal Müzesi’ne.. 
Yıllardır o tabela orada durur.. Dururdu!. 
                                            ***
Belediye Orhan Kemal Müzesi’ni gösteren tabelayı söktürdü..
Yerine ne mi koydu?
Kendi sosyal tesisinin yönünü gösteren tabelayı koydu.. Demek ki İstanbul Belediyesi için çayhane, kitaptan/ edebiyatçıdan/müzeden daha önemli.. 
                                          ***
Abartmıyorum.. Yüzde yüz eminim.. Orhan Kemal müzesinin tabelasını sökün, yerine bizim sosyal tesisin tabelasını koyun diyen kişi Orhan Kemal’in kim olduğunu bilmiyordur.. Hayatında müzeye de gitmemiştir.. Yazık mı diyeyim, ayıp mı?