Mehmet TIRAŞ

Resimde görülen yazar Gabriel Garca Marguez’in 2004 yılında raflarda yerini alan romanı.
Romanın yazarını tanıtarak başlayayım Kolombiya kökenli Meksikalı, “1982 yılında Nobel Edebiyat Barış Ödülünün sahibi.”
Latin Amerika’nın ünlü yazarlarından Marguez 17 Nisan 2014 yılında aramızdan ayrılarak edebiyat severleri yasa boğdu.
Romanın hikâyesi Kolombiya’ da geçiyor.
Roman müzmin bekar yaşlı çapkın bir gazetecinin, doksanıncı yaş günü için kendine doğum gününde, özel bir aşk armağan etme hikayesini konu ediyor.
Romanın baş karakteri doksan yaşındaki yaşlı çapkın gazetecidir.
Genelev işleten patroniçe Rosa Cabarcas ve reşit olmayan yaşlı gazetecinin aşık olduğu genç sevgilisi Dalgadiana’da önemli diğer karakterlerden dir.
Rama’nın baş kahramanı doğum gününde kendine armağan olarak “kız oğlu bir kızla” geceyi geçirerek, yaşlı gönlüne hediye vermeyi hayal ettiği bir program amaçlar.
İlk aklına gelen uzun zamandır aramadığı Aşk sırlarını paylaştığı ve parayla kendine kadın ayarlayan değişmez müşterisi olduğu, gizli genelev işleten patroniçe Rosa Cabarcas olur.
Cabarcas’ı Telefonla arayarak kafasından geçen plan ve programını anlatır.
Genelev patroniçesi de, “bugün olur” deyince yaşlı gazeteci yalnız der, “kız oğlu kız olacak” şartını vurgular.
Patroniçe “neyi kanıtlamak istiyorsun” diye çıkıştıktan sonra “benden haber bekle seni arayacağım” deyip telefonu kapatır.
Kart gazeteci doğum gününde kendine armağan edeceği gecenin planı ve hazırlıkları telaşında ve Rosa Carbaras’tan gelecek telefonun heyecanı içindedir.
Telefonu çalar…
Telefonun Genelev patroniçesinden geldiğini sanarak heyecanla açar ama arayan çalıştığı gazeteden genel yayın yönetmenin sekreteridir.
Şu tarihte ve saatte hiçbir yere randevu vermeyin ve gazete de olun, gazetenin yayın yönetmeni sizle özel görüşmek istiyor der.
Yaşlı gazeteci herhalde yönetmen benim işime son verecek diye aklından geçirir.
Çünkü gazetenin yayın yönetmeni yaşlı gazeteciyi daha önce, “aşk ve seks üzerine yazdığı yazılarının ahlaki olmadığı” ahlaki olmadığı için ikaz etmiştir.
Bir plan yapar, istifa edeceğim blöfünü yapmaya karar verir.
Yaşlı gazeteci her zaman olduğu gibi çok bakımlıdır.
Mevsimine göre uyumlu ve güzel giyinir.
Günün en az iki saatini kendini hazırlamakla geçirir.
Giyimi ve kuşamı ile etrafında dikkat çeker.
Evden çıkmadan evine yirmi yıldır temizliğe gelen genç etine dolgun kadınla da değişmez cinsel fantezisini yaşar.
Kadın da yaşlı gazetecinin fantezisini bildiği için ona göre giyinir, çok kısa kilotu görünen eteğiyle arkasını dönerek domalıp kendini gözlediğini bildiği yaşlı gazeteciyi tahrik ederek, temizlik yapmaya başlar…
Yaşlı gazeteci hemen kadının arkasına geçer kilotonu sıyırıp arkadan kadını düzerken;kadın beyefendi;“arka girmek için değil çıkartmak içindir” sen arkadan hiç öne geçmedin ama ben hala bakireyim ve sana yirmi yıldır aşığım, diye sitem eder.
Kendine aşık olduğunu söyleyen arkadan düzüştüğü kadının sözlerinden sonra, yaşlı gazeteci kitabın adını da;
“Benim Hüzünlü Orospularım” kor.
Yaşlı gazeteci Pazar günleri aşk ve seks üzerine yazılar yazmaya devam etmektedir.
“Aşk bir ruhsal durum değil bir burç işaretidir. Seks ise insanın aşkı bulamadığında elinde kalan bir tesellidir” diye de yazar.
Yayın yönetmeni yaşlı gazetecinin yazılarını ahlaki bulmaz ama çok büyük bir okur kitlesi olduğundan, yaşlı gazetecinin işine son vermeye cesaret edemez.
Yaşlı gazeteci yaşadığı beldede tanınan meşhur bir gazetecidir,başta oturduğu mahalle sakinleri olmak üzere, tanıdığı kadın-erkek bir yere giderken, “iyi düzüşmeler” diye kart gazeteciye espri yaparlar.
Niye bu zamana kadar evlenmedin diye soranlara ”orospulardan fırsat kalmadı” der.
“Hasta mısınız” diye soranlara yaşlı adam benimki “aşk hastalığı” diye karşılık verir.
Yaşlı gazeteci haftanın en az iki-üç gecesini genelev mahallesinde para ile birlikte olduğu kadınlarla geçirir.
Genelevde bilinçli geçirir…
Ülkeyi yöneten bakanlar, Valiler,Belediye başkanları genelevde beraber oldukları güzel ve genç kadın sevgililerine devlet sırlarını anlatırlar.
Yaşlı gazeteci de bu kadınlarla görüşerek seksin ne kadar etkili bir duygu olduğu üzerine yazılar yazar.
Kart gazetecinin Aşk üzerine yazdığı yazılar gazetede en çok okunan yazılardır ve gazetenin birinci sayfasından yazıyı anons ederler.
Gazetede çalışanlar kart gazetecinin sütunun adını “Piç mudurra” lakabını takarlar.
O kadar zamparadır ki yaşlı gazeteci “50 yaşına kadar birlikte olduğu kadınların listesini tutar ve hayatından 514 kadın geçer.”
Elli yaşından sonra birlikte olduğu kadınların listesini tutmayı bırakır.
Bir gün tıklım tıklım dolu dolmuşta yolculuk ederken arkadan kulağına bir kadın fısıldar, “hala düzüşüyor musun, kimi düzmeye gidiyorsun kart zampara” der?
Arkasını dönüp baktığında mesleği hemşire olan eski sevgililerden biridir, birlikte dolmuştan inip bir yerde oturup uzun uzun sohbet ederler.
Hemşeri kadın yaşlı gazeteciye emekli olduğunu,bostan işleriyle uğraşan bir Çinli ile evlendiğini, yani serçe parmağımla evlendim diye gülerek espri yapar.
Hemşeriye göre dünyada tek başına ölmekten daha büyük bir felaket olamaz.
“ İyi ki Çinli ile evlenmişim” der ve ilave eder çok mutluyum.
Ardından kadın birden iç çekerek, çeyrek yüz yıldır görüşmüyoruz “Farkında mısın”, ilk defa seni yatakta karşılamıyorum der.
Eski sevgilisi yaşlı gazeteciye “artık yaşlandın, doğum gününde beraber olacağın kızla hayatını birleştir”,der. Yaşlı gazeteci de eski sevgilisi ile sohbetinden çarpıcı bir sonuç çıkarır:
“İnsanı hayatta heyecanlandıran ve dinç tutan mutlu aşklar değil, mutsuz aşklar olduğunu öğrenir.”
Eski sevgilisinden ayrıldıktan sonra yaşlı gazeteci randevu saatinde gazeteye gider ve yayın yönetmenin odasına girer girmez, ne söyleyeceğini sormadan gazeteden istifa ettiğini söyler.
Yayın yönetmeni şaşırır ne istifası deyip salona davet eder,gazetede çalışanların alkışlarıyla üzerinde doksan tane dizili mum ışığı ile süslenmiş görkemli doğum günü pastası ile karşılanır ve şaşırır…
Çalışanlar yaşlı gazeteciye değişik hediyeler vererek sürpriz bir doğum günü partisi yaparlar.
Yaşlı gazeteci bu sürpriz karşısında bende gazeteden istifa etmeyi şaka olarak söylemiştim der.
Yaşlı gazeteci lavaboya gittiğinde kendisine ilgi duyan ve doğum günü hazırlayanlardan gazetede çalışan kızlardan biri; kırmızı rujla aynaya yazdığı, ”kaplan avını uzakta aramaz” yazısını okur.
Lavabodan dönünce yaşlı gazeteci kıza o kadarda ilgisiz değilim diye mesaj vermeyi de ihmal etmez.
Yaşlı gazetecinin aklından çıkmayan Dalgadiana’ dır.
Doksan yaşında doğum gününde kendine hediye edeceği,bir sefer uykuda görüp aşık olduğu reşit olmayan bakire genç kızla hayalinde olan planına döner ve genelev patroniçesini arar.
Patroniçe “kız seni çok beğenmiş,o gece çok yorgunmuş ilgilenmediği için çok pişman bu akşam seni saat onda evinde bekliyor” der.
Yaşlı gazeteci heyecanlanır ve gideceği saati beklemeye başlar ama saat bir türlü ilerlemez,kızın evine gititğinde;Dalgadiana’yı yatakta yarı çıplak kendini hazırlamış ama yine işinden dolayı yorgun düşüp uyku da bulur.
Onu seyretmekten çok büyük zevk alır, 15 yaşında genç sevgilisinin vücudunda organlarının üzerinde ellerini dolaştırır ve kulağına “sen benim ruhumsun” der.
Yaşlı gazeteci aşık olduğu tekstil atölyesinde düğme dikerek çalışan ve çok yorgun düşen, yoksul bir ailenin kızı olan genç sevgilisiyle cinsellik yaşamaktan çok; Dalgadiana’dan duymak istediği,” seni seviyorum sözüdür.”
Yaşlı gazeteci hayatının son yıllarını veya günlerini âşık olduğu reşit olmayan genç sevgilisi Dalgadiana ile birlikte geçirmeye başlar.
Genç sevgilisi Dalgadiana yaşlı gazeteciye; “kendine aşık olduğunu” söylemesi ile kart gazeteci kalbinin yerinden fırlar gibi olduğunu hisseder…
Aşktan ölüme uzanan süreci genç sevgilisi Dalgadiana’yı seyretmekle yetinerek;gerçek yaşam buydu işte, kalbim kurtulmuş, yüz yaşımdan sonra herhangi bir gün mutlu bir can çekişmesi içinde aşktan ölmeye mahkum olmuştu, der.
Marguez,”kitapta olmaz denilecek yaşlılığın dramatik hüznünü ve hayatın tezadını tutkulu ve coşkulu bir aşka dönüştürür.
Aşkın bir cinsellik olmadığını şiirsel bir şekilde anlatırken.
Okurlarına da edebi bir lezzet sunarak akıcı bir dille, ”Benim Hüzünlü Orospularım”ı armağan ediyor.”
Eleştirim:”Benim romanda gördüğüm eksiklik, yazar romanın hikayesinin geçtiği yerde toplumun tarihinden,sosyal yaşantısından, geleneğinden ve kültüründen bahsederek, okurlarını bilgilendirmeliydi diye düşünüyorum.” M.T.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları





















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025