Mehmet TIRAŞ

ALLAH’INI SEVEN DEFANSA GELSİN…
25.03.2024
551

Erdoğan’ın  kurmaylarından birisinin önüne gelen anket sonuçlarından; başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlerde oylarının ciddi anlamda düştüğünü, muhalefetin kalelerini fethetmek şöyle dursun, elimizde olan belediyeleri de kaybetme ihtimalini görünce;

”Allah’ını Seven Defansa Gelsin” diye bağırdığı söyleniyor.

Medya kulislerine göre kimi araştırma şirketlerinin rakamları AKP’nin  siyasi tarihinin en zor seçimini yaşadığı ve çok büyük hayal kırıklıklarına uğrayacağını gösteriyormuş.

Doğru çıkabilir çünkü AKP artık vatandaşı inandıramıyor.

On ay önce yapılan seçimlerde sandıktan güven oyu alan iktidarın topluma verdiği “refah ve özgürlük” sözlerinin hiç birini yerine getiremediği gizlenemez durumda.

 Başta Emekliler ve dar gelirliler isyan ediyorlar.

16 milyon emekli ve toplumun büyük çoğunluğu açlık ve yoksullukla boğuşuyor.

İktidarın belediye başkan adayları ile karşılaşan her emekli ve dar gelirli geçinemiyorum diye adayların yüzüne karşı bağırıyor.

Milyonlarca emekli sabahın köründe yollara düşüyor zamanlarını ucuz ekmek ve et kuyruklarında geçiriyorlar.

Artık emekliler bıçak kemiğe dayanmış olmalı ki, kendilerini gizlemiyorlar ve kameraların karşısında açız,bizi bu duruma düşürenler utansın diye haykırıyorlar.

AKP’nin Belediye başkan adayları “seçilirsek emekliye şu kadar para ve yardım yapacağız” diyor ama vatandaş “ iktidardasınız niye vermiyorsunuz o zaman” diye tokat gibi yapıştırıyor.

Toplumun aklı ile alay edercesine 2024 yılını emeklilerin yılı ilan eden partili Cumhurbaşkanı Erdoğan emeklilerin zor durumda olduğunu artık kendi de söylüyor.

Tam bir parodi.

Seçim ortamında seçmenlerin her AKP’nin Belediye başkan adayını gördüğünde  bir başka öfkesi de,İsrail’in Gazze’de altı aydır 100  bini aşkın  Filistinliyi katlederken, işgalini  soykırıma dönüştürmesi   karşısında, hükümetin izlediği politikası çok büyük tepki topluyor.

Ankara İsrail’den son üç ayda 350 milyon dolar mal ithalatı yaparken, İsrail’e de bir milyar 250 milyon dolar da ihracat yapmış, yapmaya da devam ediyor.

 Belli ki siyasal iktidar olumsuz tepkilerin ve gelişmelerin sandığa yansıyabileceğinden tedirginler.

Allah’ını seven defansa gelsin” feryadını Erdoğan’ da duymuş olmalı ki;Erzurum’da ve Kayseri’de yaptığı mitinglerde  İstanbul adayımıza destek verin tanıdıklarınıza telefon edin, diye çağrıda bulunuyor…

17 Bakanı hemen İstanbul adayları Murat Kurum’a destek için sahaya sürdü.

 Bakanlar da tek tek esnaf ziyaretlerine başladı.

Genel ve yerel seçimlerin eşit şartlarda yarışılmadığı ayan beyan ortada.

Bu anlamda yapılan demokratik seçimden çok uzak…

Seçimde son kulvara girerken tam bir seçim ekonomisi uygulayan siyasal iktidar, tüm devlet imkânlarını da kanırta kanırta  sonuna  kadar  kullanılıyor.

iktidar devletin tüm imkanlarını tek taraflı kullanırken bunların başında da TRT geliyor,TRT, ”a HABERİN” yerini almış durumda…

TRT seçim propaganda  sürecinde “Erdoğan’a iki bin 500 dakika propaganda süresi verirken”,”Ana Muhalefet  partisine ise sadece 43 dakika” süre vermiş.

Tek parti zihniyetini dilinden düşürmeyen Erdoğan” ; Siirt’te  partisinin  adayının seçim ofisini ziyaret eden ilin, “Valisi,Emniyet Müdürü ve o ilin üst düzey komutanının ziyaretleri” sorulduğunda sağır ve dilsiz oluyor.

Yalanlanmayan bir  başka iddia ise; İktidar Batı illerinden Doğu ve Güneydoğu’da DEM’lilerin çok az, oy farkı ile  kazandığı illere seçmen kaydırdığı…

Kaydırılan 58 bin seçmenin askerler ve polislerden oluştuğu belgelenmiş.

DEM Partisi konuyu YSK’ya taşıdı ama tarafsızlıktan uzaklaşan YSK itirazı kabul etmedi.

Seçmen iradesini,yargı kararlarını tanımayan, muhalefeti rejim karşıtı ilan eden ve   mutlak iktidar anlayışı” ile seçimlerde her türlü algı operasyonu  ve iftiraya baş vurmayı, iktidar  gelenek haline getirdi.

İktidar Hukuktan uzaklaştıkça “ekonominin göstergeleri turizmin dışında tüm sektörler alarm veriyor.”

Kayıt dışı ekonomi büyüyor. Bu nedenle 11 milyon işçi merdiven altında çalışıyor.

Kayıt dışı sektörlerde asgari ücret uygulanmıyor.

 İş veren asgari ücretle çalışmak isteyene kişiye “her ay senin hesabına 17 bin 2 lira yatıracağız ama sen maaşını çektikten sonra,5 bin lirasını bize elden  geri vereceksin. Bunu kabul edersen  çalışmaya başla, kabul etmiyorsan iş veremeyiz” diyor. Bu sektörler sığınmacı  işçileri böyle çalıştırdıkları çok yaygın olduğu söyleniyor.

Enflasyon, işsizlik,pahalılık,yoksulluk,kayıt dışı ekonomi  ve gelir dağılımındaki adaletsizlik ülkede kol geziyor.

Toplumun en varlıklı % 20 kesiminin dışında ekonominin etkilemediği kesim yok gibi.  

On ay önce bir dolar 19 TL, bir litre mazot ise 18 TL iken…

An itibarıyla bir dolar 33 TL’den müşteri bulurken, Mazotun litresi 42 Lirada seyrediyor.

Döviz ve altın tüm zamanların rekorunu kırıyor…

TL’den kaçışın önüne geçilemiyor.

Döviz ve altın arttıkça…

Döviz bürolarının ve kuyumcu dükkânlarının önünde insanlar kuyruğa giriyorlar…

Vatandaş elinde olan TL’yi altın ve dövize yatırıyor.

Kuyumcular altına olan rağbet karşısında zaman zaman altın talebini karşılayamadıklarından yakınıyorlar.

Akaryakıtta önlenemeyen her gelen zam  toplumun her kesimine   pahalılık ve yoksulluk  olarak yansıyor.

Bu olumsuz tabloyu değiştirecek olan milyonlarca seçmenin tercihi belirleyecek.

“Allah’ını seven defansa gelsin” korku çığlının sandığa nasıl yansıyacağını da, seçim sonuçlarından sonra hep beraber göreceğiz.

                                                                              

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar