Mehmet TIRAŞ
Bir yerel seçimi daha geride bıraktık.
Seçmende demokrasiden yana tercihini yaptı.
Toplumun büyük kesiminin hayal bile edemeyeceği “demokrasi ve hukuktan” yana olanlara umut veren bir sonuç ortaya çıktı.
Seçmen daha dokuz ay önce iktidara parlamento çoğunluğunu verirken, hem de Cumhurbaşkanlığı seçiminde de Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yüzde 52 ile “güvenoyu” vermişti.
31 Mart seçimlerinde seçmen iktidarı ve ortaklarını “yerel yönetimlerden diskalifiye etti ama…”
Seçim sonuçlarından sonra il sayısına göre partilerin belediye başkanlık dağılımı netleşmiş gibi:
CHP 35,
AKP 24,
DEM 10,
MHP 8,
YRP 2,
BBP 1,
İYİ PARTİ 1 İl de, Belediye Başkanlıkları kazandılar.
Yerel seçim sonuçları iktidara ve ortaklarına siyasi bir deprem etkisi yarattı.
Seçime katılım oranı yüzde 78’de kalırken, 13 milyon seçmen de sandığa gitmedi.
CHP 47 yıl sonra ilk defa yüzde 37 oy alarak sandıktan birinci parti çıktı.
22 yıldır kesintisiz iktidar olan AKP ilk defa bir seçimde ikinci parti durumuna düşüyor ve oyları ortaklarının oyları ile birlikte yüzde 35’de kalıyordu.
Seçim sonuçlarından sonra…
Nüfusun yüzde 73’ü yerel de muhalefetin yönetimine geçti.
Muhalefetin kazandığı iller ekonominin ve siyasetin lokomotifi olan kentler olması dikkat çekici.
52 milyon insanı CHP’li Belediyeler,
6 Milyon kişiyi DEM partili Belediyeler,
2 Milyon kişiyi Yeni Refah Partili Belediyeler yönetecek.
Bu ne demek?
1 Nisan’dan itibaren 63 milyon insanın yaşadığı 18’i büyük şehir belediyesi olmak üzere, toplam 45 ili muhalefet belediye başkanları yönetecek demek.
Hem de eşit, adil demokratik olmayan bir seçim sürecinden sonra.
İstanbul’da yaşananlar neydi öyle?
Şahsım devletin sahibi İstanbul’a başta TRT ve yandaş medyası,17 bakanı, silahlı ve sivil bürokrasi ile çıkartma yapmakla kalmadı;seçmeni tehdit etti “benim adayımı seçmezseniz yardım yapmam” dedi.
Bu da seçmende ters tepti ve muhalefetin adayı Ekrem İmamoğlu rakibine 10 puan fark atarak,1 milyon 300 bin fazla oy aldı.
Böylece Asrın reisini İmamoğlu demokratik yoldan üçüncü defa sandıkta nakavt ediyordu.
Ekrem İmamoğlu 14 ilçedeki belediye başkanlık sayısını 26’ya çıkartarak meclis çoğunluğunu da elde edip, topal ördek olmaktan kurtulurken; şahsım devletin belediyedeki ve kentteki gücünü de böylece bertaraf etmiş oldu.
Seçmen refah ve özgürlükleri ciddiye almayan iktidar ve ortaklarını metropollerden, gelişmiş sosyal kentlerin yönetimlerinden uzaklaştırdı.
Cevaplanması gereken iki soru var:
1-Seçim sonuçlarını nasıl okumalıyız?
2-En büyük 5 ilin ve onu takip eden 12 büyük şehrin belediye başkanlıklarını muhalefet kazandı.
Muhalefet bu başarısını “ekonomi ve hukuka” nasıl taşıyacak, toplumsal sorunları nasıl çözecek?
Kısacası bundan sonra siyasi süreci nasıl yönetecek ve başta ekonomi ve hukuk olmak üzere nasıl bir yol izleyecek?
Artıgerçek sitesinde “rasyonel bir yazı kaleme alan” dostum Mehmet Altan’ın 1 Nisan Tarihli “Siyasilerin derdi,Halkın derdi” başlıklı yazısı da bu sorulara yanıt arıyordu.
Altan, seçim sonuçlarını sistem üzerinden okumanın ne kadar can alıcı olduğuna dikkat çekiyor...
Muhalefetin yerel seçimlerdeki başarısını önemsiyordu ama bunun demokrasi ve hukuka evirilmezse çok fazla bir şeyin değişmeyeceğine vurgu yapıyordu.
Demokratik talepler gündeme gelmezse fazla bir şeyin değişmeyeceğinin özenle altını çiziyordu.
Altan’ın yazısından bir gün sonra Van’da yüzde 55 ile DEM Belediye Başkanlığını kazanan Abdullah Zeydan’a iktidar yargı üzerinden kumpas kurdu.
Yaşadıklarımız hukukun üstünlüğü olmayınca milli irade ve sandık demokrasinin boşluğuna düşerken,sandık demokrasinin namusu sözü de laftan ibaret olduğu bir daha ortaya çıkıyordu.
Van ve diğer Kürt illerinde DEM örgütünün kitleler halinde iradesine sahip çıkmak için sokağa dökülmesi ,CHP ve TİP’in de aktif desteği sonucu, YSK, Van İl seçim kurulunun kararını 7 ye 4 oyla bozarak, mazbatayı DEM adayına verme kararı, olayların yatışmasına ve suların geçici de olsa durulmasını sağladı ama…
İleride ne olur bilemeyiz, dileriz iktidar hukuksuz bir şekilde tekrar kayyımlara başvurmaz.
Bizans’ta oyun bitmezmiş…
Seçim toplumsal ufuneti aldı,ülkeyi rahatlattı.
Ancak temel gerçekler değişmedi.
Nedir onlar?
Siyaset kurumu toplumsal sorunları çözemiyor tıkandı ve ciddi bir çürüme süreci yaşıyor.
Bunu nereden biliyoruz?
“Son 14 yıldır Milli gelir yerinde sayıyor ve 850 milyar dolar bandına takılı kaldı.
Üreten değil tüketen bir toplum olduk ve biz batının tüketim modelini örnek alıyoruz.
İhracat ve ithalat rakamları da bunu teyit ediyor.”
Milli gelir artmıyor ama işsizlik artıyor.
Üretim yetersiz, tüketim çoğalıyor, bu da enflasyon artışını tetikliyor…
Yosuzluk,yoksulluk ve hayat pahalılığı ise kol geziyor.
Yargı bağımsız olmayınca Özgürlükler boğulurken,gelir dağılımındaki adaletsizlik ise önlenemiyor.
Bu tablo siyasette çürümenin fotoğrafı…
Yerel yönetimlerde iktidara gelen muhalefetin başta Kürt sorunu olmak üzere toplumsal sorunları çözen,ekonomiyi büyüten,refah ve özgürlükleri artıran, demokratik değerleri hayata geçirecek, bir yol haritası var mı?
Şuan gözükmüyor.
Hatırlatalım eski CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiği “Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandıracağız” sözünü yeni başkan Özgür Özel bu sözü hiç dile getirmemesi, düşündürücü değil mi?
Seçim sonuçlarını analiz etmeye devam edeceğim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025