Mithat SANCAR
Bağıra çağıra “geliyorum” diyen felaket, maalesef geldi. IŞİD’in Kobanê’ye yeniden saldırması, felaketin başlangıcıydı.
IŞİD, önceki saldırılara nazaran çok daha ağır silah donanımıyla ve kalabalık birliklerle Kobanê’yi kuşattığı anda, dönüşü çok zor bir yola girildiği belliydi. Bu yolun sonunun Kürtler ve Türkiye açısından bir “felaket” olabileceği aşikârdı.
IŞİD’in ilerleyişini durduracak “dışarıdan bir müdahale” olmadığı takdirde, kuşatmanın giderek daralacağı ve savaşın Kobanê merkezine kayacağı görülüyordu. IŞİD’in silah ve lojistik beslenme konusundaki bariz üstünlüğü karşısında, YPG’nin direnişinin bu gelişmeyi önleyemeyeceği, en fazla geciktirebileceği ortadaydı. IŞİD’in şehre girmesi ise, tam anlamıyla bir felaket demekti. IŞİD Kobanê’ye girince, şehir hemen düşmüş olmayacaktı, YPG sonuna kadar direnecekti. Ama bedel çok ağır olacaktı. Her gün onlarca insan ölecek ve yaralanacaktı. IŞİD’in şehri yakıp yıkmak ve sivilleri kitlesel bir şekilde katletmek için her şeyi yapacağı da kesindi. Bu ateşin Kobanê’yle sınırlı kalmayacağını, hızla ve şiddetlenerek Türkiye’yi saracağını anlamak için derin analizlere ihtiyaç yoktu, çıplak bir bakış yeterliydi. Bunun anlamı da “felaket”ten başka bir şey olmayacaktı. Şimdi tam bu noktadayız, “felaket”in içindeyiz.
Lakin bu “felaket” kaçınılmaz bir şey, bir kader değildir. Bunu savmak mümkün, hatta buradan bir “erdem”le çıkmak bile hiç zor değil.
Felaketi defetmek için yapılması gerekenler, şimdiye kadar yapılmayanlardır. Yani IŞİD’in Kobanê’ye doğru ilerlemesini ve şehir merkezine girmesini engellemek için ne yapılması gerekiyor idiyse, onlar…
IŞİD kuşatmasının sıkılaştığı ve çatışmaların yoğunlaştığı günlerde, önerilen iki çare vardı: Kobanê’ye, daha doğrusu orada direnen YPG’ye silah yardımı ve koalisyon güçlerinin IŞİD mevzilerini bombalaması.
Her iki konuda da kilit Türkiye’nin elinde. YPG’ye silah yardımı bakımından bunda tereddüt yok. Türkiye izin vermedikçe, Irak Kürdistan’ından veya başka kaynaklardan gelebilecek silahların Kobanê’ye ulaştırılması mümkün değil. Zira Kobanê, üç cepheden sarılmış durumda. Dünyaya açılan tek penceresi kuzey bölgesi, yani Türkiye sınırı.
IŞİD’in elindeki ağır donanımlara, özellikle tanklara karşı kullanabileceği silahları YPG’ye ulaştırmak için, şu an görünen tek seçenek Irak Kürdistanı’ndan Kobanê’ye Türkiye üzerinden bir koridor açmak. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, kendilerinin buna hazır olduklarını belirtti. Birkaç gün önce Barzani’nin Türkiye’den bu konuda izin talebinde bulunduğuna dair haberler de çıktı.
Türkiye, bugüne kadar buna yanaşmadı. Hükümetin ve ona yakın çevrelerin gerekçelerinden biri, bunun IŞİD’le açık bir savaşı göze alma anlamına geldiği ve bunun da ağır sonuçları olacağı şeklinde. Diğer gerekçe de, kabaca söylersek, YPG’ye silah yardımına izin vermek, PKK’yi silahlandırmak olacaktır; Türkiye bunu yapamaz.
Her iki gerekçe de sağlam ve inandırıcı değil. Türkiye, IŞİD mi Kürtler mi tercihinden kaçamayacağı bir noktaya gelmiş durumda. Zaten IŞİD’i kolladığı, dolayısıyla Kobanê’deki saldırıdan sorumlu olduğu yönünde Kürtlerin önemli bir bölümünde güçlü bir algı, hatta kesin bir inanç var. Sadece Kobanê’yi değil, Rojava’nın diğer bölgelerini de tehdit eden ağır bir talanı ve muhtemel bir katliamı önlemek en çok ona bağlıyken, Türkiye’nin bunu yapmaması, objektif olarak Kürtlerle yıkıcı bir savaşı göze aldığı anlamına gelecek.
Son haftalarda ciddi hasar görmesine rağmen her iki tarafın da henüz resmen bitirmediği çözüm süreci, bu açıdan büyük imkân sunuyor. Bu imkânın hayata geçmesi için ön şart, hükümetin sürecin Türkiye’yle sınırlı olmadığını ve Rojava’yı “doğal olarak” kapsadığını kabul etmesi; bunun da ötesinde, Rojava’nın bu sürecin aşil topuğu olduğunu görmesidir. Esasen sürecin nihai hedefinin ve anlam çekirdeğinin, bu sınırları fiilen kaldırmak ve/veya anlamsızlaştırmak olduğu, başından beri konuşuluyor. Sürecin tarafları, farklı hesap, biçim ve gerekçelerle de olsa, bu hedefi benimsemiş görünüyorlar.
Kobanê’deki ateşin Türkiye’ye düşmesiyle birlikte, hükümet yetkililerinin sıkça kullandığı “sınırlarımızın dışındaki olaylar” ifadesi, bu hakikati kabullenmekte zorlandığını gösteriyor. Bu inkârın, Kürtler için acı bir alay; politik açıdan da, sinizmden yıkıcılığa doğru hamle olma dışında bir anlamı yok.
Kobanê direnişine destek amacıyla başlayan gösterilerin hızla bir iç savaş havasına evrilmesi, tehlikenin ne kadar içeride, yakın ve yakıcı olduğunu gösteriyor. Lakin bu felaket ortamını bir erdeme dönüştürmek, yani Türkiye’yle Kürtler arasında eşitlikçi ve demokratik bir ittifaka dönüştürmek için hâlâ vakit çok geç değil.
Ve insanlığın acı tecrübelerinden damıtılmış bir uyarı herkese: “Bütün iç savaşların ortak paydası, yıkım ile özyıkım arasındaki ayrımın ortadan kalkmasıdır.' İç savaşların galibi olmaz. Adil bir barıştan ise hiç kimse kaybetmez… (BasHaber Gazetesi)
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2015
22.03.2015
12.02.2015
5.02.2015
27.01.2015
20.01.2015
13.01.2015
6.01.2015
29.12.2014
23.12.2014