Mümtazer TÜRKÖNE

Mümtazer TÜRKÖNE
Mümtazer TÜRKÖNE
Tüm Yazıları
CHP popülizme teslim oldu
22.11.2025
193
Sol jargonda popülizme, aşağılayıcı bir tonlama ile “kitle kuyrukçuluğu” denirdi. “CHP, İmralı’ya gitmeme” kararını “milletimizin rızası yoktur” gerekçesine dayandırarak, tam olarak bu paranteze sıkıştırdı. CHP sözcüleri, ağızbirliği etmişçesine aynı gerekçeyi tekrarladığına göre ortada başka bir sebep yok. Zaten CHP’nin bu konudaki resmî açıklamasında yer alan “Siyaset emrivakiler üzerine tutum almakla değil, toplumun ihtiyaçlarına ve beklentilerine göre yapılır” sözünü, tam olarak popülizmin

Kamuoyu araştırmaları, toplumun Çözüm Süreci’ne devlet kadroları ve siyasetin profesyonelleri gibi bakmadığını söylüyor. Öcalan’la görüşülmesine, bırakın muhatap alınmayı uzlaşmaya, yani şiddetin bu yolla sona erdirilmesine bile toplumun kahir ekseriyeti karşı. Şayet halk desteği, oy potansiyeli olarak bakarsanız, Çözüm Süreci’ne destek vermek partiler için akıl kârı değil. Nitekim AK Parti kanadının isteksizliği ve tereddütleri de önlerine konan kamuoyu araştırmalarından neşet ediyordu.

CHP’nin bıçak sırtında tartışmalardan sonra, Özgür Özel’in ağırlığını koyması ile, şu malum komisyona dahil olma meselesinde bugünkü tartışmaların aynısı yaşanmıştı. İmralı’ya gitme tartışmasında son dakikaya kalan tıpatıp aynı kalıp tekrarlandı, fakat bu sefer CHP resmen popülizm batağına saplanarak oyunbozanlık yaptı.

İmralı’ya gidişin anlamı

CHP’nin bu yazılı açıklamasını, parti içi oylamada, İmralı’ya gidilmesini savunan ama sonunda azınlıkta kalanlar kaleme almış olmalı. Eskilerin tedafüi dediği, savunmacı bir hava var sıralanan gerekçelerde. Gerekçeler iki kısma ayrılıyor. İlk kısımda İmralı’ya gidişin, Çözüm Süreci adına neden gerekli olduğuna CHP’nin ikna olmaması yer alıyor. İkinci kısımda ise, CHP’nin maruz kaldığı yargı operasyonları ile iktidarın süreç konusundaki samimiyetsizliği öne sürülüyor.

Öcalan ile görüşen bir iktidarın, CHP’li belediye başkanlarını (Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan) “kent uzlaşısı” suçu ile tutuklu kalmasına itiraz etmemesi gündeme getiriliyor. CHP bu konuda haklı. Sadece bu tutarsızlık değil, yine yazılı açıklamada yer alan AİHM ve AYM kararlarına uymayan bir iktidar tutumunun eleştirilmesi yerinde. Yalnız CHP, ikinci kısımdaki argümanlarını tam tersine İmralı’ya gidiş kararına gerekçe yapabilirdi. “Sürecin hızlanması ve eşik atlaması, hukuk ve demokrasi alanını genişletecektir” şeklinde bir tezi kullanabilirdi. Neticede mesele gelip, ilk kısımdaki “İmralı-Çözüm Süreci ilişkisi konusunda ikna olmadık” argümanına dayanıyor.

Sürecin bir devlet projesi şeklinde yürüdüğü, sanırım yeteri kadar anlaşıldı. Bölgesel gelişmelerin tetiklediği, PKK kanadının nesnel şartlara bakarak razı olduğu ince ayarlı bir fırsat ile karşı karşıyayız. Bir yıldır, mehter adımlarıyla iki ileri bir geri yürüyen süreç, ilerlediği yolu epeyce tesviye etti. Bahçeli’nin açtığı bu yol için dönüm noktası hala Öcalan’ın 27 Şubat’ta Kürtlere ve örgütüne hitaben yayımladığı mektup oldu. Devlet açısından Süreç, hâlâ bu mektupta yer alan mesajın üzerinde kanat çırpıyor. Öcalan, “ulus devlet hedefinden vazgeçtik” diyerek, örgütüne silah bıraktırdı, fesih kararı aldırdı ve şiddet dönemini kapattı.

Net bir şekilde anlaşılması gereken mesele şu: Sürecin kilit noktasında Öcalan bulunuyor. Öcalan, hem silahlarını başka türlü bırakmayacak olan örgüte söz dinletecek tek adam hem de tam olarak bu yüzden Kürtlere barışı getirecek anahtar onun elinde. Üstelik bu kilit rolü, yakından tanıdığı devlet ile doğrudan görüşerek yerine getirecek pozisyonda bulunuyor. Hem örgüt hem Kürtler hem de devlet dönmüş ona bakıyor. Esnek, çözüm odaklı, strateji-taktik bilen ve hiçbir zaman kitle kuyrukçuluğuna kapılmayacak birini dönüp takip ettiklerini biliyorlar.

CHP popülizme teslim oldu

İmralı’ya gidiş, Öcalan’ın bu kilit rolünü toplum nezdinde meşru hale getirme amacını taşıyan sembolik bir hamleydi. Şayet CHP’de yalpalamadan kadroda yer alsaydı, halk daha çabuk ikna edilecekti. Üstelik kadroya herkes dahil olduğu için CHP halk desteği anlamında bir kayba uğramayacaktı.

Meclis’teki komisyon, Öcalan’ın ısrarları ile kuruldu. CHP açısından katılırken gerekçeler ne ise, İmralı’ya giderken de o olmalıydı.

Kısaca, devlet katında ve siyasetin zirvesinde, İmralı’ya gidiş dahil olmak üzere konu ile ilgili gündemlerin tamamı, süreç konusunda halkın ikna edilmesine odaklı. Halkı bu işin yapısal faydalarına ikna etmek, duygusal dirençleri yıkıp geçmek dururken, halk tarafından tam tersine ikna edilmek siyaset oyununun dışına düşmek demek.

CHP popülizme teslim olarak tam da bunu yaptı.

Bakalım nasıl telafi edecek?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar