Mümtazer TÜRKÖNE
Gözaltında, neyle suçlandığını bile bilmeyen gazetecilere kelimeleri mermi gibi doldurup kalem yerine makineli tüfekle ateş edenler, umarım ileride aynaya bakıp nedamet getirirler.
Kavganın da bir usulü, üslubu ve âdâbı olmalı. Devlette aradığımız şey ise hukuktan ibaret. Hukuka riayet etmediği zaman devlet yargıcıyla, polisiyle, hapishaneleriyle en dehşet verici suç çetesine dönüşür. Devleti bağlayan hukuk sadece hakkın ve adaletin teminatı değildir; hukuk aynı zamanda bir üst akıldır. Toplumun ortak çıkarları, yani devletin varlık sebebine uygun hareket etmesi hukuk kurallarına bağlanarak bir üst irade ve akıl olarak hükmünü sürdürür. Ayrıca gücünü hukuktan almayan bir iktidar, gemisini zorla yürüttüğü için akla değil kaba güce müracaat eder. Zekânın, aklın, inceliğin yerini, hukuksuz bir iktidarın bönlüğü ve aptallığı almaya başlar. Erdoğan’ın Hizmet Hareketi ile hesabını “Tahşiye davası” üzerinden görmesi, işte bu hukuksuzluğun doğurduğu akılsızlığa bir örnek.
Taliban, Pakistan’da okul bastı ve çoğu sabi-sıbyan 145 kişiyi katletti. Bu katliam için İslâm inancından, en zorlama yorumla bile bir hüküm çıkartmak mümkün değil. Benzer katliamlar, bir reklam ve halkla ilişkiler çalışmasına dönüştürülerek Güneydeki iki komşumuzda sık sık vuku buluyor. Bu vahşet yüklü şiddetin, son yılların eseri olan köklü bir sosyolojisi, psikolojisi ve bölgesel-küresel aktörlerin kışkırttığı bir siyaseti var. Biz de bu şiddet salgını karşısında bağışık değiliz. Bugün Erdoğan’ın kin ve nefret yüklü intikam operasyonu, bir yerlerden patlamaya hazırlanan bu şiddet potansiyeli altında cereyan ediyor.
Öncelikle, doğrudan 12 yıllık AK Parti iktidarının kendisi, radikal-selefî şiddetin önünde, ideolojik bir set oluşturdu. Müslümanların demokratik yoldan devlet iktidarını ele geçirme yollarının açık olması, radikal eğilimleri bastırdı. Asıl bariyeri ise Türkiye’nin bin yıllık, devlet dışında kuvvetli geleneklere sahip sivil İslâm tecrübesi inşa etti. Bugün Erdoğan’ın yok etmeye azimli göründüğü Hizmet Hareketi, bu geleneğin en popüler ve en çok desteğe sahip olan parçası; üstelik savaş biat etmeyen bütün cemaatleri hedef alıyor. Türkiye’de cemaatler sivil yardımlaşma ve dayanışma kanallarını kullanarak insanların sosyal ihtiyaçlarını karşılıyor ve aynı zamanda şiddet eğilimlerine karşı panzehir sunuyorlar.
Şimdi karşımızda tuhaf mı tuhaf bir durum var. İslamcılığa sığınan Erdoğan, kendisini var eden demokrasiyi ve hukuku yok ederek bütün cemaatlere karşı, üstelik varını-yoğunu, yani biriktirdiği bütün meşruiyetini cepheye sürüp harcayarak ölümüne bir savaş yürütüyor. Erdoğan’ın, kutuplaştırıp toplumun yarısını kendisine düşman ederek, geri kalan yarısının desteğini alarak iktidarını sürdürme stratejisi, özünde İslamcı bir ideolojik tercihe dayanıyor. Siyasal İslâmcılığın hiçbir zaman eşit vatandaşlardan meydana gelen bir siyasî düzen tasavvuru olmadı; bu durumda Müslüman olsun-olmasın, biat etmeyenlerin doldurulacağı yamalı bir torba her zaman ellerinin altındaydı. Nitekim otokrasiye geçiş, bu torbanın içine Gezi eylemleri ile liberallerin doldurulması ile hızlandı. Cemaatler susturulunca geride ne kalacak? Soru kinayeli bir soru değil. Cevabı ise açık: Bizim dışımızdaki koskoca dünya kalacak.
“AB’ye girme derdimiz yok” lafı, Erdoğan’ın sıkıntılı reelpolitiği ile sığındığı İslamcılık kalesinin uyumu hakkında bir fikir veriyor. Erdoğan’ın iddia ettiği “Devletin bütün hücrelerine sızmış, faili meçhullerden Balyoz ve Ergenekon davalarına kadar her işi kotarmış koskocaman Paralel Yapı’ya”, neden “Tahşiye davası” gibi “İslâmcı” bir davadan ve her an toplumun önünde olan basını hedef alarak operasyon çekilir?
Cevap: Akılsızlıktan. Dosya sağlam değil, konunun muhataralı olduğu, dava münderecatı ile ilgili basında yer alan haberlerden anlaşılıyor. Bediüzzaman’ın “müspet hareketi”ni değil, Cihad teorisyeni Abdullah Azzam’ın şiddet çağrılarını seslendirenlerin üzerine çıkarak “inlere girmek” basit bir tesadüf mü? Erdoğan ayakta durabilmek için nereye basıyor? Ne kadarının farkında? Taktik hesaplara dalan “oh olsuncular” veya “yesinler biribiriniciler” ne kadarını anlayabiliyorlar?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
21.12.2025
16.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
7.12.2025