Mümtazer TÜRKÖNE
İktidarın dev propaganda cihazı, dünkü kongre ile başlayan yeni dönemin dengelerini ‘uyum ve etkinlik’ sloganı ile inşa etmeye çalışıyor. İsabetli bir seçim. Uyumlu bir iktidar mimarisi oluşuyor. Cumhurbaşkanı ile başbakan arasında inşaat sektörü ile reel sektör çatışması artık yaşanmayacak, biri ‘Türk tipi başkanlık’ derken öbürü kuvvetler ayrılığını ve denge-fren mekanizmalarını hatırlatmayacak, Rus savaş uçaklarının Çankaya ile Beştepe arasında bir yerlere düşme ihtimali kalmayacak, Saray çift başlılıktan şikâyet etmeyecek, başbakan ikide bir yetkilerini hatırlatmayacak. Bu problemleri hiçbir şekilde karşımıza çıkartmayacak olan Cumhurbaşkanı’ndan başbakanına, bakanlardan yüksek bürokrasiye, partiden Parlamento’ya kadar uzanan geniş iktidar kadrosu elbette uyumlu bir çalışma yürütecek.
Uyumdan etkinlik çıkar mı? Uyumsuzluğa göre daha fazla çıkacağı kesin. Bu uyumlu iktidar piramidinde yukarıdan aşağıya emir ve aşağıdan yukarıya itaat akışı berrak şekilde işleyeceği için, arada klik çatışmalarının ve kadro çekişmelerinin yer tutması, dolayısıyla boşa kürek çekilecek bir özgürlük alanının olması pek mümkün değil. Baksanıza yeni başbakan, cebinde hesap makinesi gezdiren bir mühendis, ‘etkinlik’ faslında bugüne kadar başardıkları da ortada. Öyleyse dünya konjonktürü ve ekonominin iç dengeleri izin verdiği nisbette ‘etkin’ bir hükümet iş başında olacak.
Peki öyleyse sorun ne? Bu kadar uyumlu ve etkin bir iktidar neden hâlâ toplumu çatıştırmayı, siyaseti kutuplaştırmayı ülkeyi yönetme stratejisi olarak sürdürüyor? Terörle mücadelede tahterevallinin diğer kefesine konan dokunulmazlık dosyaları, uyumu bozacak, toplumu kutuplaştıracak bir gündem oluşturacak. Allah’tan CHP destek verip referandum yolunu kapatarak daha büyük bir gerilimi ve çatışmayı önledi. ‘Paralel cadı avı’ hız kesmeden devam ediyor. Artık sivil toplumun doğrudan yardım-bağış gibi, varlık sebebini oluşturan dayanışma faaliyetleri örgütlü suç kapsamında takibata uğruyor. Bu cadı avı bütün hızı ve acımasızlığıyla, dev propaganda makinesi ile sürdürülebilecek yüzeyin çok altında toplumun kılcallarında devam ediyor. Uyumun destekçisi olacak AK Parti seçmeninin bile çok yakından tanıyıp bildiği, kefil olduğu kapı komşusu, akrabası ‘düşman’ olarak yaftalanıyor. Özenle öne çıkartılan uyum tablosuna aykırı değil mi? Nedir bu tutarsızlığın sebebi?
Dokunulmazlık dosyaları Parlamento’yu paketleyip, Saray’ın anahtarı tek kişide olan güvenli bir odasına hapsetti. Paralel cadı avı ise Saray’ın hegemonyasına rağmen ihtiyaç duyulan iktidar koalisyonunun ortada pek görünmeyen ortağının marifeti gibi görünüyor. Derin devlet restorasyondan geçiyor ve bu sürek avı ile kadrolarını mobilize ediyor. Öyleyse başka şeylere bakmamız lâzım.
Sahnede gördüğümüz siyasî aktörlerin ‘uyum ve etkinlik dönemi’nin parametrelerine göre benimseyecekleri rollere odaklanarak, karşımıza çıkacak olanları öngörebiliriz. ‘İstibdat’ veya ‘müstebit’ kelimesi sonradan kazandığı olumsuz yüklerinden sıyrılıp tekrar, tıpkı klasik Osmanlı çağındaki gibi iktidar sahibinde mutlaka bulunması gereken bir vasıf olarak anlaşılacak. Duruma hakim, her şeyi kontrol altında tutan, boşluk bırakmayan, dolayısıyla zaaf emaresi göstermeyen iktidara istibdat denir. ‘Nizam’ ise müstebit padişahın hükmüne göre belirlenen herkesin bulunması gereken yerde bulunduğu uyum halidir.
Bu hafta içinde kurulacak hükümet, 12 Mart döneminin veya 12 Eylül sonrasının darbe şartlarının eseri ‘teknokrat hükümeti’ modelinde olacak. Siyasî kararlar hükümet içinde veya Başbakanlık’ta alınmayacak, alınmış olan kararlar uzmanlar aracılığıyla sadece uygulanacak. Bu hükümet modelinin yakın tarihteki saf örnekleri için daha gerilere gitmek, Kanun-i Esasî’yi askıya alan, Parlamento’yu kapatan Sultan Abdülhamid’in Kâmil Paşa, Said Paşa gibi sadrazamlara kurdurduğu kabinelere bakmamız gerekecek.
Binali Yıldırım, zamanın ruhuna uygun bir isim; ancak getirildiği makam ilk defa II. Mahmud’un 1830’larda benimsediği ‘başvekâlet’ değil klasik anlamda hiç de yabana atılmayacak ‘başvezaret’ makamı. ‘Müstebid’ Saray sayesinde ‘uyum’ kaçınılmaz, dolayısıyla ‘etkinlik’ de mümkün. ‘Mutlu son’ için tek bir şey eksik: ‘Sürdürülebilirlik’. Bu garip istibdat ve uyum sizce ne kadar sürdürülebilir?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
27.05.2025
23.05.2025
13.05.2025
12.05.2025
6.05.2025
5.05.2025
5.05.2025