Murat AKSOY
Şike yasası ile ilgili tartışmalar birbirine bağlı iki somut soru etrafında döndü. İlki soru, AK Parti ile cemaat arasında gerilim olup olmadığı. İkincisi ise AK Parti'de bir görüş ayrılığı olup olmadığı.
Bu soruların sorulmasına yol açan Başbakan Erdoğan'ın rahatsızlığı nedeniyle gelişmeleri evinde sessizce izlemesi oldu. Hemen şunu ifade etmeliyim ki, Başbakanın sessizliğinin iradi olduğunu, bir anlamda önünü görmek için yaptığını düşünüyorum.
Şike yasası değişikliğine Ergenekon ve Balyoz davaları konusunda açık biçimde taraf olan ve çoğunlukla siyaset yazan köşe yazarı ve yorumcuların taraf olmaları ve AK Parti'den bazı yöneticilerinin aleyhine açıklamaları yukarıdaki iki soruyu kamusallaştırdı.
Bu soruların sorulmasının bir başka nedeni ise aynı günlerde 2014-2015 yılına ilişkin senaryoların birden gündeme gelmesi oldu. Gündeme gelen bu senaryoya göre Cumhurbaşkanı Gül'ün görev süreci 2014'de dolacak. Yerine Başbakan Erdoğan aday olacak. 2015'te yapılacak genel seçimlere ise Gül'ün AK Parti'nin başında katılacak.
Bu senaryo ne kadar gerçekleşir –ki bence gerçekleşme şansı çok düşük- bilmiyoruz ama bu tartışma bize gösterdi ki; büyük değişimi taşıyan siyasi irad, değişim sürecinin sonuna kadar bu gücünü korumalıdır. Siyasi irade güçten biraz düşerse her an krizle karşı karşıyayız demektir. Bu tablonun ortaya çıkmasında bu değişimi taşıyan siyasi yapının tek ayaklı yani muhalefetsiz olmamasının da payı vardır.
Şike yasası döneminde yaşanan tartışmalardan benim çıkardığım ders budur.
MUHALEFETİN GÖRMEDİĞİ
Türkiye her açıdan büyük bir değişim yaşıyor. İçinden geçtiğimiz sürecin önemini yaşarken belki fark edemiyor olabiliriz. Ama bundan birkaç on yıl sonra geriye dönüp bugünlere baktığımızda bunu daha iyi fark edeceğimiz çok açık.
Türkiye şu anda yeniden kuruluyor. Bu yeniden kuruluş ne yazık ki, tek bacaklı. Bu değişimi taşıyan, Türkiye'yi yeniden kuran güçlü bir siyasi irade ve onu destekleyen sivil taşıyıcı odaklar var. Bu süreci daha demokratik kılacak bir muhalefet ne yazık ki yok. Muhalefet Türkiye'de yaşanan dönüşümün bile farkında değil.
Yeni Türkiye'yi inşa eden siyasi iradeye tek muhalefet ne yazık ki, AK Parti'nin zaman zaman fikirsel ortaklık kurduğu taşıyıcı odaklardan gelmektedir.
Türkiye'de yaşanan büyük değişimin farkında olmayan kitle partilerinin olmaması; kaçılmaz olarak bu değişimi taşıyan partinin güçlü olmasını zorunlu kılıyor. Bütün eksikliklerine rağmen -ki son dönemde özellikle hukuk alanında ortaya çıkan tablo ne yazık ki ileri demokrasi idealinin çok uzağındadır- Türkiye'nin bu değişim sürecinde güçlü bir AK Parti'ye ihtiyacı var.
TÜZÜK DEĞİŞMELİ ÇÜNKÜ...
Şike yasası tartışmalarında gündem gelen 2014-2015 senaryoları Türkiye için bir uyarıdır.
AK Parti 2003'te tüzüğünün 132. maddesini değiştirerek; peş peşe seçilmeyi üç dönem ile sınırladı. Yani 2015 yılındaki genel seçimde mevcut tüzüğe göre Başbakan Erdoğan dahil olmak üzere AK Parti yönetimin önemli kısmı yeniden milletvekili adayı olamayacak.
Siyasetin yenilenmesinde, yeni insanların önlerinin açılması açısında böylesine demokratik maddeler elbette sevindirici. Ancak tek bir partinin siyasi iradesi ile yaşanan büyük değişim sürecinde; AK Parti tüzüğündeki bu madde saatli bir bomba gibi durmaktadır. Türkiye'nin içinden geçilecek süreçte güçlü muhalefet kadar güçlü bir AK Parti'ye de ihtiyacı vardır.
Çünkü önümüzde duran tartışma "kişiler" değil, "reformlar"ın devam edip etmeyeceği üzerinedir.
Kabul edelim, şu anda siyasete baktığımızda sadece toplumla kurduğu ilişki açısından değil, liderlik ve beklenmeyen anlarda aldığı siyasi pozisyonlarla da (Davos'taki one minute çıkışı, Dersim'den dolayı özür dilmesi) neredeyse tek sahici aktördür. Erdoğan'ı siyaseten sahici kılan da bu özellikleridir.
Naçizane önerim AK Parti'nin 2012 yılında yapacağı büyük kongrede bu tüzük maddesini bir biçimde değiştirmesidir. Bu AK Parti açısında önemli olmayabilir ama Türkiye'nin geleceği açısından da önemlidir.
Bu önerinin demokrat zihniyetten bakınca paradoks olduğunun farkındayım. Ama hayat bu tür paradoksların toplamı değil mi?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 43 günün kısa hikâyesi
8.02.2019 - Siz bu satırları okurken ben…
23.11.2018 - Hangi devlet sivilleri sever?
20.11.2018 - Yerel seçim sadece yerel seçim değil
16.11.2018 - Sosyal medya politik bir mezarlık mı?
13.11.2018 - Hatırladınız mı geçen ay ne olmuştu?
10.11.2018 - Şimdi değilse ne zaman?
6.01.2018 - Dini dinbazlardan* kim kurtaracak?
3.01.2018 - Kılıçdaroğlu: 'Dünyanın tüm demokratları birleşmeli'
30.10.2018 - Laik Türk’ten Sünni Türk’e üst kimlik
26.10.2018
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Oturan Ermeni
Ben bir Ermeni olarak 1915 Ermeni Soykırımı suçlusu, dünyada bu suçu Tiflis te canı ile ödeyen Cemal Paşa Yı affettim, sırf torunu insan evladı Sayın Hasan Cemal yüzünden... Allah ta affetsin. Cehennemde artık yanmasın. Keşke enver,talat,kemal,bahattin şakir, cemil, topal osman, celal, trabzon kasabı, diyarbakır kasabı reşit gibi büyükbaşların ve küçükbaşların, öldürdükleri ırzına geçip soydukları insanlara, silahsızlara kocasızlara iftira atanların da insan evladı torunları olsaydı... keşke...
bozkurt kemal yücel
insanımız,şimdiye değin, hep kendini eleştirme, beğenmeme ve içine yolculuk etmeme hakkını toplumsal şartlanma ile kullanamaz hale gelmiş.Hasan cemal bu şartlanmayı kırmış..Daha önceki şartlanmalarını , ki,litlenmelerini nasıl kırdıysa..Yasemin Çonguru bu yorumundan ötürü kutrlarım. Ben de, Hasan Cemal gibi, nice şartlanmaları ,zorlukla kırıp aşarak Hasan Cemali ve Yasemin Congarı bu gün anlar hale geldiğime göre, tünelin ucundaki ışığı görenlerin sayısı artıyor demektir.