Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Bu satırları yazarken Taksim’de çok güzel, coşkulu şenlikli bir 1 Mayıs yaşanıyordu. “Tek dileğim” Türkiye’nin her yerinde bu 1 Mayıs’ı kavgasız, çatışmasız adına lâyık bayram havası içinde kardeşçe kutlamamız. 1 Mayıs alanlarına koşanlar aralarındaki ideolojik, siyasi, inançsal farklara rağmen bu ülkenin insanlarının hak ettikleri daha insanca yaşama ve barışa kavuşmasını isteyenlerdir. Çatışmasız, kavgasız bir 1 Mayıs isteği bu işçi ve emekçi bayramını doğuran enternasyonalist dayanışma ruhunun da talebidir. Bu umutla bayramımız hepimize kutlu olsun.
Daha insanca yaşam isteği tarih yüklemli bir istek. Tarihe baktığımda bu talebin toplumların yaşam düzeyleri yükseldikçe azalmadığını tersine arttığını görüyorum. Çünkü insan dediğimiz hayvanı diğer hayvanlardan ayıran en önemli fark, belki de “talep yaratan“ tek canlı olmasından ibarettir. Elinin ulaştığı meyvelerle yetinmiyor, doğada olmayan meyvelere de talep yaratıyor insanoğlu.
Zorunluluklar âleminden özgürlükler âlemine geçmek gibi mesela...
Tunus, Mısır, Libya ve Suriye halklarının ruhunda isyan ateşi yakan kıvılcım “daha insanca yaşam” isteğinden başkası değildi. Başka deyişle yalnızca karnını doyurmak değil insan yerine konulmak, eskisi yaşam tarzını reddederek kendisinin de karar sahibi olacağı yeni bir yaşam tarzını istemekti.
Bugün Kürt özgürlük hareketini tutuşturan kıvılcım da budur, Kürt insanının insan yerine konulması. Kim bilir kaç kez duyduk, sokaktaki sıradan Kürt insanına “Ne istiyorsunuz ?” diye sorulduğunda yanıt hep aynı oluyordu:
“Adam yerine konulmak.”
Dün bu talep mağdurun mağrurdan talebiydi. Bir Türk’e nasıl davranılıyorsa kendilerine de öyle davranılsın talebiydi bu. Yani negatif hak talebi. Şimdi ise Kürtlerin talepleri artık negatiften pozitif hak talebine yükseldi. Dün bu soruyu soran bir Türk’e “Beyim, adam yerine konulmak istiyoruz” diyen Kürt bugün artık “Beyim” sözcüğünü telaffuz etmiyor. Kürt halkı artık mağdurun boynu eğik talepkârlığını aştı, halen baskı altında ama artık aynı zamanda muktedir bir halk olarak talep ediyor.
Kürt özgürlük hareketinin talebi açık: Demokratik özerklik.
Her halkın en doğal hakkı olan kendi geleceğini kendisinin belirleme hakkını, Osmanlı’dan günümüze gasbedilmiş bu hakkı geri istiyor Kürtler. Kimden talep ediyorlar, devletten mi? Hayır!
Tarihten talep.
Reel bir toplumsal güç kazanmış bir talep kümesi devleti aşıp tarihe yöneldiğinde bu talepler radikal demokrasi talepleri anlamına gelir ve karşılanmaları da en hafifiyle bir devrimsi değişimi gerektirir. Hiç şüphesiz bu böyle olur, zira bu talepler manzumesi bizatihi devleti değiştirmeyi zorlar. Tıpkı bizde askersel vesayet devletini demokratik cumhuriyete dönüştürme talebi gibi.
Kürt halkının gittikçe daha fazla kitleselleşen hak ve özgürlük talepleri devletin sivil demokrasi temelinde yeniden yapılanmasını zorunlu kılıyor. Yeni anayasa bu talebi karşılamadığı sürece “yeni” olamaz. Özcesi, devlet yeniden yapılandırılmadan Kürt sorununu çözmek artık mümkün değildir. Bu talebi ise Kemalist devletin hiçbir hükümeti karşılayamaz. Ancak Kemalist devleti de dönüştürmek isteyen bir iktidar bunu başarabilir. AKP iktidarı buna en yakın olandı ama şimdi bir sınıra dayandı ve durdu.
Ne var ki, Kürt özgürlük hareketi de bugün devleti yeniden yapılanmaya zorlayan en etkili, kitlesel sosyal ve siyasal hareket olmasına karşın tek başına bu sonucu elde edemez; solun marjinal kesimleriyle ittifakının buna yetmeyeceği de aşikâr.
Bu demektir ki, böylesi köklü bir dönüşümü tek başına bir iktidar değil ancak vesayetçi devlete karşı olan ve derin değişim isteyen bütün güçlerin, konjonktürel değil ama “tarihsel bloğunu” oluşturan hegemonik bir güç başarabilir. Bunun anlamı, Kemalist vesayetçi devletin kuruluşundan bu yana sistem dışına ittiği ve bu nedenle tarihsel muhalefet durumunda olan sosyal ve siyasal güçler. Bu güçleri ısrarla yineliyorum: İslamcı hareket, Kürt hareketi ve milliyetçi/ulusalcı olmayan demokratik-sol güçler (entelektüel aydın hareketi).
24 Nisan 2011 tarihli “Radikal İki” gazetesinde “Seçim siyasetinin ekseni” başlığı altında Ayşe Kadıoğlu’nun bir yazısı yer aldı. Bu yazıdaki yaklaşıma aynen katılıyorum. Sayın Kadıoğlu yazısında değişimden yana bir parti olarak AKP’nin bugün duraklamasını eleştiriyor ve “BDP kilit parti” diyor . “Bugün AKP’yi demokratikleşme yönünde besleyecek olan en önemli parti BDP. AKP, CHP’ye göre siyaset yaptığı müddetçe demokratikleşmeden uzaklaşacaktır. BDP’yi referans aldığı takdirde ise demokratikleşme ivmesini yeniden yakalayabilir. Siyaseti AKPErgenekon gerilimine kilitlemek olsa olsa vesayeti güçlendirmeye yarar. Özetle, BDP destekli bağımsız adaylar bugün Türkiye’nin demokratikleşmesi için kilit önemde.”
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012