Namık ÇINAR
Geçenlerde Fatih Altaylı “Türkiye NATO’dan atılır mı”diye bir yazı yazdı.
Batı’da “Türkiye’yi NATO’dan tekmeleme zamanı geldi” diye düşünenlerin sayısının giderek arttığını, zira artık Batı’nın güvenilir bir ortağı olmadığı algısının büyüdüğünü, o yüzden “belki birileri uyanır” diyerek, bunları aktarma gereksinimi duyduğunu söyledi.
Aynen katılıyorum.
Çünkü KKK Org. Hulûsi Akar’ın Savunma ve Havacılık Dergisi’ne verdiği beyanatındaki “statik yapıdaki müttefiklikten dinamik yapıdaki ortaklığa doğru değişim gerektiren bir dönem yaşıyoruz” söylemine dayanarak, aynı yaklaşımı içeride de güdenler var.
Kimi gazetelerin fişteklemesine bakmayın siz.
Doğrusu ben, generalin o söyleşisinden hemen bu sonuca varmadım.
Ne ki, açıklığa ihtiyaç yok da diyemem.
Ama satır aralarında güzel şeyler söylediğini de görüyorum.
Teknik ifadelerini es geçip, ilginizi dağıtmak istemiyorum. Şu kadarını bilmeliyiz ki, bir kere ordunun değişmesi gerektiğine kesinlikle inanmışlar.
Nitekim, nizami ve gayri nizami harp düzenlerinin birbirini tamamlayacak şekilde iç içe kullanılmasını öngören “Hibrit/ Melez harekât Konsepti”nin öne çıktığını, orduyu da yapısal olarak buna göre yeniden plânladıklarını söylüyor.
Genelkurmay Başkanı’nın önderliğinde, âdetâ II. Mahmut’un Yeniçeri Ocağı’nın yerine kurduğu Asakir-i Mansure-i Muhammediyye’si gibi, yeni bir TSK hedefliyorlar.
Bunun için de, yapısal mahiyetteki bu “Kurumsal Gelişim Projeleri”ni hayata geçirmek üzere, her Kuvvet’te sistem tasarımı yapan bir “Proje Yönetim Birimi” kurmuşlar.
Daha önceki dönemlerin siyaseti dizayn eden “Batı Çalışma Grubu” gibi organlarına değil, artık teknik nitelikte bir ordu olmanın anlayışlarına yaslanıldığının göstergesidir bu gelişmeler.
Hattâ o birimleri, sanki bir AR-GE unsuru gibi, mevcut statükolardan ayrı tutarak bağımsız faaliyet grupları hâline getirmişler.
Yani sizin anlayacağınız, tepenin ardında yeni bir ordu kuruluyor.
Tüm geçer testlerden sonra, “operatif karargâhlar” ve “kışlalar” bir bir yeniden yapılandırılacak.
Böylece daha az masraflı, daha çok atak ve caydırıcılığı yüksek olacağından daha da barışçı bir orduya ve özgüvene kavuşacağız.
Yok paralı mıydı, yok kısa dönem miydi, yok vicdani ret miydi gibi saçmalık ve sayısız çağdışılıklardan kurtulacağız.
Zira askerlik, kaçınılmaz bir şekilde teknik bir uzmanlaşma alanına dönüşecek.
Nihai hedef 2020’ler gözüküyor.
Erdoğan’ınkiler gibi çılgın değil, aklın projeleri bunlar.
Buraya kadar her şey güzel.
Lâkin, bütün bunlar ancak demokratik toplum kuramına dayalı siyasal düzen ve düzlemlerde başarılabilecek işlerdendir.
Türkiye, Mekke yoluna düşmüş karınca gibi, iki asırdır bunu amaç edinmiş bir ülkedir.
Çünkü bu toplum, çoktan beridir özgürlükler diyarı olan “Batı kampı”nı seçmiştir.
Batı’dan vazgeçmek demek, demokrasiden vazgeçmek demektir.
Bunu dışındaki bütün lâflar salatadır.
Ve NATO da, Batı demokrasilerinin koruyucu ittifakıdır.
Bunun ötesine geçen arayışlar, ya dünyayı anlayamamaktır; yahut da demokrasiden kıvırtmaya çalışmaktır.
Clausewitz’in o çok bilinen mottosuyla söylersek; “savaş siyasetin silahlarla bir devamı” olduğuna göre, harbin ne uğruna yapılacağı da çok önemlidir.
Rusya’yla, İran’la kader birliği içinde olunabileceğini akıl etmek, fiyatı ucuz diye Çin’den füze almaya kalkmak, bedava İncil dağıtıyorlar diye din değiştirmeye benzer.
Gayesi demokrasi olmayan askerî ittifaklara özenmek, din devleti kurabilmek bakımından bahane uydurma peşindeki Erdoğan için, arayıp da bulamayacağı generallerden olmaya yol açar.
Türk Ordusu’nun generalleri, amaçladıkları askerî hedeflerin çağdaşlığı kadar, toplumsal bekamızın güvencesi sayılan demokratik dünya ilişkileri konusundaki çağdaşlığı da, tereddütlere yer bırakmayacak netlikte ve demokratik çerçevede ortaya koymayı bilmelidirler.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016