Nevzat CİNGİRT

“Emeklinin de Saç Telinden Numune Alın”
26.12.2025
211

Memlekette gündem öyle hızlı değişiyor ki, asıl konuşulması gerekenler her defasında arada kaynayıp gidiyor.

Son haftalarda kamuoyu; birilerinin saç teliyle, başıyla, kıyafetiyle oyalanırken asgari ücret ve emekli zamları sessiz sedasız geçiştirildi.

Günlerdir televizyon ekranlarında, sosyal medyada aynı tartışmalar dönüp duruyor.

Kimin ne giydiği, kimin saçından ne çıktığı manşet oluyor.

Ama mutfağa giren yangın, sofraya düşen yangın kimsenin umurunda değil.

Oysa konuşmamız gereken gerçek çok daha yalın, çok daha yakıcı:

Emekli ne yiyor?

Nasıl geçiniyor?

Ay sonunu nasıl getiriyor?

Bu noktada en net, en çarpıcı eleştiri Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi, gazeteci meslektaşımız Mustafa Yılmaz’dan geldi.

Dedi ki:

“Günlerdir Ela Rümeysa’nın, Sadettin Saran’ın saç telini konuşuyoruz.

Ama konuşmamız gereken bu değil.

Emeklinin saç telini analiz edelim; yüzde 50’si makarna, yüzde 50’si simit çıkar.”

Bu sözler abartı mı?

Hiç değil.

Pazara çıkamayan, kasabın önünden geçemeyen, meyveyi taneyle alan milyonlarca emeklinin mutfağı ortada.

Proteini, sütü, eti bırakın;

tarım ülkesinde sebze bile artık lüks.

Saç telimizden alınacak numuneden belki gerçekten makarna çıkmaz…

Ama o saçın neden beyazladığı, neden döküldüğü kesin çıkar: Yoksulluk.

Ama gündem başka.

Geçim değil, geçiştiriyoruz.

Emeklinin sofrasını değil, başkasının saçından çıkan teli tartışıyoruz.

Evet…

Ben de bir emekliyim.

Eşim de emekli.

Yılların emeğinin karşılığı olarak SGK’nın bana uygun gördüğü 16 bin lira ile ay sonunu getirmeye çalışan bir emekliyim.

Kim istemez bir sayfiye yerinde bacak bacak üstüne atıp keyif çatmayı?

Kim istemez oltasını alıp balık tutmayı, dere tepe gezip tozmayı?

Ama seni düşünen kim?

Bu yüzden hâlâ çalışmak zorundayım.

Ve çalışıyorum.

Velhasıl…

Bir gün gerçekten numune alınacaksa;

gösterişten değil,

açlıktan, yokluktan, çaresizlikten alınmalı.

O zaman bu ülkenin asıl fotoğrafı ortaya çıkar.

Ve belki…

İlk gençlik yıllarımdan beri “fotoğrafın büyüğüne bakın” masalıyla milyonları oyalayanları dinlemekten bıktığımız da anlaşılır.

Bizden geçti…

Bari çocuklarımızı, torunlarımızı aynı masalla avutmayın.

Gelecekte emeklisini insanca yaşatabilen bir devlet olmanın onuruna erişin.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar