Ömer F. Gergerlioğlu
Ve sonunda 2015'in Türkiye açısından en önemli günlerine geldik. 24 Nisan 2015 yaklaşıyor ve yüzyıllık inkar politikasını son yıllarda meseleyi bilen tüm araştırmacıların, aydınların, siyaset bilimcilerin uyarısına rağmen adil bir şekilde çözmeye yanaşmayan T.C. devleti idarecileri popülizm yaparak hatalarının bedelini gizlemeye, örtmeye çalışıyor.
1915'de karşılıklı katliamlar oldu, büyük sorunlar yaşandı. Ancak meselenin en önemli noktası o günün siyasi idaresinin soruna bulduğu yanlış çözümdü. Balkanlarda yenilmiş ve çok öfkeli ittihatçılar mantıklı bir çözüm bulmaktan çok uzaktı. Onlar devrin modasına uyarak Türkçülükle sorunu halledebileceklerini düşünüyorlardı. Yüzyılların sosyolojisini idrak etmekten uzak İttihatçılar, Ermenilerin bu toprakların kadim sakinlerinden olduğunu hesap etmeden ve unutarak, görünüşte idari bir karar ama aslında tamamen gayriinsani bir karara, tehcire imza atarak bu toprakların vicdanına bir hançer saplıyorlardı.
İttihatçılar yerli ve yabancı tüm kamil, akil insan uyarılarına aldırış etmeden bu kararı şımarık bir edayla verdiler. Maddi ve manevi bir büyük haksızlığı, cinayeti soykırımı, inşa etmiş oldular. Tehcir edilen Ermeniler hem canlarını kaybettiler hem de mallarını. Arkalarından Cumhuriyet elitleri tarafından yağmalanan, ulufe olarak dağıtılan mallarla bugüne bile uzanan zengin sülalelerin ulaşması vuku buldu. Yüzyıl geçti, fakat tehcirle zulmen yerinden edilen, can ve mal güvenliği ihlal edilenlerin ne canının ne de emval'i metrükesinin hesabı soruldu.
2015'e geleceğimiz belliydi. Hazırlıksız ve çözüme niyetsiz hükümetin konu hakkındaki bir iki acemi denemesi gereken alt yapı oluşturulmadığı için uluslararası düzlemde sonuçsuz kaldı. Hükümet sonunda "kötü Avrupalılar" söylemine sığınmakta buldu çareyi. Yüzbinlerce sivil Ermeni'yi kadın, çocuk, yaşlı demeden yurtlarından bir geceyarısı çıkar, tehcir et, sür, kurda kuşa yem et, Deyri zor çöllerinde telef et sonrada sıyrıl, "kötü Avrupalılar" söylemiyle soykırım bedelinden kurtulmaya çalış, olmadı "başkaları da yapmıştı" ya sığın. Bu anlayışla ancak diasporanın şahinlerinin eline koz vermiş olursunuz.
Aslında bu tartışmayı bitirecek olan devlet değildir. Devlet mantığı inkar yönünde çalışacaktır. 1915'de dindar Müslümanlar bu zulme şiddetle karşı koymuştu, en başta şiddetle eleştiren de Bediüzzaman Said'i Kürdi idi. Çok önemli sözleri, devlet politikasına eleştirileri vardır. Şimdilerde ise dindarlar, muhafazakar söyleme sığınır olmuş, iktidarında muhafazakarların elinde olması nedeniyle muktedirin şarkılarıyla mest olmaya devam etmektedirler. Meseleyi çoğunluk olması hasebiyle çözmesi gerektiği, sivil baskı gücü olması gerektiği halde kabuğuna çekilerek savunmacı söylemler geliştirmekle hata içindedirler. Bunu yapan muhafazakarlara sözümüz "Allah'tan korkun ve soykırımı, tehciri savunanların safında yer almaktan kaçının, hesabı ağırdır" demek olacaktır.
Erdoğan "karar yok" hükmünde demiş. Yok hükmünde demekle acılar, hafızalardan silinmiyor. 2015'in geleceği belliydi. Dış politikada efelenmekle bir yerlere varılmıyor, bilgi ve iyi niyet üzere kurulu adımlar atsaydınız ya..! Zulmen tehcir edilen masumların, yağmalanmış Ermeni mallarının, emval'i metrukenin ah'ı tutar inkar edeni. Siyasi idarenin tavrını destekleyen seçmenine sözümüz ise "bu zulme devlet hatırı için susmakla ahlakın daha da bozulmasına yol açıyorsunuz " demek olacaktır.
Ermeni meselesini tartışmada T.C. devletinin sık sık kullandığı argüman tarihçilerin konuyu araştırmasına sevk yoludur. Bu topu taca atmaktan başka bir yol değildir.
Aslında Ermeni meselesinin anlaşılmayacak bir tarafı yoktur. Günümüzde şimdiki sorunlarımız ve çözüm yollarımız konusundaki tercihlerimiz cevabı herkese verecektir. Sormak gerekir "PKK var diye Kürt halkını tehcir mi ederdiniz, yoksa sorun nerede, nerede yanlış yapıldı, çözüm nerede demenin mi peşine düşerdiniz? Birinciyi yapsaydınız 100 yıl sonra başka bir ırka yönelik soykırımı konuşacaktık, ama şimdi ağır, aksak, tekir tükür de olsa barışı konuşuyoruz. 1915'de büyük yanlış yapılmıştır, bunu kimse savunmasın.
Türkiye bu inkar anlayışıyla bir yere varamaz. Hükümet günü kurtarır, içeride popülizm yapıp oylarını arttırır ama sorunlarının çözümünü ertelemiş ve içe kapanmış bir Türkiye oluşturmaktan başka bir şeye yaramaz bu tavır.
@gergerliogluof
www.omerfarukgergerlioglu.com
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2020
26.08.2020
9.02.2018
5.02.2018
3.02.2018
25.06.2018
23.06.2018
18.06.2018
12.06.2018
11.06.2018