Oya BAYDAR
Gündelik yaşamımızı, ruh sağlığımızı, huzurumuzu, çoluk çocuğumuzun geleceğini etkilemese, bu ülkede olup bitenleri heyecanlı, biraz da acıklı ve korkulu bir macera filmi gibi seyredebilirdik. Yabancı bir medya mensubu olsaydık, zaman zaman dehşete düşsek, ya da kavrama güçlüğü çeksek bile, akla ziyan konu bolluğu karşısında keyifle el ovuştururduk. Ama bizler: kaderini bu ülkeye, bu topraklara bağlamış olanlar, eskiden reklam niyetine sinema afişlerine yazılan “29 kısım, tekmili birden” maceraları aratmayacak bu toplumsal iklimde bunalıyoruz, bunalmakla kalmayıp pusulamızı da şaşırıyoruz kimi zaman.
Toplumun ve siyasetin
temizlenmesi hayallerimiz
7 yıl kadar önce; failimeçhullerin araştırılacağını, devlet bağlantılı derin çetelerin açığa çıkartılacağını, devletin derinliklerindeki karanlığın bir ucundan da olsa aydınlanacağını, darbeci-vesayetçi odakların ve onların Gladyocu tetikçilerinin etkisizleştirileceğini düşünmüş, umut etmiştik.
Susurluk olayının patlak verdiği ve derinlerdeki çirkefin etrafa saçıldığı günlerde Yurttaş Girişimi’ni kurup, 1 Şubat 1997’deSürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık eylemini başlattığımızda da aynı saf/naif umudu taşıyorduk. Türkiye’nin yakın geçmişindeki en kitlesel, en yaygın protesto olan bu eylem kısa sürede elimizden kaydı, manipüle edilerek darbeci-vesayetçi odakların Erbakan Hükümeti’ni yıpratma araçlarından birine dönüştü. Ardından, 28 Şubat’ta Erbakan Hükümeti asker-sivil destekli postmodern darbeyle düşürüldü. Derin devlet kötücül gücünü göstermiş, özgür, eşit, demokratik toplum umutlarını bir kez daha söndürmüştü.
Oysa biliyorduk, konuya yabancı değildik. 1990’ların başında İtalya’da, diğer NATO ülkelerinde de benzerleri bulunan devlete bağlı gizli Gladyo örgütü deşifre edildi. Binlerce subay, üst düzey siyasi ve bürokrat görevden alındı, yargılandı, vb… Susurluk’ta ortaya çıkan ve üstü örtülen ilişkiler ağı, çeteleşmiş Türk Gladyosu’nun mührünü taşıyordu. Adına ister Gladyo, ister Ergenekon deyin, ister Seferberlik Tetkik Kurulu, ister Özel Harp Dairesi ya da Kontr-gerilla diye adlandırın, devletin çekirdeği, derinliği, operasyonel aklı oradaydı. Benzer örgütlenmelerin olduğu bütün ülkelerde temizlik yapıldı, hiç değilse yapılır göründü. Ordu şemsiyesi altındaki bu yapıya Türkiye’de dokunulmadı. Kökü eskilere dayanan yapı, daha da pervasızlaşarak, mafyalaşarak, çeteleşerek sürdü.
Susurluk’tan Ergenekon
davasına aynı hikâye
Darbe geleneğinden, asker-sivil bürokratik vesayetten kurtulmayı; şeffaf, demokratik bir hukuk devletinin özgür ve eşit yurttaşları olmayı özlerken Ergenekon davaları başladığında tıpkı Susurluk günlerindeki gibi, bir kez daha umuda kapıldık. Birinci tekil şahıs konuşsam, “ben bu umuda kapıldım”, dersem daha doğru olacak. Çünkü, daha ilk günden bu soruşturmalara, davalara karşı çıkan kesimler vardı. Pek çoğu için bu karşı çıkışın en önemli nedeni; sürecin AKP tarafından güçlü şekilde desteklenmesi, AKP’nin ekmeğine yağ sürecek olmasıydı. Gladyo’nun açığa çıkarılmasını, failimeçhullerin, cinayetlerin, müdahalelerin sona erdirilmesini onlar da istiyorlardı kuşkusuz ama bunu AKP’nin yapmasına, AKP’nin kazanç hanesine yazılmasına karşıydılar. Öte yandan, AKP iktidarının kendi 80 yıllık mutlak egemenliklerini sınırlamasına karşı darbelerden ve Gladyo benzeri güçlerden medet umanlar, derin çete yapılarını devletin zorunlu kurumu sayanlar da vardı. Hâlâ da var.
Bülent Arınç’a suikast planlandığı iddiasıyla devletin en gizli sırlarının saklandığı Kozmik Oda’ya girilmesi, oradaki belgelere ulaşılması ve şimdi öğrenildiği kadarıyla bu sırların birilerinin eline geçmesi konuşuluyor şu günlerde. Anlaşılan o ki, Arınç’a suikast iddiası derin devlet sırlarına, özellikle de derin kimliklere ulaşabilmek için bahaneymiş. Tıpkı Ergenekon ve Balyoz davaları gibi, davaya konu olan ihbarların, delillerin bir bölümü düzmece, dava büyük ölçüde şikeymiş. Derindeki ve yüzeydeki pisliklerinden arınmış, çağdaş, saydam bir devlete sahip demokratik bir toplumda yaşama özlemimiz, aynı derecede pis ve habis başka güçler tarafından kullanılmış, manipüle edilmiş.
Peki Kozmik Oda’daki
pislikler ne olacak?
Son günlerde Kozmik Oda ve Ergenekon-Balyoz davaları tartışmalarını izlerken kendime sorduğum soruyu herkese sormak istiyorum. Evet, Arınç’a suikast ihbarı bahanesiyle Kozmik Oda’ya girilmesi suç; evet, Ergenekon ve Balyoz davalarının delillerinden bir kısmı düzmece. Evet, birçok suçsuz insana ağır mağduriyetler yaşatan bu davalar kabul edilemeyecek yargısal hatalarla, fahiş hukuksal boşluklarla, adaletsiz kararlarla malûl. Şimdi daha iyi anlıyoruz ki amaç üzüm yemek değil bağcı dövmekmiş. Amaç: darbeciliğe, vesayete, sivilleşmeye karşı demokrasiyi savunmak; derin çeteleri, Gladyo’yu tasfiye ederek devleti temizlemek değil, kendi çıkarları doğrultusunda mıntıka temizliği yapıp kendi Ergenekonunu kurmakmış.
İster gözü kapalı AKP karşıtlığından, ister seçilmiş iktidarı antidemokratik yollarla devirmeyi meşru, hatta hak ve görev sayan darbeci zihniyete sahip olduklarından, ister uzak görüşlülüklerinden kaynaklansın, o günlerde bunu ileri sürenler haklı çıktılar. Ama böyle olması şu apaçık, somut, sahteleri yanında bir o kadar da sağlam delillere sahip, onlarca yıllık tarihle de kanıtlanmış gerçeği değiştiriyor mu?
Bu ülkede yaşamamış olsaydık, yakın tarihe tanıklık etmeseydik, Ergenekon’da, Balyoz’da yargılananlardan kimilerinin düzmece delillere ihtiyaç göstermeyen somut eylemlerinin, suçlarının doğrudan tanığı olmasaydık, şimdi televizyonlarda boy gösteren küçüklü büyüklü zatların; mağdur kahraman mertebesine yükseltilmeye çalışılanların sütten çıkmış ak kaşık, katıksız demokrat olduklarına belki inanabilirdik. Kurunun yanında yaşları da yaktığı için, hukuk ve adaleti ayaklar altına aldığı için güvenimizle birlikte temiz ve demokratik bir Türkiye hayallerimizi de yıkan bu davalarda yargılananların bir kısmı, darbeci zihniyete sahip olmanın çok ötesinde (zihniyetler dava konusu olamaz) darbe düşünmüş, darbe hazırlığı ve planı yapmış, bu türlü planlara malzeme sağlamış kişilerdi. Kimileri de, seçilmiş iktidarı bir darbe veya müdahale ile yıkmak için gerekli istikrarsızlaştırma ve kargaşa ortamını sağlamakla yükümlü Özel Harp/Ergenekon/Gladyo görevlileriydi.
Kozmik Oda; JİTEM’den failimeçhullere, Çiller’in başbakanlığı döneminde Kürt işadamlarının birer birer katledilmesinden Hrant Dink cinayeti öncesinde yaratılan ortama, Hrant’ın öldürülmesinden Zirve Yayınevi katliamına binlerce, onbinlerce melanetin belgelerinin saklandığı yerdir. 1 Mayıs 1977’nin, Maraş, Çorum, Sivas, Malatya katliamlarının, Madımak kırımının, Uğur Mumcu’dan Ahmet Taner Kışlalı’ya, daha nice cinayetin izleri oradadır. 1955’te 6-7 Eylül olaylarından 2005 Şemdinli olaylarına, Gezi cinayetlerinden daha birkaç ay öncesinde 7-8 Ekim Diyarbakır, Batman, Bingöl olaylarına kadar bütün sırlar kozmik odalarda gömülüdür. Derin devletin infaz timleri, kırmızı-yeşil-mavi kuvvetleri adlarıyla, kimlikleriyle, “hizmetleriyle(!), silahlarını, cephanelerini gömdükleri yerlerin adresleriyle orada kayıtlıdır.
Bülent Arınç’a suikast ihbarı ve bağlı davanın kapatıldığı şu günlerde, olayın kumpas olduğu gerçeği üzerinden öyle bir hava yaratıldı ki, Kozmik Oda yeniden dokunulmazlığa kavuşturulurken içindeki pislikler de neredeyse AK’landı, devlet sırrı olarak meşrulaştırıldı. “Paralel”in eski ortağıyla birlikte düzenlediği komplo devletin karanlık yüzüne örtü, AKP’ye de kendi Gladyosunu oluşturma ya da Ergenekon’u devralma olanağı sağladı.
Ergenekon, Gladyo, Özel Harp Dairesi, ya da başka bir şey; adı ne olursa olsun yerli yerinde duruyor, sadece efendileri değişti. Askerî vesayetin yerini de Erdoğan’ın AKP’yi incir yaprağı olarak kuşanmış vesayeti aldı. Ergenekon’u, darbeciliği, kozmik odaları aklamak, meşrulaştırmak yerine her türlü vesayete ve derin devlete karşı hatalarımızdan ders çıkartarak ayrışmak çatışmak yerine ama’sız demokrasi mücadelesinde buluşmak değil mi bize düşen?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024