Roni MARGULIES
“Dünya barışının baş düşmanı NATO ve emperyalizmdir!” başlıklı metin mart ayı sonlarında imzaya açıldı. İlk paragraf şöyle başlıyordu: “Geçtiğimiz yüzyılda sosyalizme ve dünya işçi sınıfına karşı kurulan ve o günden günümüze kadar eylemleriyle kanlı saldırılara ve terör eylemlerine yataklık eden NATO dünya barışını tehdit eden bir numaralı odaktır… NATO, dünya üzerinde emperyalist yayılmacılığın askeri gücü ve savaşların baş sorumlusudur.”
Bu paragrafla da, metnin geri kalanıyla da hiçbir sorunum yok. Hepsine aşağı yukarı katılıyorum. Metnin sonunda yer alan, “Türkiye NATO’dan derhal çıkmalıdır” gibi talepleri özellikle doğru buluyorum.
Ne var ki, zamanın dışında ve Alpha Centauri 12XG gezegeninde yazılmış olsaydı başka (ve anlamlı) bir şey ifade edecek olan metin, 2022 mart ayı sonlarında dünyada yazıldığı için tümüyle yanlış ve anlamsız.
Bildiğimiz dünyada 2022 ilkbaharında açık ki “dünya barışının baş düşmanı NATO” değil!
Savaşı başlatan, komşusu olan ülkeye 190.000 askerle saldıran, ülkeyi işgal ederek binlerce sivili öldüren, milyonlarca kişinin evini terk edip kaçmasına, göçmesine sebep olan, koca şehirleri harabeye çeviren açık ki NATO değil.
NATO böyle şeyler yapmaz mı? Elbette yapar ve yapmıştır. Çok daha kötüsünü yapmıştır. Ama 2022 ilkbaharında savaş başlatan, ülke işgal eden, insan öldüren NATO olmamıştır.
İmza metnini kaleme alanları bilmem, ama bizim yaşadığımız dünyada şu anda ülke işgal eden, insan öldüren, Rusya.
İmza metninde “Rusya” kelimesi geçmiyor!
“Ukrayna” kelimesi geçmiyor!
Dünyada şu anda savaşan iki ülke var ve ikisi de “Dünya barışı” kelimeleriyle başlayan imza metninde yer almıyor!
“Putin” adı bir kere geçiyor metinde. Şöyle: “Putin’in milliyetçi ve devrim düşmanı politikaları NATO karşıtı mücadeleden geri durmamıza sebep olmayacaktır.”
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali karşısında Putin’i suçlayamayan, Rusya’nın hangi nedenlerle haklı olduğunu anlatmaya çalışan, meseleyi sadece Amerika ve NATO’nun habisliğine bağlayanlar, yani türlü türlü ulusalcılar, Avrasyacılar, Ergenekoncular ve Stalinistler, sözünü ettiğim imza metninde olduğu gibi gülünç duruma düşüyorlar. İyi oluyor.
“Dünya barışının köşe taşlarıdır”
Bill Clinton döneminde Dışişleri Bakanı olan Madeleine Albright geçtiğimiz ay öldüğünde, Albright’tan sekiz yıl sonra aynı görevi yapan Hillary Clinton selefini anan ve göklere çıkaran bir yazı yazdı.
New York Times gazetesinde yayınlanan yazının “Zorbalara ve diktatörlere karşı durmak” ara başlıklı bölümünde “Kocam 1990’larda Madeleine’i önce Birleşmiş Milletler’e büyükelçi, sonra da Dışişleri Bakanı olarak atadığında,” diyor Clinton, Madeleine “Sırbistan’ın elleri kanlı diktatörü Slobodan Milosevic’le karşı karşıya geldi. Amerika’nın gücünü ve NATO’yu seferber etti, Bosna’da savaşın, Kosova’da etnik temizliğin sona ermesini sağladı… Bir eylem kadınıydı o, özellikle adaletsizlikle karşılaştığında. Madeleine, kural temelli küresel düzenin silahlı zorbaların iktidarına dönüşmesini ancak Amerikan gücünün engellediğini anlıyordu… Eyleme geçmemenin risklerini iyi kavrıyordu. Bugün, sadece Ukrayna’da değil dünyanın her yanında yükselen bir otoriterlik dalgası demokrasiyi tehdit ederken, bunu bizim de kavramamız gerek.”
“NATO ve ABD’nin ittifakları dünya barışının köşe taşlarıdır” ara başlıklı bölümde ise şöyle diyor: “Madeleine, NATO’nun sağladığı güvenliğin Avrupa’yı özgür, barış içinde ve birleşik yaşatmanın anahtarı olduğunu anlıyordu. NATO’yu sadece askerî bir pakt olarak değil, siyasî bir ittifak olarak görüyor ve bu ittifakın otoriterlikten yeni kurtulmuş ülkelerde demokrasiyi pekiştirdiğine inanıyordu.”
Kısacası, NATO ve ABD barışın, demokrasinin ve özgürlüğün köşe taşları!
Bu da gülünç elbet, ama Clinton’ın böyle düşünmesini doğal karşılamak gerek.
Doğal karşılanması çok daha zor olan, Amerikan devlet görevlisi olmayıp da benzer düşünceleri paylaşanlar.
Örneğin, İngiltere’nin en liberal gazetesi The Observer’ın siyasî başyazarı Andrew Rawnsley belli ki tam tamına Clinton gibi düşünüyor. İki hafta önceki köşe yazısının başlığı şöyleydi: “Evet, Vladimir Putin’in yenilmesini sağlamak için demokrasilerin yapabileceği çok daha fazla şey var.”
Demokrasiler? Kim bunlar?
Yazıda, savaşın yayılmasından korktuğu için silahlı gücünü yeterince kullanmayan, yeterince ağır yaptırımlar uygulamayan “Batı” eleştiriliyor olduğuna göre, “demokrasiler” ile “Batı” aynı şey.
Yani 1999’da Yugoslavya’ya, 2001’de Afganistan’a, 2003’te Irak’a, 2011’de Libya’ya, 2010’lar boyunca Suriye’ye saldıran “Batı” “demokrasileri”. Bu saldırıları tabii ki demokrasi ve özgürlük adına yapan ve yaparken milyonlarca insanın ölümüne, yerinden yurdundan olmasına yol açan “Batı” “demokrasileri”. Demokrasi ve özgürlük adına yaptığı askerî operasyonlara “şok ve dehşet” (shock and awe) ve “çöl fırtınası” (desert storm) gibi romantik isimler takan “Batı” “demokrasileri”!
Garip ve çocukça
Rusya’nın şu veya bu nedenle “iyi” (veya “Batı’dan daha iyi”) olduğunu düşünmek, işgali desteklemek veya görmezden gelmek, Putin’i haklı bulmak ne kadar garipse, “Batı” adlı bir barış, özgürlük, demokrasi ve hatta medeniyet cephesi olduğunu düşünmek de eşit ölçüde garip ve çocukça.
Rusya ile Batı/Amerika/NATO arasındaki mücadele diktatörlük ile demokrasi, vahşiler ile medeniler, kötülük ile iyilik arasında bir mücadele değil. İki büyük emperyalist güç arasındaki sidik yarışında taraf tutmamız gerekmiyor.
Evet, Ukraynalıların ve Rusya’daki barış taraftarlarının Rusya’yı yenilgiye uğratmasını, Putin’i devirmesini isteriz. Ama bu, dünyaya Hillary Clinton gibi baktığımız anlamına gelmez. Joe Biden’ın demokrasiyi, NATO’nun barışı temsil ettiğini düşünecek kadar salak değiliz herhalde.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları




























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023