Süleyman Seyfi Öğün
Sâdece Türkiye’de değil, tekmil dünyâdaki ABD algısının, târihinin en kötü dönemlerinden birisini yaşamakta olduğu sıklıkla dile getiriliyor. Bu konuda yapılmış çok sayıda istatistik de mevcût. Doğrusu, kendi nam ve hesâbıma; “rakamlara dayalı” değerlendirmelerde bulunmayı sevmem. Aslında operasyonel akla karşı beslediğim özel bir sempatim de yoktur. Bu rakamlarda, dünyânın ABD algısındaki menfî tırmanışı anlatılıyor. Yanlış mı? Hayır. Ama , bu rakamsal oynamalar, sanki daha evvel ABD’ye dâir muhteşem bir dünyâ sempatisi vardı da; bu erimeye başlıyorcasına bir izlenim doğuruyor. Benim şüpheli bulduğum husus da zâten bu. Açalım...
Evvel emirde sorulması gereken soru şu: ABD siyâset yapımı, ABD’nin dünyâda nasıl bir algının konusu olduğuyla ne derecede ilgilidir? Doğrusu ABD’deki karar alıcıların böyle bir derdi olduğu düşünmüyorum. Meselâ Lâtin Amerika için bu algının ne olduğunun ABD siyâset çevrelerinde çok da fazla bir ehemmiyeti olduğunu zannetmiyorum. Bunu nereden çıkardığım sorulabilir. Hemen ABD’nin, Meksika’dan başlayarak aşağıya doğru, bu kıt’adaki kirli sicilini ileri sürebilirim. ABD-Lâtin Amerika ilişkilerinde; kıt’anın kaynaklarının insafsızca sömürülmesi, savaşlar, iç siyâsetlere olan kanlı müdahaleler, bürokrasilerin de bir şekilde dâhil olduğu karmaşık uyuşturucu, insan ve silâh ticâretlerinden başka bir şey bulamazsınız.
Elbette Lâtin Amerika’nin geçmişi, kıt’anın yerlilerini ağır katliamlara mâruz bırakan bir İspanyol ve Portekiz sömürüsünü düşündürüyor. Ama, Bolivarcı Criollo milliyetçilikleri ile bu devir aşıldı. Dahası, Latinler ile yerlilerin melezlenmesinden doğan bir kültür kıt’anın ruhûnu veriyor. Dil ise İspanyolca ve Portekizce. Belleklerde çok daha tâze olan ise, ABD ‘nin bu kıt’ada yaptıklarıdır. İngilizce konuşan ve ağırlıklı olarak WASP olan ABD, İspanyolca ve Portekizcenin konuşulduğu, kâhir ekseriyeti Katolik olan kıt’ada ister istemez yabancı bir güç olarak kalacaktır. Bu yabancılığa bir de meşhûr kirli sicili eklenince, Lâtin Amerika’da bir müspet ABD algısının tezâhür edebileceğine inanmak zor olsa gerekir.
Pekiyi, kuzeyinde, Kanada’daki ABD algısı nasıldır? Okuduklarım ve işittiklerim, Kanada’daki yerleşik ABD algısının da pek bir bereketi olmadığı istikâmetindedir. Elbette Lâtin Amerika’daki yerleşik menfî algıyla benzeştirilemez. ABD ile Kanada kültürleri arasında benzeşen çok sayıda unsur olduğu su götürmez. Ama Kanada, âdeta ABD’nin “temize çekilmiş” hâlidir. ABD’de sâdece suburb dünyâsında geçerli olan huzûr, barışcıl, ılımlı, sâkin nüfuslar, Kanada’da çok daha yaygın ve yoğundur. Kalabalık, suç oranı yüksek, şehirlerin Kanada’da olmadığını biliyoruz. Kanada’da ayrıca kabalık, meydan okuma ve cehâlet ile anılan bir Midwest de mevcût değil. Nüfusu çok daha eğitimli ve nitelikli. Bu sebeple özel bir ABD sempatisinden çok, hafif tertip ABD’yi küçümseyen bir bakış açısının Kanada’da yaygın olduğunu okuyor ve işitiyoruz.
Avrupa’daki ABD algısı ise en müspet olduğu devirlerde bile sorunlu olduğunu düşünüyorum. Dünyânın sıklet merkezinin Avrupa’dan çıkıp, Atlantik ötesine taşınması herhâlde Avrupa halklarının; en başta da derinden derine İngilizlerin pek de hoşuna gitmiş olduğu söylenemez. Üstelik ABD’yi kuranların Avrupa’da gelecek bulamayan, dışlanmış gruplar olduğunu bilmek nasıl bir histir acaba? Bunu düşündüklerinde içlerinden neler geçer? II. Genel Savaş sonrası doğan ABD hegemonyasının, Avrupa’nın burnunun sürtülmesiyle; boyunduruğa alınmasıyla çok bağlantılı olduğunu biliyoruz. Bu baskı, feodal ayırımlar hücrelerine kadar işlemiş Avrupalıları; en başta da statüsü îtibârıyla elyevm işgâl altında olan ve dünyâ işbölümünde ağır işçi olmaya mahkûm edilen Almanya’yı, “can düşmanı” Fransa ile anlaştırıp, birlikte AB’yi kurdurtacak kadar bunalttı. Yâni AB, ABD antipatisinin türevi olarak doğdu.
Avrupa, ABD’deki Avrupa’yı gördüğü nispette ABD’ye ısınır. Bu da ağırlıklı olarak Demokratlarla sınırlıdır. Avrupa “inceliklerinden” nasibini alamamış , kaba saba, yüzeysel Amerikalıların temsilcisi olan Cumhuriyetçiler geldiğinde tablo değişir. Evet, ulaştığı ölçeklerle ABD Avrupa’yı şaşırtmıştır şaşırtmasına; ama büyüleyebildiğini zannetmiyorum. İngilizler ABD ile, en başta konuştukları kaba İngilizceye inceden inceye dalga geçmeyi sürdüreceklerdir. Fransızlara ise, bildikleri hâlde İngilizce konuşturmak deveye hendek atlatmak kadar zordur.
Devam edelim: İki şehrini nükleer silâhlarla dümdüz ettikleri Japonya’da mı sevilecektir ABD? Güneydoğu Asya’da Vienam’da, Laos’da, Kamboçya’da mı sempati toplayacaktır? Milyonlarca siyâhın topraklarından, âilelerinden, geçmişlerinden koparıldığı, köle yapılıp alınıp satıldığı, bedava emek olarak insafsızca çalıştırıldığı, işkence edildiği, insandan bile sayılmadığı ABD sempatisi; bu insanların anavatanları olan Afrika’da mı filizlenecektir?
Boşuna ölçüp durmasınlar. ABD, dünyânın en yalnız gücüdür. Daha beteri bunun kompleksi bile yoktur kendisinde. Zâten, bütün pisliklerini teşhir etmeyi “açık toplum” ideali olarak vermeyi çok iyi başarıyorlar. Ama bunu karşılığında dünyâya hesap vermek yok. Bildiğini okumak, biraz da yalnızlığın yaptırdığı bir şey değil midir?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2021
29.04.2021
22.04.2021
4.06.2020
22.04.2019
4.02.2019
14.02.2019
11.02.2019
4.02.2019
28.01.2019