Vedat Bilgin
Batı sistemi bu coğrafyada sürekli krizler çıkararak bölge ülkelerine müdahale edecek kanalları açmayı neredeyse alışkanlık haline getirmiş bulunmaktadır. Coğrafyamızda yaşanan olaylara etraflıca bakıp analiz etmeye çalışılınca görülecektir ki Irak, Afganistan işgalleriyle başlayan süreç Suriye, Kuzey, Libya; Mısır, Tunus, Yemen gibi ülkelere yayılan bir istikrarsızlaştırma politikalarıyla bütün bölgeyi kuşatama amacına yönelmiştir. Katar’la, Suudi Arabistan’la, Ürdün’le ilgili yaşananların hepsi yeni krizler yaratmaya dönük aynı siyasetin yansımalarıdır.
“Burada Türkiye ve İran’ın ayrı yerlerinin, ayrı önemlerinin olduğu açıktır; çünkü bu coğrafyanın gerçek anlamıyla ‘kadim devletleri’ bu ülkelerde yaşamaktadır ki onların sarsılması bir şekilde zayıflatılarak müdahaleye açık hale getirilmeleri aslında bütün bölgenin ‘kilidini’ açarak Batı sisteminin bölgeyi ‘yeniden yapılandırma projesinin’ önünü de açmış olacaktır.”
ÖNCE İRAN SONRA TÜRKİYE Mİ?
İran’da yaşanan olaylara sadece ‘toplumsal muhalefetin’ sosyal ve ekonomik gerekçelerle sokağa taşması olarak bakmak, Batı’nın ‘Yeni Ortadoğu Projesi’ önünde İran’ın tavrını yok saymak, bir engel olduğunu inkâr etmek demektir. Unutmayalım ki İran Batı sisteminin dışında ‘İslam Devriminden’ sonra sadece ayakta kalmayı başarmış bir ülke değil, aynı zamanda nükleer teknoloji de dâhil birçok alanda gelişme kaydetmiş bir ülkedir. “Şunu açıkça görmek lazımdır ki Batı açısından öncelikli hedef bugün İran, yarın Türkiye’dir; hatta Türkiye’yi daha öncelikli hedef yapmalarına rağmen bunda başarılı olamadıkları için, öncelik sırasını değiştirdiklerini söylemek dahi mümkündür. İran’a saldırmanın Türkiye’yi yalnızlaştırmak Suriye, Irak’ın kuzeyi üzerinden yapılan kuşatmayı tamamlayıcı bir adım olduğunu gözden kaçırmamak gerekir.”
Hatırlayalım, Türkiye’ye yönelen terör eylemleri, bilhassa son birkaç yıldır PKK/PYD, DEAŞ ve FETÖ üzerinden yapılan saldırıların yoğunlaşması asla tesadüf değildir. Batı sistemi Türkiye’nin bu bölgedeki konumunun farklı olduğunun bilincindedir; son yıllarda bize karşı uygulamaya soktukları bütün de stabilizasyon pratikleri birer birer etkisiz kılınmakla kalınmamış, ‘bölgenin istikrarını tahkim edebilecek politikalar’ Türkiye eliyle bölgesel temelde yeniden inşa edilmiş bulunmaktadır.
“Bunun Batılı merkezlerde öfkeye sebep olduğunu söylemeyi fazla abartılı bulanlara sadece iki örneği hatırlatmak sanırım yeterli olacaktır. Bunlardan biri PKK/PYD’nin doğrudan NATO müttefikimiz tarafından silahlandırılması, diğeri daha önemlisi ise bir CIA-GLADYO örgütlenmesi olan FETÖ faşist cuntası vasıtasıyla askeri darbe girişiminin uygulamaya sokulmasıdır.”
MÜCADELE VE DEMOKRASİ
Türkiye bu iki girişimi mağlup ederken, FETÖ ihanetine bir taraftan, devlet-millet bütünleşmesiyle demokrasisini güçlendirerek cevap verirken, diğer taraftan da Soğuk Savaş ittifakıyla içeride yapılanmış unsurları temizleyerek, devlet kurumunun milli bir çizgide mücadele etme pratiğini güçlendirmiştir. Türkiye’nin PKK/PYD terör saldırılarıyla Suriye ve Irak üzerinden kuşatma girişimini püskürtülmesinde yaşananların önemi, şimdi daha iyi görülebilmektedir; devlet içine sızmış ihanet unsurlarının tasfiyesi terörle mücadeleyi etkinleştirmiştir.
Kısaca vurgulanması gerekir ki, İran’da meydana gelen olayların sosyal ve ekonomik boyutlarından, yönetimsel reformlarla ilgili taraflarından elbette bahsedilebilir fakat bunlar üzerinden İran’ın ‘bağımsızlığına ve egemenliğine’ yapılan saldırılar, bütünüyle bölgeye yapılan saldırılardır. Türkiye’ye yönelik saldırıların, bugüne kadar savuşturulmasında ‘devlet ve halk arasında bütünleşmeyi sağlayan demokratik reformların’, bizim tecrübemizin İran için de yol gösterici olması mümkündür. Şimdi, Türkiye-İran-Rusya ittifakının, başta Suriye olmak üzere bölgesel barıştaki önemini unutmadan, emperyalist saldırıları püskürtmek için dayanışmayı artırmanın zamanıdır.
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.03.2020
27.05.2019
20.05.2019
9.05.2019
6.05.2019
2.05.2019
30.04.2019
22.04.2019
18.04.2019
15.04.2019