Yıldıray OĞUR
Geçen hafta gazetelerde küçük ama ilginç bir haber çıktı. Haber son Yüksek Askeri Şura sonrası kadrosuzluk sebebiyle emekliye sevk edilen Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrulgazi Özkürkçü’nün altı yıldır birlikte çalıştığı gazetecilere gönderdiği veda mektubuydu. Haberi ilginç yapan bir veda mektubu göndermesi değildi, mektubun alışılmadık içeriği ve bunun haber yapılmasına izin vermesiydi. Darbe akşamı Genelkurmay Başkanlığı'nda gözleri ve elleri bağlanarak gözaltına alınan sonra sabaha kadar Akıncı Üssü'nde rehin tutulan ve burada darp edilen Özkürkçü’nün duyulmasını istediği veda mektubu klasik bir veda mektubuna göre fazlasıyla sitemkardı: "15 Temmuz hain darbe girişimi gecesi Genelkurmay Karargahı'nda asker elbisesi giyen şerefsizlerce derdest edildim, direndim, mücadele ettim, iki hainden şiddetli darplar aldım... Yerimi, makamımı kaybederim korkusuyla zinhar yalana, dolana başvurmadım. Komutanlarımdan azar işitme, bulunduğum makamı bile kaybetme pahasına hep gerçekleri söyledim. Yanlış veya eksik olduğunu değerlendirdiğim bir konuda komutanlarımın hoşuna gitsin diye, savundukları düşüncelere de 'Çok güzel, muhteşem, doğrudur' demedim. Bu çok uzun süreçte maruz kaldığım haksız ithamları, yalanları ve vefasızlıkları artık bir kenara koyarak son sözümü söylüyorum; devlet anamdır, babamdır, eşimdir, kızlarımdır, namusumdur."
Geçen yıl terfi almış olmasına rağmen, darbecilerin hedefi olmuş, iki dil bilen bir komutana neden kadro bulunamadığını bilmiyoruz. O gece Genelkurmay'da, Kara Kuvvetleri'nde ya da İstanbul'daki düğünde darbeciler tarafından sert biçimde gözaltına alınıp Akıncı Üssü'ne getirilmiş 23 üst düzey komutan içinde daha önce de istifa edenler, emekliye sevk edilenler olmuştu. EDOK Komutanı Orgeneral Kemal Başoğlu, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar mağduru oldukları darbenin hemen ardından üyesi oldukları YAŞ’a katılmadan istifa etmişlerdi (ya da ettirilmişlerdi). O gece kızının İstanbul'daki düğününde Hava Kuvvetleri Komutanı ve diğer komutanlarla birlikte derdest edilip Akıncı Üssü'ne getirilen Muharip Hava Kuvveti Komutanı Mehmet Şanver de darbeden bir süre istifa etmişti ama o diğerleri gibi sessiz kalmamış, gazetelere konuşmuş "Darbeden önce Fethullahçıların isimlerini Genelkurmay Başkanı'na anlatırken, Fethullahçı general de söylediklerimi not alıyordu... Genelkurmay'da bunları kim olduğunu bilmeyen yok ama darbeye kadar bunlara güvenmeye devam ettiler" demişti. O gece Genelkurmay'dan derdest edilerek Akıncı'ya götürülen birkaç üst düzey komutandan biri olan Genelkurmay İstihbarat Karşı Koyma ve Güvenlik Dairesi Başkanı Tuğgeneral Atilla Gökesaoğlu da darbeden sonra atanmayıp emekli edilenler arasında yer aldı. Gökesaoğlu, 2015 YAŞ'ından önce MİT'in Karargah'taki FETÖ'cü subaylarla ilgili hazırladığı raporu talep eden yazıyı yazan generaldi, ayrıca, Karargah'taki FETÖ'cü generallerle ilgili ihbar ve istihbaratları topladığı ve üst makamlarına bildirdiğiyle ilgili haberler çıkmıştı.
Kara Kuvvetleri Personel Daire Başkanı Tümgeneral Ömer Şevki Gençtürk de darbe gecesi Kara Kuvvetleri'nden derdest edilip Akıncı Üssü'ne götürülmüştü. Diğer komutanlıklarda FETÖ'nün eline geçmiş kritik bir koltukta oturan ama FETÖ'cülerin hedefindeki bir isim olması bile emekliye edilmesini engellemedi. Halbuki iddiananamede yer alan Zekai Aksakallı'nın ifadesine göre 2015'te "FETÖ'cü olarak bildiğimiz Kurmay Albay Fırat Alakuş ile Kurmay Albay Fatih Yarımbaş'ın Özel Kuvvetler Komutanlığı'na Grup Komutanı olarak atamaya çalıştıklarını, kendisinin buna engel olamadığını, Genelkurmay'ın planladığını söylediğini..." Aksakallı'ya söylemişti. Emekli edilen Ertuğrulgazi Özkürkçü’nün darbeden sonra savcıya verdiği ve Akıncı İddianamesi'ne giren ifadesi iddianameye göre Yurtta Sulh Konseyi'nin üç numaralı ismi olan Mehmet Dişli'nin darbedeki rolünü göstermesi açısından birinci elden bir tanıklıktı. Özkürkçü o gece "Mehmet Dişli'nin makam odasından çıkarak etrafı kontrol ettiğini, Mehmet Dişli'ye bir kişinin "Ne zaman tahliye edeceğiz?" diye sorduğunda Mehmet Dişli'nin "Şimdi değil talimat gelecek, haber gelecek bekleyin" dediğini aktarmış ve ifadesinde "darbe girişiminin Genelkurmay Başkanlığı yöneticisinin Tümgeneral Mehmet Dişli olduğunu" söylemişti. Bu iddianamede Mehmet Dişli aleyhine en net ifade. Dişli’nin aleyhine olan ikinci mağdur ifadesi Hulusi Akar’a ait.
İddianamede Dişli aleyhinde kullanılan 11 sanık ifadesinden ise ikisi darbedeki rolü hakkında net bir fikir veriyor. Onlardan biri olan Genelkurmay Başkanı Akar'ın yaveri Levent Türkkan'ın mahkemede ifadesini reddettiği için artık Dişli için tehlikeli değil. Fakat halen tutuklu olan Genelkurmay Plan Prensip Başkanı Salih Ulusoy'un "Mehmet Dişli'nin inanç olarak Fetullah Gülen grubuna kendini yakın hissettiği" ifadesini mahkemede tekrar edip etmeyeceğini göreceğiz. Ama ilginç olanı Dişli’nin FETÖ ilişkisinin darbeden tutuklu bir generalin dahi bilgisi dahilinde olan ve savcıya söylemekten çekinmediği bir bilgi olmasıydı. Mehmet Dişli, kariyerinin son 16 yılında Hulusi Akar’la birlikte çalışmış bir isim. Neredeyse her görev yerinde Akar’ı takip etmişti. Bu takip darbe günü de sürdü. Darbe gecesi saat 21.00'den 23.00 Genelkurmay'daki odasında, Genelkurmay'dan Akıncı Üssü'ne giden helikopterde, Akıncı Üssü'nde 9 saat boyunca tutulduğu yerde ve darbe sabahı Akıncı Üssü'nden başbakanlığa uçan helikopterde de Akar’la birlikteydi. Hatta iddianameye göre darbenin bastırılmasından sonra 16 Temmuz günü saat 15.30'a kadar da altı saat Başbakanlık'ta süren toplantılarda birlikteydiler.
Peki, Mehmet Dişli’nin darbeci olduğu ne zaman anlaşılmıştı ve gözaltına alınmıştı? Önce Hulusi Akar'ın 19 Temmuz 2016’da verdiği ifadeden hatırlayalım: "Akın Öztürk Paşa benim götürüleceğim anlaşılınca 'Komutanım ben de sizinle geleyim' diye söyledi. Ben pozisyonu itibarıyla ve gece boyunca şahsı ile yaşadığım izlenimler karşısında bunun uygun olmayacağını düşündüm ve 'Sen burada kal, kızının evi burada' dedim. Fakat sürekli ısrar ediyordu, onu üs binasında bırakıp çıktık. Araçla helikopter pistine gittik, orada pek çok helikopter vardı. Gelen giden, bir hareketlilik gözlemledim. Birisi bir helikopteri işaret etti ve onu çalıştırdılar. Fakat üsten kalkan helikopterlere ateş edilebileceğini birisi söyleyince Genelkurmay Başkanı'nın içerisinde olduğunun belirtilmesi gerekir gibi birşey söylendi. Hatta ben Mehmet Dişli'ye 'Sen de kal' dediğim hâlde bu hususu belirterek ben telefon ile irtibat kuracağım dedi. Helikopter hareket ederken telefon ile bu durumu bir yerlere iletti. Helikopter havada iken de bir yerler ile irtibat hâlindeydi. Sonuçta Çankaya Köşkü'ndeki Başbakanlığa iniş yaptık. Başbakanlık Müsteşarı bizi karşıladı. Ben ve peşimden Mehmet Dişli geldi. Açıkçası arkamdan gelenleri kontrol etmedim. Başbakanlık binasına girdik, bu şekilde ben de hürriyetime kavuştum. Müsteşar bey ile baş başa iken bana peşimden gelenin kim olduğunu sordu, ben yaşadığım olayları kısaca özetledim ve Mehmet Dişli'nin gözaltına alınmasının uygun olacağını değerlendirdim. Zaten bilahare gözaltı işlemi yapıldığını öğrendim..."
Ve Mehmet Dişli'nin 25 Aralık 2016’da verdiği ikinci ifadesi: "Bu arada Başbakan'ın Özel Kalem Müdürü Murat Albay aradı, durumu sordu 'Pistteyiz, hazırlık yapıyoruz' dedim. Bu arada havada uçaklar görüldü. Bir yerlere ateş ettiler, piste doğru, ben tekrar Murat Albay'ı aradım. 'Biz pistin ucundayız, birazdan havalanacağız, bu uçakların ikaz edilmesi lazım' dedim. Murat Albay bana 'Komutanım merak etmeyin ben Emekli Havacı Albayım, bizim Eskişehir'le bağlantımız var, güvenli, çıkabilirsiniz' dedi. Pilotlara Karargâh'a geçiyoruz dedim. Bir süre sonra Murat Albay tekrar aradı, Sayın Başbakan Karargâh'a değil Çankaya'ya geçmemizi, kendisinin de oraya geçeceğini iletti. Komutan'a arz ettim, pilotları ikaz ettim. Pilotlar son kontrolleri yaparken, Komutan helikopterin içerisinde bitkin bir vaziyette oturuyordu. Kafasını bana doğru çevirdi. 'Sağ ol evlat' dedi. Bir süre sonra 'Hazırlık yaptın mı ne diyeceğiz' dedi. Ben de 'Komutanım ne olduysa anlatacağız, başından beri birlikteyiz, aslında ben sizin için buradayım, sizin çağırdığınızı söylediler, Karargâh'a geldim, biraz daha geçseydi düğüne gitmiş olacaktım, o kartlarda yazılanları size iletmemi istediler, gerisi malum sizin önünüzde oldu her şey' dedim. Komutan kafasını salladı. O sırada helikopterler çalıştığı için bir daha konuşamadık. Biz 1 helikopter istemiştik, ancak 2 helikopter hareket etti, diğeri boştu, kimse binmedi. Saat 08.30 sularında Köşk'e indik. Köşk'te bizi Sayın Türkeş karşıladı. Daha sonra MSB Bakanı, ME Bakanı, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı, MİT Müsteşarı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı karşıladı, Türkeş'in odasına girdiğimizde yer darlığı ile Bakanlar ve Komutanlar içeride kaldı, biz yan tarafa Özel Kalem'in olduğu yere geçtik. Bu esnada ben Karargâh'ı aramayı sürdürdüm. Akıncı'da kalan Akın Paşa ve Kubilay Paşa ile irtibatı sürdürdüm. Akın Paşa oradan hareket ederken helikopteri vuruldu, yaralandı, beni aradı, ateşin kesilmesi için Komutanın ve ilgili Bakanların emri ile Eskişehir'i aradım. Uzun süre onlarla görüştüm. Bu şekilde saat 15.30'a kadar oradaki kriz masasında görev yaptım. Buna başta Sayın Başbakanımız olmak üzere hepsi şahittir. Daha sonra ben yine Başbakanlık katında iken 2 polis memuru gelip sizin de bilginize başvurmamız lazım dediler. Bu sırada ben ağabeyim olan Şaban Dişli'ye bütün gece yaşananları özetliyordum. Ayrı bir odaya geçtik, orada bana Başbakan'ın korumaları tutanakta özet olarak Başbakan'ın Özel Kalem Müdürü Albay Murat'ın ifadesine göre benim Sayın Genelkurmay Başkanı'na kelepçe taktığım ve Albay Murat'ın bu nedenle şikayetçi olduğu belirtilmekte, ben bu ifade yanlış, Albay Murat'ın böyle bir konuyu bilmesi mümkün değil, olay mahallinde yoktu. Tam tersi Komutan'a kelepçe takılmaya ben mani oldum dedim ve bu tutanağı imzalamadım. Siz bilirsiniz dediler, oradan çıkıp Köşk'ün yanında bekleyen sivil polislere beni teslim ettiler. Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Yabancılar şubesine 16/07/2016 günü saat 16.30 sularında getirildim. Orada üzerimdeki külot ve atlet hariç her şey çıkarıldı ve ters kelepçeli olarak nezarete atıldım. 18/07/2016 günü Mahkemeye çıkarıldım ve 19/07/2016 günü saat 02.00 sıralarında Sincan Cezaevi'ne teslim edildim..."
Bu ifadelere ve iddianameye göre Dişli, 16 Temmuz günü 15.30'dan sonra Çankaya'daki Başbakanlık binasında gözaltına alındı. Fakat nedense bütün Türkiye'nin inişini canlı olarak izlediği helikopterden Akar'ın arkasından çıkan Dişli'nin o gün Çankaya'da gözaltına alındığı gibi büyük bir haber 16 Temmuz günü hiçbir yerde duyulmadı. Dişli'nin gözaltına alındığı haberi ancak ertesi gün yani 17 Temmuz günü akşam saatlerinde ajanslara düştü. O halde şu soruyu sorabiliriz: Dişli ne zaman ve nerede gözaltına alınmıştı? İşte Akıncı İddianamesi'nde Akar ve Dişli'nin ifadesiyle çelişen bir başka ifade var. İfadenin sahibi de Korgeneral Zekai Aksakallı: "16 Temmuz 2016'da Genelkurmay Başkanı'nın kendisini aradığını, kendisinin Çankaya Başbakanlık Köşkü'nde olduğunu söylediğini ve yanına çağırdığını, sonrasında Çankaya Köşkü'ne giderek Genelkurmay Başkanı'nı oradan aldıklarını, konut bölgesine geldiklerini, oraya Kuvvet Komutanlarının da geldiğini, orada Tümgeneral Mehmet Dişli'nin olmadığını fark ettiğini, Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç’i arayarak Mehmet Dişli'nin yakalanmasını konuştuklarını..."
Bu ifadeye göre Dişli 16 Temmuz günü akşam saatlerine kadar henüz gözaltına değildi. Daha zayıf ihtimal Ankara'daki o gün darbecilerin gözaltılarını yapan Özel Kuvvetler ve Emniyet'in başındaki isimler Dişli’nin gözaltına alındığından haberdar değildi. Ayrıca basın da bunu duymamıştı. Resmi tutuklanma tarihi ise 18 Temmuz. Yani Akar'ın 19 Temmuz’daki Dişli aleyhindeki ifadesi, tutuklanmasından sonra verilmiş. Dişli'nin ikinci ifadesi ise 6 ay sonrasında, muhtemelen bütün ifadeleri okumuş olabileceği bir tarihe ait. Herhangi bir itirafta bulunmamasına rağmen, kendini savunmak için neden ikinci kez ifade verdiği sorusu da cevapsız. İddianameden çıkan bilgiler bu kadar. Bu iddianameyi yazan savcının da- ki darbe gecesi televizyonlara bağlanıp darbecilerin gözaltına alınacağını söylemişti- bir süre sonra bu davadan alındığını ekleyelim. Geçen yazının sonundaki sorulara cevap için artık bir tahminde bulunabiliriz: Belki de Cumhurbaşkanı'nın "karargahın talebiyle" olduğunu söylediği son tayinler, darbe öncesi ve darbe günü Genelkurmay'da yaşananlarla ilgili hikayenin tektipleştirilmesi için atılmış adımlardan biridir.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları



























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025