Yüksel TAŞKIN
Bazı CHP’liler, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kürtlerin Erdoğan’a oy verme ihtimaline sert tepki gösteriyor. Bunun, “Türk tipi başkanlık” arayışına destek anlamına geleceği eleştirisinde bulunuyorlar. Kürtlerin CHP’ye kulak vermeleri için, bu partinin Kürt meselesindeki mevcut duruşunu aşabileceğini göstermesi gerek.
Kürtlerin, silahların yeniden konuştuğu bir Türkiye’ye tahammülleri yok. AKP karşısında muhtemel bir CHP, MHP ve Cemaat ittifakından haklı olarak korkuyorlar. CHP’nin böyle bir statükocu cepheye meyletmesi durumunda, uzun vadede en net kaybeden olacağı ve partiye oy veren geniş kesimlerin özgürlüklerinin de tehlikeye gireceği açıktır.
Devlet’ten tamamen düşmüş bir CHP’nin, Devlet içinde belirli ağırlıkları olan bu kesimlerle ittifakı, siyasi intiharı anlamına gelir. Bu ittifakın dili, ancak muhafazakâr cumhuriyetçilik olabilir ki, buradan çıkış olmadığı, Baykal’lı fetret döneminde net biçimde ortaya çıktı. Denenmişi denemekte fayda yok.
CHP’nin kısa ve uzun vadeli çıkarları, sivil siyaset alanında konumlanmasında ve Kürt sorununun anayasal zeminde ve TBMM iradesiyle çözümünde yatmaktadır. Gezi direnişinde aktifleşen ve çoğunluğu CHP’ye oy veren dinamik kesim de, sivil ve demokratik bir CHP’nin en önemli itici gücü olmaya adaydır. Artık risk alma zamanıdır.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken Erdoğan’ın Kürt meselesinin çözümü konusunda net bir çerçeve çizmeyeceği, “ileride güzel şeyler olabilir” demeye devam edeceği açıktır. Bu durumda CHP, farklı kesimlerin katılımıyla bir Kürt kurultayı düzenleyebilir. Buradaki sunumlardan Kürt meselesinin anayasal çerçevede nasıl çözüleceğine dair bir öneri paketi hazırlayabilir.
CHP, kısa süre önce bir demokrasi bildirgesini kamuoyuna duyurmuş, yeterince yaygınlaşmasını ve tartışılmasını sağlayamamıştı. Bu bildirgede, seçim barajının yüzde 3’e düşürülmesi, Nevruz’un resmî bayram ilan edilmesi gibi maddeler vardı. Bu bildirge, tek başına yeterli olmamakla beraber, daha somut öneriler için bir başlangıç oluşturabilir.
Bu konuda en büyük tereddütlerden birisinin anadilde eğitim konusu olduğu görülüyor. CHP’de anadilde eğitim konusuna daha özgürlükçü yaklaşan vekillerle “anadilde öğrenim” diyerek muğlâk bir yerde duranlar arasında bir mücadele var. Hayat, belirsizlik ve bu belirsizliğin soyut laf oyunları ardında gizlenmesini kaldırmıyor. Fiilen özel okullar ve seçmeli Kürtçe dersleriyle aşılmış bir meselede, net bir tutum alamamak, Kürtlere, “siz fiili durum yaratmaya veya AKP’den minik reformlar beklemeye devam edin” demektir.
Oysa CHP’den beklenen, anadil meselesinde ve daha makro düzeyde öneriler sunarak gündem oluşturmak ve AKP’nin fırsatçı sessizliğini köşeye sıkıştırmaktır. AB’nin Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı çekincesiz destekleyen CHP’nin, bu belgeyi çekinceler koyarak kabul edebilen AKP’ye oranla bazı avantajları da olabilir.
Unutulmaması gereken bir husus, klasik üniter yapı ve federal yapı arasında çok sayıda ara istasyon bulunduğu ve asıl meselenin yerinden demokratik yönetimin hayata geçirilmesi olduğudur. Böylesi bir reform tüm Türkiye’ye su ve ekmek gibi lazımdır. “Türk tipi başkanlık” sevdasına yansıyan aşırı merkeziyetçi zihniyetin kırılması ancak yerele güç vermekle mümkün olabilir.
Bu konularda net mesajlar verebilen bir parti, cumhurbaşkanlığı seçiminde sadece Kürtlerden değil, her kesimden oy isteyebilir. Siyaset, “Ben burada durayım, siz bana gelin” anlayışını kaldırmıyor artık.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.04.2024
15.12.2019
26.07.2019
18.12.2017
27.09.2017
19.09.2017
10.08.2017
27.07.2017
10.07.2017
26.06.2017