Zeki ALPTEKİN
Bir önceki çalışmamızda sektörler bazında örneklemeye çalıştığımız “küresel üretim zincirlerinin” (GVC/Global Value Chain) kurulmasında inisiyatif alan aktörler, sürecin taşıyıcı güçleri genellikle Batı’nın transnasyonal küresel şirketleri! Bunun böyle olması da eşyanın tabiatına uygun, zira böylesi zincirleri vücuda getirmek, oldukça büyük finansal hamleleri gerekli kılıyor. Bu şirketlerin önemli bölümü de gelişmiş endüstri ülkelerinde bulunuyor; TOP 100’deki transnasyonal şirketlerin çoğu Britanya ve ABD kökenli. Gelişmekte olan ülkelerden neşet eden transnasyonal şirketlerin sayısı görece az, ama giderek yükselme trendi gösteriyor. Aşağıdaki tablo bu konuda fikir veriyor:

GVC’lerin 70’li yıllar itibarıyla ortaya çıkışından beri transnasyonal şirketler aktivitelerini artan bir şekilde, Ar-Ge, Dizayn ve Pazarlama gibi (katma değerin yüksek olduğu) temel yetkinlik alanlarında yoğunlaştırdılar. Önceleri kendi temel faaliyetleri içinde yer alan üretim ve giderek de lojistik gibi alanları zamanla, kendileri için uygun maliyet alanlarını ifade eden ülkelere, bölgelere aktardılar. Bu, başlangıçta ilgili bölgelerde doğrudan yatırımlar (FDI/Foreign Direct Investment) yolu ile olurken, daha sonraları Outsourcing yolu ile bağımsız üreticilere, piyasa aktörlerine vermek şeklinde oldu. Bununla transnasyonal şirketlerin dünya ekonomisindeki rolü de değişmiş oluyordu: Artık küresel üreticiler fonksiyonundan GVC’lerin küresel koordinatörleri, karar vericileri konumuna yükseldiler.1) Misal olarak ABD çıkışlı Apple şirketi böylesi bir kuruluştur. Apple gibi AMD ve Qualcomm gibi teknoloji şirketleri ‘fabrikasız firmalar’ olarak anılırlar.
Transnasyonal şirketler genelde piyasaya görece hakim güçlerdir ve bu durum, bu şirketler ile tedarikçileri arasındaki eşitsiz güçler “dengesi”nin kaynağıdır. Tedarikçiler, transnasyonal şirketlere bağımlı olmaları nedeniyle onlar karşısında oldukça zayıf konumdadırlar. Bu nedenle bu şirketler GVC’lerinde bu durumu kullanıp tedarikçiler arasındaki rekabeti keskinleştirerek buradan kendileri için belli maliyet avantajları elde etmeye çalışırlar. Ancak buna karşılık, göreceli büyük ve küresel çapta faaliyet gösteren tedarikçilerin giderek daha fazla piyasa gücüne kavuştukları trendi gözlemlenmektedir. Kimi transnasyonal şirketler ise buna karşılık kendi tedarik zincirlerini rasyonalize etmeye ve giderek daha az büyük tedarikçileri buralara dahil etmeye çalışmaktadır.2)
Geçen incelememizde “Tarihçe” başlığı altında GVC’lerin nasıl geliştiğinden, bunlarla birlikte gelişmekte olan ülkeler kategorisinin nasıl ortaya çıktığından, bu sürecin Güney Kore, Hong Kong gibi kimi ülkeleri nasıl gelişmiş ülkeler konumuna yükselttiğinden kısaca söz etmiştik. İlgili ülkeler açısından GVC’lerde yer almanın en belirgin göstergesi, söz konusu ülkelerde -normal şartlar altında- belli bir ekonomik büyümenin, gelişmede yeni bir ivmelenmenin olmasıdır. Örnek olarak;
iPhone 6’nın Tayvan elektronik endüstrisinin cirosunda 27 milyar dolarlık bir artış ile üretimini yüzde 8,6 civarında yükselttiğini, Japonya’da elektronik malzeme ihracının bu nedenle yüzde 5 arttığını, bu bağlamda yaklaşık 1,2 milyar dolar civarında makine ve alet jenere edildiğini belirtelim.3) Yani ekonomide yeni olguların, yeni sektörlerin -göreceli ekonomik doygunluğa rağmen- yine de ekstansif (genişleyici, yaygınlaşan) gelişmeler yarattığını bu örnek ile tespit etmiş olalım. Bu ekstansif sürecin gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkeler bazında (yetersiz sermaye birikiminden dolayı) daha belirgin olarak ortaya çıkması da anlaşılır oluyor. Pratikte ortaya çıkan gerçek, GVC’lere eklemlenen ülkelerin daha fazla büyüme oranlarını yakaladığıdır.4)
Uluslararası İşbölümünün Yeniden İnşası
GVC’lerin başlangıcındaki ana motif olan, kapitalizmin eşitsiz gelişmesinin yarattığı ücret maliyetleri farkının endüstriyel üretimin belli, özellikle de emek-yoğun basamaklarının sınırlarötesi bölgelere aktarılması, özellikle makine, otomotiv ve elektronik sektörlerinde GVC’ler vasıtasıyla sermayenin gittiği bölgelerde teknolojiye ulaşımı kolaylaştırdı. Öyle ki bu bölgelerdeki az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, kendileri bizatihi maliyeti yüksek GVC’ler kurmak zorunda kalmadan, yalnızca bunlara eklemlenerek ekonomik transformasyon, yükselme sürecine girdiler. Bu ülkeler söz konusu süreçte giderek, montaj ya da basit komponentler üretmeyi de aşıp teknik olarak daha kompleks ve iddialı metalar üreterek, belli konularda teknik olarak uzmanlaşarak böylesi zincirlerde yaratılan katma değerlerden daha fazla pay aldılar, ekonomik refahlarını artırdılar. Bu bakımdan uluslararası işbölümü bu temelde yeniden inşa edildi. Bölgelerarası, ülkelerarası teknolojik farkların bir yanı ile aşınmasının, gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelere ekonomik açıdan yakınlaşmasının, bunların içinden gelişmişler kategorisine olan sıçramaların dayandığı zemin budur; küresel üretimin “made in one country”den “made in the world”a, “trade in goods”dan “trade in tasks”a evrilmesinin altında yatan diyalektik de budur.
GVC’lerde (başlangıcında) Dizayn, Ar-Ge (Upstream faaliyetleri) ve Pazarlama, Satış, Dağıtım (Downstream faaliyetleri) genellikle en fazla katma değer yaratan departmanlardır ve bunlar -işbölümü gereği- genelde GVC’lerin kurucu firmalarının ülkelerinde olurlar. Mesela iPhone’un yaratıcısı Apple’ın merkezi Silikon Vadisi’nde, ABD’nin Kaliforniya’sındadır. Daha az katma değer yaratan maddi üretimin önemli (emek-yoğun ve fazla kalifikasyon gerektirmeyen montaj) bölümü ise özellikle gelişmekte olan ülkelerdedir. Ancak üretim zincirlerindeki bu klasik işbölümü de yerine göre değişmekte, ilgili şirketlerin, ülkelerin ya da bölgelerin teknoloji ve bilgiye ulaşım ile belli konularda uzmanlaşarak zincirlerde “yükselmesi” mümkün olabilmektedir. Böylesi yükseliş, daha fazla katma değerlerin yaratıldığı zincirlerdeki segmentlere giriş ile olanaklı olup, burada öncelikle söz konusu olan, ürün ya da üretim süreçlerinin iyileştirilmesi değil, üretim zincirlerindeki fonksiyonel pozisyonun değişmesidir. Bu ise, bilinen rasyonelleşme zorunluluğu ile üretim süreçlerinin daha da “ayrıştırılması”, daha da küçülen “nişler”e parçalanması ve buralarda uzmanlaşmanın gerekli olması suretiyle gerçekleşmektedir. Başlangıçta montaj faaliyetleri sınırlı olan zincirlere katılım, teknoloji ve bilgiye ulaşım ile, yerine göre Ar-Ge ve Dizayn departmanlarını da kapsayacak şekilde gelişmektedir.5)
Özetle üretim sürecinin giderek daha da ufak parçalara ayrıştırılması, Ar-Ge ve inovasyon departmanlarına kadar ulaşabiliyor; pratikte bunun görünümü ise üretim zincirlerinin sürükleyicisi olan transnasyonal şirketlerin giderek daha fazlasının, bu departmanlarını “yurt dışı”na aktarması şeklinde oluyor. Bu noktadaki uluslararasılaşma iki ana motiften ileri geliyor: Birincisi ürünleri ve üretim süreçlerini ilgili ülkelere ve dış pazarlara uyarlamak ve bununla hedef pazarlara yakın olmak; ikincisi ise buralarda, yani “dışarda” olan “uygun” Ar-Ge kaynaklarını kullanmak!6) Tüm bunlar, gelişmekte olan ülkelerin GVC’lerde yaratılan değerlerden daha fazla pay almasını, teknolojik olarak yetkinleşmesini, böylelikle küresel rekabet koşullarında konumlarını iyileştirmelerini beraberinde getiriyor. Alın size bir kapitalin survivor hikâyesi daha ve bunun -belki de “gelişmiş ulus-devletler” tarafından arzu edilmeyecek- doğurduğu sonuçlar!..
Bu sonuçlardan en önemlisi, sürecin gelişmekte olan ülkeler grubunu, gelişmiş endüstri ülkelerine kıyasla daha düşük derecede küreselleşme sürecinde yer almalarına rağmen (ki bu konuyu ilerde etraflıca ele alıyoruz) somut, elle tutulur bir şekilde ortaya çıkarmasıdır. Öyle ki bu beraberinde, bunların dünya ticaretinde neredeyse eşit pay alabilmesi, önceleri gelişmiş ülkeler arasında hareket ettirilen doğrudan yatırımların (FDI) yönünün ağırlıklı olarak gelişmekte olan ülkelere kayması ve hatta buralardan dünyanın başka bölgelerine bile doğrudan yatırım sermayesi ihracının dikkat edici boyutlara ulaşması, böylece belli sektörler itibarıyla (ki buna kimi kilit sektörler de dahildir) iki ülke grubu arasındaki teknolojik farkların genelde birbirine yaklaşması, bu bağlamda kapitalizmin eşitsiz gelişmesinin yerine göre adeta relatifleşmesi sonucunu getirdi. Çelişkili gibi görünen böylesi bir süreçte bu nasıl mı mümkün oldu?
Konuya ilişkin olarak UNCTAD’ın yaptıgˆı ilginç gözlemler ve analizlere göre “go¨receli yu¨ksek yabancı yatırımlar”ın yapıldıgˆı u¨lkeler (yani “gelis¸mekte olan u¨lkeler”) u¨c¸ ac¸ıdan dikkati c¸ekiyor:7)
Birincisi, bu u¨lkelerin ihrac¸ mallarında go¨receli yu¨ksek oranlarda “yabancı degˆer katkısı” bulunuyor. İkincisi, so¨z konusu u¨lkeler GVC’lere daha fazla entegre olmus¸ durumda. Bugu¨n du¨nya ticaretinin yarısını olus¸turan parc¸a-komponent ticaretinin do¨rtte biri Gu¨ney U¨lkeleri (C¸in, Tayvan, Güney Kore, Hindistan ve Filipinler) tarafından gerc¸ekles¸tiriliyor.8) Üçüncüsü, bu u¨lkelerin dıs¸ ticareti (u¨lke ic¸inde yaratılan degˆerle o¨lc¸u¨ldu¨gˆu¨nde) GSYİH’ya oldukc¸a bu¨yu¨k katkı sagˆlıyor.
Sermaye; Teknoloji, Bilgi ve Bilim ile Birlikte Geliyor
Yukardaki u¨c¸ tespit, u¨lkelerin uluslararası is¸bo¨lu¨mu¨nde ne denli derin bir s¸ekilde birbirlerine bagˆlandıgˆını go¨steriyor. Bunun, ekonomide “gelis¸me teorisine” go¨re ancak yu¨kselen “kis¸i bas¸ına gelir” ile olanaklı oldugˆunu belirtelim. Otomotiv sekto¨ru¨nde de go¨rdu¨gˆu¨mu¨z gibi eski deyim ile “yabancı sermaye ihracı” ya da “küresel doğrudan yatırımlar” ile gelen artık sadece sermaye degˆil; sermaye ile birlikte, teknoloji ve buna ilis¸kin bilgi ve bilim de geliyor! Gelen sermaye maddi u¨retim alanlarında 21’inci yüzyılın yeni tip u¨retim s¸eklini, küresel zincirleri kuruyor, u¨retimi küreselleştiriyor. I·s¸te, 19 ve o¨zellikle 20’nci yu¨zyılın ilk yarısındaki “yabancı yatırımlar” ile aradaki fark da tam da bu noktada ortaya çıkıyor.
Gelis¸mekte olan u¨lkelerin gelişmiş merkez ülkeler ile aralarındaki teknolojik farkları giderek azaltan diyalektik de bu noktada saklı. Hayatta kalabilmek ic¸in ka^rın giderek maksimize edilmesi zorunlulugˆunun kapitalizmi getirdigˆi as¸ama, her s¸eye ragˆmen u¨retici gu¨c¸leri gelis¸tirme oluyor.
Sekto¨rde olus¸an GVC’ler, ilgili bo¨lgelere kac¸ınılmaz olarak teknoloji ihracını ve oralarda teknolojilerin gelis¸tirilmesini de beraberinde getiriyor; u¨retici gu¨c¸lerin gelis¸mesi, makroekonomik olarak bo¨lgeler arası teknolojik farklılıkların as¸ınması su¨recini hızlandırıyor. Bir kere gelen teknoloji, artık sır olmaktan c¸ıkıyor, gittigˆi yerin “malı” oluyor. Çin’de ortaya çıkan Huawei markasını kalite ve teknoloji açısından iPhone ya da Samsung’dan pek de farklı yapmayan işte bu süreç oluyor. Otomotiv ve akıllı telefon (smartphone) sektöründeki GVC örneklerinde gördüğümüz üzere; gelis¸mekte olan ülkeler, artık 20’nci yu¨zyılın bu¨yu¨k oranda montaj faaliyetine dayanan, gelis¸mis¸ u¨lkelerin ek, “uzatılmıs¸ fabrika tezgâhı” olmaktan c¸ıkıyor; inovasyon kaynakları olarak GVC’lerde, “kars¸ılıklı bagˆımlılık” zemininde “global fabrikalar” olarak yerlerini alıyorlar. Bütün bunlar, her iki ülke grubunun teknolojik olarak birbirine yaklaşmasının zeminini oluşturuyor.
Farklılaşma ve Rekabet
Toparlayacak olursak; eski tipte sınırları as¸an sermaye hareketlerinin yanı sıra gu¨nu¨mu¨ze o¨zgu¨, bo¨lgelerarası teknolojik farkların as¸ınması, eşitsiz gelişmenin go¨receles¸mesi ya da yerine go¨re hemen hemen ortadan kalkması olgusu sermaye hareketlerini sınırlamıyor, tam tersine onları daha da hareketlendiriyor. Zira gelis¸me, farkların ortadan kalkma trendine ragˆmen kısa momentlerle de olsa belli segmentlerde bir uzmanlas¸ma, teknolojik inovasyonlarla biraz ve belli su¨re itibarıyla bir adım ileride olma (kendine o¨zgu¨ farklılıklar yaratarak pazarda artı-pay kapma) s¸eklinde “go¨receli es¸itsizlikleri” de ic¸inde barındırıyor. Bo¨ylece olus¸an go¨receli kısa su¨reli farklılıklar, farkı kapatmak ic¸in yeni bir yarıs¸ın nedeni oluyor. Rekabet sonunda farklar as¸ılıyor, es¸itleniyor, kısa su¨reli farkları yaratmak u¨zere pes¸i sıra devreye giren yeni inovasyonlar ile tekrar rekabetin yolu ac¸ılıyor:
Mesela Samsung-iPhone ya da digˆerlerinin yarıs¸masında oldugˆu gibi! Son tahlilde hepsi de teknolojik olarak birbirlerine c¸ok yakın u¨ru¨nler. Birdenbire ileri bir teknolojik inovasyonla o¨ne fırlayan, kısa bir su¨re sonra tekrar yakalanıyor, farklar kapanıyor; sonra yeniden serbest rekabetle kozlar paylas¸ılıyor, yeniden “barıs¸”, yani eşitlenme ve sonradan gelen yarıs¸ ile, önceden kurulan dengenin yeniden bozulması; bu bo¨yle devam ediyor! Sermaye bu s¸artlar altında “ihrac¸” ediliyor, bo¨lgeler arasında gidip geliyor. Global s¸artlarda kapitalizm, kendi koydugˆu kuralları bo¨yle relative ediyor.
Gelecek çalışmamızda olguyu ülkeler bazında, bu konuda en iyi ve en ilginç örneği oluşturan Çin’in pratiğinde ele alacağız.
_
1) UNCTAD, Trade and Development Report 2016
2) A. g. y.
3) J. Scherk B. Sc., M. G Pöchhacker-Tröscher, K. Wagnert B. Sc., Global Value Chains, s. 52
4) A. g. y., s. 8
5) A. g. y., s. 25-26
6) A. g. y., s. 27
7) UNCTAD (2013), Global Value Chains and Development, Investment and Value Added in the Global Economy
8) WTO 2014: Annual Report. Trade and Development: Recent Trends and Role of the WTO, Geneva
https://www.perspektif.online/kuresel-uretim-zincirleri-ve-gelismekte-olan-ulkeler/
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları














































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.08.2025
13.04.2025
25.02.2025
4.02.2025
22.12.2024
1.07.2024
12.05.2024
15.04.2024
3.02.2024
24.11.2023