Ahmet TAŞGETİREN
Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nu kutluyorum. Bir süredir, tepki görme ve bulunduğu camia ile arasına mesafe koyma pahasına bile olsa sağlıklı duruş sergiliyor.
Benim ısrarla “sözümona” tanımlamasıyla andığım akademisyen bildirisine tepki verdi. Şöyle dedi:
“Kanlı terör örgütü PKK’ya bir cümlecik dahi aleyhte konuşmadan sürekli ama sürekli Türkiye Cumhuriyeti’ne söz söyleyenleri mütareke döneminin işgal altındaki sözde aydınlarının kalıntıları olarak niteliyorum.”
Mersin’de düzenlenen meslek içi eğitim toplantısında ise “Tayyip Erdoğan seninle gurur duyuyor” sloganlarıyla alkışlı protestolar karşısında kürsüye çıktı ve şöyle dedi:
“Terör örgütüne, ‘Neden 3 yıl boyunca hendek kazdın, keskin nişancı eğitimleri verdin, asfaltların altına bombaları hangi barışçıl amaçla döşedin’ diye sorgulamadan, varsa yoksa ‘Devlet suçludur’ dendiğinde, kusura bakmayın ben de şunu söylüyorum: Bu devlet yıkılırsa, hepimiz ve demokrasimiz devletin altında kalırız. PKK’ya terör örgütü dedim, bu kanlı savaşın bir numaralı sorumlusu ilan ettim diye ben baskıcı faşist, anti-demokrat mı oluyorum? Hepimizin burada tuzu kuru, yarın bu tuzların kuruluğunu ararız. ....devletin karşısında bilinen en kanlı terör örgütünü bir özgürlük ve sevgi yumağı olarak göstermek isteyenlere vereceğim cevap ‘Hadi oradan sen de’ olur.”
Hiç şüphesiz Feyzioğlu doğru yerde duruyor ve bu duruşu, belki kendisini Barolar Birliği Başkanlığına da getirmiş olan ama bugün Türkiye’nin akış seyri içinde düşünce çizgisi itibariyle farklılaşmış bir grubun önünde yapıyor.
Bu farklılaşmayı da önemsemek gerekiyor.
Farklılaşmanın sol içinde bir “millilik farklılaşması” olduğunu söylemek de yanlış olmaz.
Feyzioğlu’nun CHP ile bağlantısı biliniyor. CHP ise kendisini solda tanımlayan bir siyasi yapı. Muhtemel ki Barolar Birliği bünyesinde hem CHP’li hem kendini solda tanımlayan epeyce kalabalık bir topluluk vardır ve onlar da Feyzioğlu ile uzun süre birlikte yürümüşlerdir.
Şimdi nereye gelmiş olduk?
Solun “Anti - Erdoğan, anti - AKP” sloganı etrafında Selahattin Demirtaş’ın arkasına dizildiği ve HDP’ye yüzde 13 oy ile 80 milletvekilinin kazandırıldığı günleri yaşadık.
O dönemde bile Demirtaş CHP tabanı sola “Türkiyelilik oltası” sundu.
Bizde sol kendisini “çok derin siyasi bilinç sahibi” zanneder. Ama birileri çıkıp ortaya bir sevimli olta attı mı, gider boğazını o oltaya saplar.
“Türkiyelilik oltası” Selahattin Demirtaş Washington’a, Brüksel’e gidip gelirken hangi uluslararası mahfellerde pişti, bunları sol okudu mu bilinmez ama 7 Haziran’da gazetelerde anlı şanlı yorumlara imza atan pek çok ünvanlı solcunun, gırtlağını o oltaya sapladığı açıktır.
Feyzioğlu’nun ana mekanı olan ve hani her şeyini kaybetse 6 Ok’tan biri olan “ulusalcılığı”nı kaybetmeyeceği sanılan CHP’de bile, söylemi HDP ağzına göre yamulanlar çok oldu ve halen var.
Şu “sözümona” akademisyenler içinde Feyzioğlu’nun çok sade mantığını idrak edemeyecek onca imza bulunması ne kadar gariptir!
Feyzioğlu’nun çizgisi, -ne kadar netleştiği ayrıca değerlendirilebilir- bana göre öncelikle CHP’de ama daha genel anlamda solda bir “millilik ayrışması”nın işaretidir.
Kuşkusuz geç kalmış bir ayrışmadır.
Bunda “İslam’a mesafeli” olmanın etkisi vardır. O da çok sorunlu bir durumdur. Sırtını milli mücadeleye dayadığını iddia eden bir CHP’nin “İslam’la mesafeli olması” kadar abes bir durum olamaz.
Millilik ile İslam da Türkiye’de birbirinden asla ayrıştırılamaz iki aidiyettir.
Şu anda CHP’nin önemli bir kesiminin Ortadoğu’da oynanan Rus - Batı oyununa bakarak, onların İslam toplumlarını ayrıştırma politikasına bakarak, Kürtler üzerinde oynanan oyunlara bakarak, reel politikayı bir kenara bırakmama özeni saklı kalmak şartıyla, en azından “milli bir duruş” hassasiyetine yönelmesi kaçınılmazdır.
Orada diyelim Tayyip Erdoğan’a, Davutoğlu’na eleştiriler yöneltilebilir ama ülke ve millet önceliği itibariyle onlarla gönül birlikteliği içinde olmamaları mümkün değildir.
Feyzioğlu’nun “Devlet yıkılırsa hepimiz altında kalırız” sözü, bence bu ülke ve millet önceliğinde buluşuyor olduğunun ifadesidir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025