Ahmet TAŞGETİREN
Bu üç kelime, şu an Ak parti Genelbaşkan Vekili statüsünde bulunan Numan Kurtulmuş’a ait.
Milliyet’ten Abdullah Karakuş’a tam bir sayfalık mülakat vermiş, orada “Yeni Türkiye” adına “dünyaya mesaj” bağlamında kullanıyor bu üç kelimeyi.
Ona göre “Sürekli devinim halinde bulunan dünya dengesinde giderek güçlenen yeni bir Türkiye var.”
Numan Bey üç şey istiyor Allah’tan: Güç, İmkan, Mühlet.
Sonra “Türkiye’ye karşı, ekonomisinden, S-400’üne kadar, Avrupa Birliği üzerinden sıkıştırmalara kadar birtakım işler yapmaya çalışanlar” diyerek “meydan okuma” niteliği taşıyan bir “karşı operasyon” çerçevesi çiziyor.
Sonra da Türkiye’nin önündeki tırmanma şeridini ortaya koyuyor:
“Eğer Türkiye bu ekonomik siyasi istikrarını şöyle bir 5-10 sene koruyup, devam ettirebilirse, daha da güçlendirebilirse, güçlü demokrasiyle, güçlü toplumsal dayanışmayla bunu ileriye götürebilirse Allah’ın izniyle bugünkü Türkiye’den çok daha ileride, çok daha güçlü, çok daha büyük bir Türkiye olacaktır. Türkiye bunun için bu meydan okumalara karşı hem hazırlığını yapıyor hem kimseyle kavga etmiyor, kimseyi kategorik olarak reddetmiyor; biz şununla ilişkiye girmeyeceğiz, şununla ilişkilerimizi koparacağız gibi bir kategorik ayrıma girmiyor. Bizim derdimiz, işimiz gücümüz; kendimizin güçlü olmasını temin etmektir, orada ortak bir noktayı bulabilmektir.”
***
Numan Bey buradaki “ortak noktayı bulabilmek” ifadesinin ardından seçimden hemen sonra dillendirilen “Türkiye ittifakı”na geliyor. Sözü şöyle bağlıyor: “Güçlü, büyük Türkiye’nin oluşabilmesi için siyasi farklılıklarımızı bir tarafa bırakarak ….milli, güçlü bir perspektifin etrafında buluşmaktır. Herkesin siyasi ajandası farklı olabilir, eyvallah. Teklifleri farklı olabilir.”
Hemen ifade edeyim ki, sağlıklı bir çerçeve bu.
Şöyle yeniden üstünden geçersek;
- Dünya hareketli. Bizim coğrafyamız çok daha hareketli. Ben diyeyim, geçmiş 100 yılın hesaplaşması yeniden yaşanıyor.
- Türkiye bu coğrafyanın merkez ülkesi ve geçmişteki büyük mirasın sorumluluğunu taşıyor. Onun için haklı olarak iddialı.
- Ama kötü niyetliler var. Bu kötü niyetliler Türkiye’yi de tehdit ediyor.
- İddiamızı hayata geçirebilmemiz için ‘Güç”e (askeri mi?) ihtiyacımız, var. “İmkan”a ihtiyacımız (ekonomik mi?) var. “Güç”e “İmkan”a ulaşmak için de “mühlete-zaman”a (barış yılları) ihtiyacımız var.
- Kategorik olarak kavga istemiyoruz, kategorik olarak kimseyi reddetmiyoruz. Ancak meydan okumalar karşısında da sessiz değiliz.
- İçerde büyük, güçlü Türkiye için siyasi farklılıklara rağmen “milli, güçlü bir perspektif” etrafında bir “Türkiye ittifakı”nı sağlamalıyız.
***
Bunların tamamı doğru şeyler.
Mesela yeterince güç ve imkana kavuşmadan, öngördüğümüz “mühlet”ten çok önce, tercih etmediğimiz halde içine sürüklenilecek çatışmalar… sorundur. Onun için gücün, imkanın ve mühletin değerlendirilmesi ciddi bir stratejik akıl gerektiriyor.
Mesela, “Türkiye ittifakı”nın gelip geçici bir siyasi söylem olmanın ötesinde hakikaten topluma “Güçlü, milli perspektif” sunulduğu ve bu eksende siyasi hesapların ötesine geçildiği kanaatini vermek önemli bir siyasi akıl gerektiriyor.
Türkiye bir seçimden çıktı ve bu seçim, iktidar kadrolarında ciddi endişeye yol açtı. Çünkü ciddi kayıplar oldu. Seçimi “beka söylemi”ne kilitleyip, muhalefeti de “Bekayı ıskalamak”la suçlamak, kabul edelim ki “Türkiye ittifakı” hassasiyetinin ürünü değildi.
İktidar şu anda, kendi içinden çıkan dünkü yol arkadaşları için bile “İhanet”söylemini seslendiriyor. Siyaseti, ülke için farklı perspektiflerin yarışı olmanın ötesine taşıyor ve “iç düşmanlar” üretiyoruz.
Belli ki “Büyük, güçlü Türkiye” yüzde 50 artı 1’in Türkiyesi değildir. 82 milyonun Türkiyesi’dir.
Bence “Türkiye ittifakı” söyleminin içinin nasıl doldurulacağı noktasında ciddi bir çalışma yapmak gerekiyor. Aslında Ak Parti yola çok daha geniş bir toplumsal yelpazeyi kuşatma amacıyla çıkmıştı. Bugün yüzde 50 artı 1’i yakalamak için keskin bir kamplaşma diline ihtiyaç duyuyor. “Şunlara karşı şurada toplanmalısın” dilenin ortak ideallerde buluşmayı zorlaştıracağı açıktır.
Önce Türkiye toplumunun anı ideallere yürüyen diri bir “Güç” haline getirmek…
Yaşadığımız zamanı bunun için hayati önemde görmek.
Sonra “İnsan potansiyeli”ni bilgiyle donatmak.
Sonra kötü niyetlilerin kullanım alanı olmaması için “sancılı toplum kesimleri”nin tedavisi için proje hazırlamak.
Ve en önemlisi, yönetim kadrolarındaki “metal yorgunluğu”ndan ayrı olarak daha sonra genişçe işleyeceğim toplumdaki “gönül yorgunluğu”nu gidermek.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025