Ahmet TAŞGETİREN
İnsanın inanası gelmiyor. Tamam, tweetlerinde saçmalıklarını görüyorsunuz, Suudi Kralına “Bak Kral, biz seni koruyoruz. Biz olmazsak iki haftaya burada olmayabilirsin. Kendi ordunun masrafını kendin ödemelisin, ödemeye mecbursun” dediğini dünya aleme ilan ettiğini biliyoruz, ama sanki bize yapılmaz gibi düşünüyoruz. Ne de olsa Cumhurbaşkanı Erdoğan’la arasında “Derin Amerika”dan farklı bir iletişim kanalı oluştuğu kanaati var.
Ama işte o mektup, Amerika’nın başındaki adamın çılgınlığının sınırı olmadığını, bize de gösteriyor. Tayyip Erdoğan gibi, kendi ifadesiyle “Duruş”u olan bir insana, o mektubu yazıyor. İşte Trump imzalı o skandal mektup:
“Sayın Başkan,
“İyi bir anlaşma için çalışalım. Binlerce kişinin katledilmesinden sorumlu olmak istemiyorsun, ben de Türkiye’nin ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemiyorum ve ederim de. Rahip Brunson konusunda sana bir örnek sunmuştum.
“Sorunlarının bazılarını çözmek için çok çalıştım. Dünyayı hayal kırıklığına uğratma. Harika bir anlaşma yapabilirsin. General Mazlum seninle müzakere etmek istiyor ve geçmişte hiç vermediği tavizleri vermeye niyetliler. Bana gönderdiği mektubun bir kopyasını gizli olmak kaydıyla iliştiriyorum.
“Bunu doğru ve insani bir yolla yapabilirsen tarih senden yana olacaktır. Eğer iyi şeyler olmazsa sonsuza dek şeytan olarak görüleceksin. Sert bir adam olma. Aptal olma.
“Seni daha sonra arayacağım.”
***
Trump farklı! Trump bizi anlıyor!
İşte Trump bu. “Mahvetmek… Sonsuza dek şeytan olarak görülmek… Sert adam olma… Aptal olma…”
Bunu, Türkiye gibi bir ülkenin Cumhurbaşkanı’na hitaben yazıyor.
Peki böyle bir mektuba nasıl mukabele edilir?
Mektup 9 Ekim’de gelmiş. Aradan bir hafta geçtikten sonra Amerikan medyası tarafından kamuoyuna duyuruluyor. Demek ki bizim yöneticilerimizin ilk tepkisi “mektubu kamuoyu ile paylaşmamak” olmuş. Diğer tepkileri Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’ın “üst düzey bir devlet görevlisiyle görüşmesi”ni kamuoyu ile paylaşmasından öğreniyoruz.
O devlet görevlisi Ahmet Hakan’a “Mektubun Cumhurbaşkanı tarafından çöpe atıldığını, cevap olarak da Barış Pınarı harekatının başlatıldığını” söylemiş. Şu değerlendirme de söz konusu “üst düzey devlet görevlisi”ne ait:
“Açık ve net olarak söylemek gerekirse Erdoğan kararlı duruşu ile ülkesinin ve bölge halklarının çıkarlarını koruma noktasında oldukça başarılı bir siyaset yürütüyor.”
“Üst düzey bir devlet görevlisi”nin bir gazetecinin araması üzerine yaptığı değerlendirme, kamuoyuna bütün garabeti ile yansıyan o mektubun toplumda oluşturduğu öfkeyi karşılar mı, pek sanmıyorum.
Devletten birisinin Trump’a “Mektubunu çöpe attık. Bir dünya devletinin başka ülkelerle bu dil ile iletişim kurmasını akılla bağdaştıramıyoruz. Dostluğu, müttefikliği unuttuk, sadece insanca bir iletişim bekliyoruz.” gibi açıklama ile mukabele etmesi daha tatmin edici olmaz mıydı? Tam da “Ey Trump!” denecek zaman değil miydi?
Adam sizi birkaç satırlık mektupla “Kabile devleti” statüsüne indirgiyor. Oradan böyle görünmek çok incitici. “Barış Pınarı” harekatının yanına “Mektubunu çöpe attık Bay Trump” cümlesini de eklesek daha şık olmaz mıydı?
***
Şu “Mahvetme” işleri artık kabak tadı verdi. Onur kırıcı bir mahiyet kazandı. Trump’ın anlayacağı dilden konuşma zamanı çoktan geldi.
Bir düşünelim: Trump, Suudi Kralı ile ilgili o sözleri söyledikten sonra Türkiye’den Suudi dünyasına nasıl bakılmıştı? “Mahvederim”li söylem devam ettiği takdirde benzeri bir bakışın bize yöneleceğini düşünmek yanlış mı olur? Bizi de örnek göstererek, ABD Başkanı’nın canı istedikçe devlet başkanı falan dinlemeyip herkesi en ağır şekilde döveceği görüntüsü kabul edilebilir mi?
Johnson mektubu onur kırıcıydı. Unutulmuyor. Emsal gibi bir yerlerde duruyor. Trump’ın tweetleri ve şu mektubu Amerikan çirkinliğinin üstüne tüy dikti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “ABD Başkan Yardımcısı Pence ve Dışişleri Bakanı Pompeo ile görüşecek misiniz?” sorusuna önce “Görüşmeyeceğim ancak Trump’la görüşürüm” demiş, sonra bir düzeltme yapılarak “heyetle görüşeceği” açıklanmıştı. Belki de doğrusu “Özür dilemedikçe Trump’la da görüşmem” tepkisi olmalıydı.
İş bu noktaya gelmemeliydi. Trump böyle bir mektuba cesaret edememeliydi. En azından “Türkiye’ye böyle yapılmaz”ı bilmeliydi. Ama bu noktaya geldikten sonra artık “Düşük profilli cevaplar” haysiyete yönelik saldırıyı karşılamaz. Değilse yol olur.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025