Fehmi KORU
Hamlet “Çürümüş bir şeyler var şu Danimarka krallığında” diye başlar.. Türkiye’den bir Şekspir çıksa…
“Tadında bırakmak” diye bir deyimimiz var.
Herhangi bir konuda aşırıya kaçmamayı, yerinde çıkışları kabul edilir sınırlar içerisinde tutmayı, aksi halde başta belirlenen amacın yerine gelmeyebileceğini de ifade etmede kullanılan bir deyim bu.
Sedat Peker’in çıkışları ile itham edilenlerin tavırlarını herkesle birlikte izlemeye çalışırken, bugün gelinen noktada, tadın kaçmaya başladığı aşamasına yaklaştığımızı düşünmeden edemiyorum.
Çıkış hangi saikle yapılmış olursa olsun ilgiyle karşılaştı, yayınlanan videoların izlenme rakamları buna işaret ediyor. Bundan sonra gelecek videolar da muhtemelen aynı ilgiyi görecektir.
İlgi doğal, çünkü videolarda anlatılanlar yerli dizilerde işlenen temalara çok benziyor. Videoyu hazırlayanın tavrında tarihi konuları işleyen dizilerdeki ana figürü andıran özellikler bulunduğu gibi, işlenen senaryoda cinai dizilerden daha kanlı bölümler ile siyasi entrikalar da bolca mevcut.
Eskiden filmlere dikkat çekmek için “24 kısım tekmili birden” ifadesi kullanılırdı, yayınlanan vidoların sayısı arttıkça o ifade daha fazla akla gelebilecek.
Videoları izleyen milyonların ilgisinin temelinde bu merak unsuru var.
Dizi izleyicilerinin kolayca siyaset izleyicisi haline dönüştüğü bir süreç yaşanıyor.
“Tadında bırakmak” deyimi ilk burada devreye giriyor işte.
Videoların hedef aldığı kişiler sıralamasında kendiliğinden en öne çıkan siyasi kişilik de dizilerden bir karakter gibi.
Kendisine, belli ki, “Kendini savun, temizlen” denilmiş, o da bu sebeple cansiperane bir gayretle aynı görsel mecrayı kullanıyor. Televizyona çıkıyor. Her yeni video itibarından bir dilimi koparttığı gibi, çıktığı her televizyon programı da kendisine yönelik ithamların zihinlerde biraz daha yer etmesine yol açıyor.
Yeni bir-iki video ile yeni bir televizyon programı daha…
İyi de, daha nereye kadar?
Siyasi kişiliğin videolara karşı savunma hattını şahsen kurması videolarda dile getirilen daha vahim itham ve iddiaların hak ettikleri açıklıkta tartışılmasını engelliyor.
Acaba öne atılmasının -veya itilmesinin- sebebi bu mu?
Kendisini kendisinden daha ileri savunmak için ortaya atılan iktidarın küçük ortağı sözcülerinin niyetlerinin bu olduğuna eminim.
Hakem/ler ortada yok
Tad kaçarsa, videolarda anlatılanlarla üzerleri yeniden açılma ihtimali bulunan yakın siyasi tarihimize ait bir dizi yanlışlıkla hesaplaşmak yine mümkün olmayabilir.
Sorun daha çok ‘hakem’ konumunda birileri bulunmamasından kaynaklanıyor.
Demokrasilerde yanlışlıkların üzerine gitme görevinin sahipleri vardır. Bunlardan en etkilisi yargıdır. Konu siyaset alanındaysa parlamento devreye girer, iddia ve ithamların gerçeklik payını araştırmak ve soruşturmak üzere komisyonlar kurar. Süreç devam ederken,’Dördüncü kuvvet’ diye bilinen medya da kendi üzerine düşen aydınlatma görevini yerine getirir.
Savcılar suskun. TBMM hareketsiz. Medya ise afyonlu.
Ortada iddia ve ithamlar uçuşuyor, ancak duruma müdahale etmesi gereken ‘hakem kurumlar’ nerede?
Yok. Ya da yok hükmünde.
İş uzadıkça uzuyor.
Yalnızca kişiler değil, siyaset, sistem ve en önemlisi ülke yönetimi gelişmelerden yara alıyor.
Bu da fark edilmiyor.
Çok kısa zamanda Türkiye bir ‘Narko Ülke’ damgası yiyebilir.
İçinde çetelerin cirit attığı, devlet adına hareket ettiklerine inanılan birilerinin hesaba çekilmeyecekleri güvencesiyle arkalarında failleri meçhul kalacak bir dizi cinayet bırakarak hedef seçtikleri kişileri ortadan kaldırabildikleri, tertemiz kalması beklenecek kişilerin akıl almaz yanlış işler içerisine girebildikleri bir ülke manzarası ülkenin üzerine yapışacak.
Murathan Mungan’a ait olduğu bilinen “Türkiye’de her şey olunabilir, ama rezil olunmaz” sözü bu defa bir başka soruyu akla getiriyor:
Türkiye’de bir şey olanların yerlerini kaybetmeleri için mutlaka rezillenmeleri mi gerekiyor?
Hesabı sorulmayan yanlışlıklar yanlışı yapanın peşini bırakmaz.
İşte görüyoruz, bırakmıyor.
Yanlışa tahammülü bulunmayan konumların sahipleri, yanlış yaptıkları ithamına maruz kaldıklarında, yanlış yapmadıklarına inanıyorlarsa, oturdukları koltuğa sıkı sıkıya sarılmak yerine, kendiliklerinden hakeme başvurma yolunu tutmak zorundadırlar.
Onların buna yanaşmadığı durumda ‘hakem’ konumunda olanlar bir an sektirmeden devreye girerler.
Ya beklenen olmaz, yanlış yapan veya yanlış yaptığı ithamına maruz kalan yerinden ayrılmaz, ona çekilme kolaylığını ‘görevinden af ederek’ gösterebilecek makam buna yanaşmaz, iddia ve ithamlar devam ettiği halde ‘hakem’ konumunda olanlardan da tartışmalara açıklık getirecek girişimler gelmezse ne olur?
Cevabım şu: Süreç halkaları içerisinde yer alan her şahıs ve her makam, daha çok da bu olayın yaşandığı ülke yaşananlardan olumsuz etkilenir.
Kişiler, makamlar, kurumlar ve ülke…
Görüntüye ve savunmalara bakarak söyleyebileceğim şudur: Hiçbir yabancı kişi veya ülke, dış güç, istihbarat örgütü, içeriden kaynaklanan yanlış davranışlar kadar etkili olamaz.
Gereksiz uzayan her süreç, boşa harcanan her gün, buna sebep olanlara kaybettirir.
İşi tadında bırakmak gerek.
Yazarlar
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025