Halil BERKTAY
Nâzım şöyle diyor bir şiirinde : Ben kurtarıp kellemi nida ve sual işaretlerinden, / büyük kavgada / açık ve endişesiz / girdim safa.
Çok bilinen mısralardır. Çok da benimsenir. Epik bir duruşu, bir bravado’su vardır. Üzerinde durulmayan yanlarına işaret edeceğim. Kavgaya ne kadar düşkünüzdür, bir (Dost dost ille kavga). Özel olarak sol, sol-içi kavga seyretmeye ne kadar düşkündür, iki. Nihayet üç, Hamlet’te Kraliçe Gertrude’un “bana kalırsa hanımefendi fazla itiraz nümayişinde” (Methinks the lady doth protest too much) demesi gibi, bana kalırsa Nâzım’ın beyanı da, gerçekte kafasının “nida ve sual işaretleri”yle ne kadar dolu olduğunu ve o tereddütleri kovalamak için, karanlıkta ıslık çalarcasına bu kadar yüksek sesle konuştuğunu yansıtmaktadır.
Her neyse. Benim söyleyeceğim iki şey var bu tartışma hakkında. Birincisi daha önemsiz; konuya ilişkin kendi tavrımla ilgili. Ben daha çok Ahmet Altan ve Markar Esayan’ın yazılarında somutlanan politik duruşa yakınım. Bu dönemde ve şu koşullar içinde; AKP’nin yönelimi ve özellikle Başbakan Erdoğan’ın bu yönelime damgasını vuran söylemi ve icraatı karşısında, demokrasi, özgürlükler, Kürt meselesine çözüm ve Suriye’yle savaşa girmemek gibi noktalarda (ya da bu ölçütlerle) “sert” denen türden muhalefet yapmaktan yanayım. Çünkü aynen Markar Esayan’ın izah ettiği gibi, niyetlere değil olgulara bakmak gerektiğini düşünüyorum. Yıldıray Oğur’un, Gürbüz Özaltınlı’nın, Alper Görmüş’ün, Melih Altınok’un bazı analizleri haklı olabilir. Özetle, AKP’nin tükenmediğini, hâlâ ileri adımlar atabileceğini ve hele Kürt meselesinde atmasının beklenmesi gerektiğini söylüyorlar (ya da ben öyle anlıyorum).
Doğru, bu kadarına ben de katılırım. Daha genel olarak, yakın geçmişte “AKP’nin barutunun tükenmesi” diye bir şey olmadığını yazmıştım (Devrim, Dersim, normalite: 3 Aralık 2011). Demiştim ki bu, Marksizmin “burjuva devrimleri” paradigmasından türeyen bir metafordur. Buna göre, “burjuvazi” devrimde bir yere kadar gidebilir; sonra yorulur, korkar ve daha ötesine geçemez. O yazıda, “anormal siyaset”ten türetilmiş (ama bu kökeninin her zaman farkına varmadığımız) bu metaforu, “normal siyaset” alanına taşımamak ve şu veya bu siyasî partinin artık bittiğine o kadar kolay hükmetmemek gerektiğini savunmuştum. Hâlâ da bu fikrin yanında duruyorum.
Ne ki, niyetler ve olgular gibi, analiz ile politik duruş veya tavrın da farklı olduğu kanısındayım. Analitik açıdan, AKP’nin çoğalan eksilerinin yanı sıra tamamen silinmemiş olabilecek artılarına da işaret edebiliriz (ki, CHP ve MHP’yle aynı kefeye koymayalım). Öte yandan, niyetlerinin ne kadar iyi olabileceğini tekrarlayarak, onu iyi yöne, gitmesini arzuladığımız yöne sevk edebilir veya iteleyebilir miyiz ? Bundan çok şüpheliyim. “İyi niyet”lerini okşayarak değil; saydığım dört beş alanda ve o ölçütler açısından bütün “ihlâl”lerini ancak gayet net ve sürekli bir şekilde eleştirerek, olumlu yönde etkileme şansımızı koruyabiliriz. Niyetlerine kredi açıp fazla yumuşak davranmak ise, iyice gevşeyip rahatlaması ve sol demokratları da kafaya alıp dikensiz gül bahçemi kurdum sanmasından başka sonuç veremez.
Yeter ki eleştiri ölçütlerimiz doğru olsun; altını çiziyorum, burada mesele eleştiri dozunun “sert” veya “yumuşak” olduğu değil, hangi ölçütler açısından yapıldığıdır aslında. Böyle baktığımızda, evet, benim de var Ahmet Altan’a bir eleştirim. Bu, son birkaç ayda Suriye hakkında yazdıklarıyla ilgili. Başyazılarında (a) Beşşar Esed diktatörlüğüne karşı çıkmak ve (b) modernist devletçi solculuk adına onu destekleyenleri (CHP ve benzerlerini) eleştirmek gibi iki çok doğru tavır ile (c) AKP’den Suriye’ye karşı hayli muğlak bir “sertleşme” talep ve belki doğrudan müdahale imâ etmek gibi bir hatâ arasındaki sınırı her zaman doğru çizemediği kanısındayım.
Örneğin şu düşürülen (ve nasıl düşürüldüğü hâlâ da tam anlaşılamamış) uçak konusunda Taraf’ın editoryal tavırları, maalesef biraz yangına körükle gitmek gibi oldu. Orada hayli tuhaf ve karışık bir olay olduğu belli. Galiba bizim gazete, birincisi, Esed yönetimine tepkisi bağlamında ilk başta Dışişleri’nin resmî açıklamalarına fazla inandı. İkincisi, bu temelde hükümeti “bir devlet böyle mi davranır” kabilinden eleştirmeye girişti. Üçüncüsü, biraz ilk ikisiyle çelişir şekilde de olsa, Uludere katliamı ile fazla basit bir paralel kurdu. “Çok net bir gerçek var; bunu biliyor ve saklıyorlar; derhal açıklasınlar” havasına fazla girdi oysa son teknik raporlardan sonra, gerçekten basit ve hemen bilinebilecek bir şey olmamış olduğu pekâlâ ortaya çıktı.
Ne ki, Taraf’ın (bu üç nokta arasında bütün gidiş gelişleriyle birlikte) düşen uçak yayınından akıllarda kalan, devletin ve/ya hükümetin Suriye karşısındaki “zaaf”ının şiddetle eleştirilmesi oldu. Bu da bir kısım okuyucuda, gazetenin hükümeti eleştirmek için eleştirdiği izlenimini yarattı. Bu yorumakatılmıyorum ama bu izlenimin nasıl doğduğunu kişisel çevremden biliyor, görüyorum. Ve kendi payıma, buralarda doz aşırılığının değil, olayın akışı içinde hem de birkaç ölçüt kaymasının söz konusu olduğu kanısındayım.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024