Halil BERKTAY
“Türk Tarih Tezi”nin ne olduğu ve neden ancak şimdi, “yavaş yavaş” çöküyor değil de çoktan çökmüş, artık esamisi okunmaz hale gelmiş olduğuyla ilgili, bir başka açıklama tarzı geldi aklıma. Onu da yazayım da, bu mesele tamamen kapanmış olsun.
Milliyetçi tarih anlatılarında bir “altın çağ” kavramı çok büyük yer tutar. Altın çağ, “bizim” en güçlü ve “öteki”lerimiz, “düşman”larımızın en zayıf konumda olduğu; “ulusal deha”mızın parlayıp ezelî ve ebedî hasletlerimize en fazla ışık tuttuğu; kendimize özgü kurumlarımızın başkalarınınkine üstünlüğünün belirginleştiği, “öz”ümüzün öne çıktığı bir dönemdir (daha doğrusu, öyle düşünülüp kurgulanır). 19. ve 20. yüzyılın milliyetçi akımları, modern çağda yaşamakla birlikte, geçmişteki (gerçek veya hayalî) böyle bir dönemden kuvvet almaktan; kendilerini onun aynasında görmek ve göstermekten hoşlanırlar.
(Bu “altın çağ” fikri, milliyetçi tarihle sınırlı değildir aslında. Büyük dinlerle doğup gelen bir yaklaşımdır. Bir “asr-ı saadet”i vardır, bir “kıyamet günü” vardır. Tarihin belirli bir yönü olduğunu varsayan her düşünce sisteminde, benzer öğelere rastlanabilir. Tarihi sonsuz değişim olarak düşünmenin, ilke olarak “altın çağ”cılığa karşı olması gerekir. Marksizm bu açıdan kendi içinde çelişkilidir. Bir yandan, felsefî boyutuyla sonsuz değişimi kabul eder. Diğer yandan, Hegelci “tarihin yönü” takıntısını aşamaz. Dolayısıyla Marksizm’de de maalesef hem geçmişteki, hem gelecekteki bir “altın çağ”la –ya da “kıyamet günü”yle- yüz yüze geliriz. Birincisi “ilkel komünizm,” ikincisiyse “proletarya devrimi ve sınıfsız toplum”dur. Her ikisi de metafiziktir, tarih dışıdır. Ama şimdilik bu ve diğer örnekleri bir yana bırakıp, sadece milliyetçi “büyük anlatı”lara eğiliyorum.)
Bütün ideolojiler ve bu çerçevede bütün milliyetçilikler gibi Türk milliyetçiliği de, kendi içinde uyumlu, türdeş, çelişkisiz bir bütün değildir. Çeşitli varyantları ve bunların spesifik altın çağları, bunlar etrafında örülmüş büyük anlatıları söz konusudur. Bu açıdan özellikle üç büyük altın çağ kurgusundan söz edilebilir. İlki, eski adıyla Osmanlı “yükselme dönemi”ne veya yeni adıyla “klasik çağ”ına, yani kabaca II. Mehmet’ten Kanuni’nin ölümüne, belki 16. yüzyılın sonuna kadarki 100-150 yıllık döneme odaklanır. Bu varyant her şeyden önce devleti ve devlete itaati yüceltir, emperyal değerleri öne çıkarır. Türk-İslâm sentezi de daha çok bu anlatının içinde barınır. Zihinsel ufukları ister istemez imparatorlukla özdeş olan geç dönem Osmanlı elitleri, 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarının İstanbul aydınları, İkinci Meşrutiyet münevverleri, Ahmed Refik (Altınay) ve Fuat Köprülü gibi isimler, bu varyantın taşıyıcısıdır.
Bir diğer altın çağ kurgusu, Orta Asya’nın (reel, tarihsel Orta Asya’nın desem daha doğru olur) İÖ 300 - İS 1400 arasında yükselen ve çöken bozkır imparatorluklarına odaklanır. Hsiung-nu’lar, Hunlar, Kök Türkler, Cengiz ve Moğollar, Timur ve Timurlular en “erkek,” en saldırgan, en savaşçı değerleri yüceltmek için kullanılır. Yerleşik hayatın, tarım ve ticaretin, kentlerin ve uygarlığın horlanmasına, en çıplak şekliyle Nihal Atsız’da rastlarız. Doğrudan Nazi hayranı ırkçılığıyla Nihal Atsız, bu atlı göçebe bozkır kavimleri arasında özel bir seçiciliği : “sarı ırk”a ve dolayısıyla Çin’e yakın gördüğü Moğollara karşı “beyaz” Kök Türklerin tercih edilmesini de temsil eder. Bu damar 1930 ve 40’ların Turancılığının, 1960 ve 70’lerden bugüne ise (Osmanlıcılıkla bütün karışma ve örtüşmelerine karşın) MHP, Ülkü Ocakları ve BBP çevresinin duygu ve düşünce kökenlerine kuvvetle yansıdı, yansıyor.
Gelelim üçüncü ve son altın çağ öyküsüne. Zaman içinde en son (1930’larda) ortaya çıkan da, en erken (daha 40’lar ve 50’lerde) silinen de bu oldu. Modernizmi, jakobenizmi ve toplum mühendisliği hevesinin doruğundaki haliyle Kemalizm, devlet ve iktidar fetişizmini paylaşsa da, “yükselme devri” veya “klasik çağ” anlatısından hoşlanmıyordu, çünkü işin içine, devirmiş olduğu Osmanlı eski düzeniyle birlikte İslâmiyet de girmekteydi. Etnik (hattâ ırkî) köken ve devamlılık vurgusunu paylaşsa da, “bozkır imparatorlukları” anlatısından da pek hoşlanmıyordu, çünkü işin içine, savaş ve yağmacılıkla birlikte, Batı’nın “bizi aşağılamak için kullandığı” gerilik, ilkellik ve barbarlık motifleri de girmekteydi. Onun için Mustafa Kemal ve çevresi, başka ve tamamen hayalî bir altın çağı aşağı yukarı sıfırdan var etmeyi denediler. Orta Asya kökenliliği korudular, ama İÖ 200’lerden en az 7000 yıl daha geriye taşıdılar. Öyle bir Orta Asya düşlediler ki, Türk olacak, üstün beyaz ırk olacak, uygar olacak, ve tabii İslâmla da bir ilişkisi olmayacak. Bizi bütün uygarlıkların tepesine oturtacak. Tarihi bizimle başlatacak. Üstelik bizi hem Avrupalı, hem Anadolu’nun gerçek sahibi kılacak.
Ortaya çok özel bir kurgu olarak Türk Tarih Tezi çıktı. On yıldan az dayandı. Ciddi ve büyük bir tartışmayla çökertilmedi –zaten Türkiye’de böyle şeyler hiç olmaz. Ama dar sofra çevresi dışında kimse bu safsatayı pek ciddiye almadı. Onun için 1938’den sonra adım adım geriye çekildi ve devreden çıktı. Osmanlı altın çağı rehabilite edildi ve bozkır imparatorluklarını da kendine eklemledi. Buna karşılık TTT tedricen unutuldu. Yirmi yıl önce ders kitaplarından son izleri de silindi. Lâkin geriye, genelgeçer Orta Asyacılıkla örtüşen bir ırkçılık tortusu bıraktı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024