Hasan CEMAL
Acaba her yıl bir Cumhuriyet Bayramı yazısı yazmak zorunda mıyım?.. Bu yazıya başlarken aklıma takılan soru bu oldu. Sıkıcı, beylik bir yazı galiba...
Bugün, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Atatürk’ün deyişiyle en büyük bayram.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana, dile kolay, tam 88 yıl geçmiş...
Ve yine o soru:
Acaba her yıl bir Cumhuriyet Bayramı yazısı yazmak zorunda mıyım?
Bayramlık ya da beylik bir yazı mı?..
Cumhuriyet gazetesindeyken Nadir Nadi arada bir benden ulusal bayramlarla ilgili Cumhuriyet imzalı başyazı isterdi.
İlk başlarda zorlanmıştım. Önce arşive çıkar, Nadir Bey’in daha önceki yıllarda yazdığı başyazıları okurdum.
Genellikle aynı yazılardı. Zamanın meseleleriyle şöyle bir güncelleştirilmiş ama temel çizgileri hiç değişmeyen, birbirinin benzeri yazılar...
Bir başka deyişle:
Cumhuriyet’in kuruluşuna ve Atatürk dönemine toz kondurmayan, laiklik ve bölünmez bütünlük konularında devletin ezberlerini her seferinde güzelleyen, bu arada iktidardaki partiyi bu açılardan eleştiren klasik yazılardı.
Bana biraz sıkıcı gelen bu başyazıları daha sonraki Cumhuriyet gazetesi yıllarımda ben de otomatiğe bağlanmış gibi yazmaya başlayacaktım.
Sıkıcılık sadece yıllık tekrardan kaynaklanmıyordu. Cumhuriyet rejimiyle ilgili bazı temel konularda eleştiriden yoksun olmalarının da elbette payı vardı bu monotonlukta.
Oysa, örneğin bugün hâlâ yaşadığımız Kürt sorununun temelleri Cumhuriyet’in kuruluşunda atıldı.
Başörtüsü, türban, din eğitimi ya da Alevilik gibi alanlarda bugün hâlâ karşı karşıya bulunduğumuz sorunlar da Cumhuriyet’in otoriter laiklik anlayışından kaynaklanıyor.
Asker sorunu da farklı değil.
Bütün bu meseleler, Cumhuriyet devletinin 88 yıl önceki kuruluş dönemine uzanıyor. Uzanmakla da kalmıyor, aynı zamanda hâlâ ikinci sınıflıktan kurtulamayan demokrasinin önündeki güncel engelleri oluşturuyorlar.
Bu da beylik bir yazı galiba.
Çünkü, benim 29 Ekim yazılarım da yıllar geçtikçe birbirine benzemeye başladı.
İki yıl önceki 29 Ekim yazımın girişi şöyle:
“Shakespeare’in bir sözü var, ‘Bütün dünler, bugünleri aydınlatan fenerlerdir’ diye...
Ama herkes için öyle mi?
Sanmıyorum.
Kendiliğinden olmuyor bu. Geçmişin bugüne ışık tutabilmesi için biraz özel çaba ve merak, eleştirel düşünce tarzıyla doğru bilgi lazım.
Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti’ne ilişkin resmi tarih dünü aydınlatmaktan ziyade karartmaya yarıyor. Bugüne kadar böyle oldu. Bu karartmayı yarmak da kolay değil.”
Yine bu köşede çıkan geçen yılki 29 Ekim yazısından:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana 87 yıl geçti.
Ama biz hâlâ ‘türban’ı tartışıyoruz.
Asker, 29 Ekim’de Çankaya Köşkü’ne çıkacak mı? CHP, Çankaya Köşkü’ne dönük boykotuna son verecek mi?
87 yıl ve biz hâlâ neredeyiz?..
Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana 87 yıl geçti. Laikliği hâlâ devletin baskısı altından kurtaramadık. Otoriter laiklik anlayışından demokrasinin gerektirdiği laik düzene tam olarak geçemedik.
Din eğitimi hâlâ yerli yerine oturamadı. Aleviler hâlâ başkent sokaklarında yürüyorlar, zorunlu din dersine karşı çıkarak, cemevlerinin resmen kabul edilmesini talep ederek...
87 yıl geçti ama Kürtler hâlâ ayakta. Anadillerini istiyorlar, kimlikleri konusunda eşitlik istiyorlar. İstedikleri için de acı çekiyorlar.
Cumhuriyet’in kuruluşundan bize miras ulus-devlet ve üniter devlet anlayışlarının temelinde yatan çarpıklıkları 87 yıldır düzeltemediğimiz içindir ki, demokrasi ve hukuk devleti ikinci sınıflığını koruyor.
87 yıl sonra bile tarihimiz hâlâ karanlıkta tutulmak isteniyor. Bir sürü resmi tarih güzellemelerini bunca zamandır gerçek sanıyoruz.
Oysa o kadar cahiliz ki. Ermenilerin, Kürtlerin, Alevilerin, Türklerin bu topraklarda neler yaşadıkları hâlâ aydınlığa çıkarılmak istenmiyor.
Resmi tarih öyle ki, milletçe hepimizi yalanda yaşatmak için kullanılıyor.
İşte bütün bu nedenlerle darbelerin, darbeci zihniyetlerin ürünü olmayan demokratik ve sivil yeni bir anayasaya ihtiyacımız var.”
Bugün Cumhuriyet’in 88. yılı.
Ve biz siviller tam 88 yıldır bu ülkede demokratik bir anayasa yapamadık.
Gelecek yıl acaba bu ayıptan kurtulabilecek miyiz?
Keşke kurtulsak.
Çünkü bu gidişle benim 29 Ekim yazıları da beylik yazılar haline gelecek.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024